"Abla abla abla."
Elimi uzatıp omzundan dürttüm. Karşı masada ki adamla cilveleşmeyi bırakıp benimle muhatap olabilir miydi acaba? O adamın da gözü bir bizden ayrılmıyordu. Cilveleşmenizi lütfen gidin başka bir yerde yapın.
Burası düğün ayol düğün! Akrabaların içinde cilveleşmek de ne demek?!
Parmaklarımı ablamın mini elbisesinin eteğinden içeri soktum. Şimdi yapacağım şey için kendimden özür diliyorum. Çünkü bu işin sonunda komalık olacaktım.
Hayır tabi ki de ablamdan özür dilemem.
Etrafa bakıp gülümserken ablamın bacağına cimcik attım. Buna da tepki ver Allah'ın cezası.
"Adel, git kızım başımdan."
Hâla gülümseyerek adama bakıyordu. Canım ya benim de bir sabrım var biliyor musun? Ve bu sabrım şuan taştı. Alt tarafı bir soru soracaktım ağzımın içine ettin.
"Madem cilveleşiyorsunuz gidin de köşede bir yerde sevişin o zaman. Artık bakışarak gülümsemeyin da yetti artık. Ben bile daraldım."
Konuşmam ablamın dikkati çekmiş olacak ki bana döndü. Beni ciddiye alması için konuşmamda sevişme kelimesi geçmesi mi lazımdı? Cidden mi abla? Benim bu kadar mı değerim var Allah aşkına? Bak sinirlendim yine ya. Kız resmen beni böyle dikkate aldı. Şaka gibi,şaka.
"Sence akrabaların içinde öyle bir şey yapma gibi bir şansım var mı? Bak eğer belki bile dersen durmam adamı tutar kolundan götürürüm valla." Derin nefes alıp gözlerini kısıp bana baktı. Benden belki değil direkt git götür dememi bekliyordu. "Ama sonra biri bizi görür sonra annem beni azarlarsa ben o zaman seni görecem Adel."
Bu neydi ya? Her haltı bunlar yapıyor azarı ben yiyorum. Sen hele bu masadan kalk git de ben anneme neler anlatıyorum Arya Hanım! Ne halin varsa gör.
Omzumu silkip önüme döndüm. Halay da bitmişti zaten. Halay başında ki de bir yere kaybolmuştu göremiyordum onu. Canım ablam sağolsun! Yarım saattir kolunu dürtüyordum ama tepki vermemişti.
Halay başında ki yakışılıyı kaçırmıştım işte onun yüzünden.
Ben onu kaçırdıysam o da karşıda ki masada ki adamla olmayacaktı.
Masanın üzerinde ki ablamın çantasını alıp fermuarını açtım. Çanta getirmemiştim, telefonumu da ablamın çantasına koymuştum. Telefonumu bulup çantayı geri yerine bıraktığımda yerimden kalktım.
"Nereye?"
"Bir şeye bakıp gelecem."
Ablam tip tip bana bakarken ona aldırmadan masaların arasından sıyrıldım. Halay çektiğine göre davetlilerden birisiydi. Onun için de hâlâ buralarda olması gerekiyordu.
Ama eğer bulamazsam ne yapardım bilmiyorum.
En kötüsü düğünde olan bir dedikoducu teyze bulup ona o kişiyi tarif ederdim. Kesinlikle şak diye önüme geçmişini bile sererdi.
Aldığım nefesi yavaşça verip ellerimle kaşınan boynumu kaşımaya başladım. Adam resmen uçmuştu ya. Düğüne sadece öylesine bir gözüküp gitmiş olamazdı değil mi?
Yoksa hesaplamaya üşendiğim saat kadar onu aradığım halde onu bulamamamın başka bir açıklaması olamaz.
Yada bu gördüğüm kişi benim hayal ürünümdü.
Evet iki ihtimalden biriydi.
Ellerimi boynumdan çekip geldiğim yolu geri döndüm. Ama ben üzülüyordum böyle olunca. Yani madem gidecektin o zaman niye karşıma çıkıyorsun.
40 yıldır aşk acısı çekiyormuşsun gibi konuşma.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Halay Başı |Texting
Short StoryAdelacar=Bak şimdiden söyleyim bu ilişkiyi yürüten benim Adelacar=Seni bulacam diye neler yaptım varya bir bilsen aklın uçar Adelacar=Sakın sorma anlatamam Adelacar çevrimdışı. Adelacar çevrimiçi. Adelacar=Bu arada çok güzel halay çekiyorsun 12.05.2...