6.7

29.3K 1.6K 361
                                    

Bu kalabalık bu curcuna ne abi?

"Hadi kızım oyalanma oyalanma."

Annemin yanımdan geçerken de bana söylenmesi de bitmiyordu. Ablam hamile diye onu koltuğa oturtmuş kaldırmıyorlardı.

Ne yani iş yapmamak için hamile mi kalmak gerekiyordu?

Sinan gel buraya sevgilim ufak bir işimiz var.

Kolumun cimciklenmesi ile inleyerek yanıma döndüm. "Kızım kime diyorum ben? Gelecekler şimdi hadi bir yardım et bana." Mutfağa bakıp bana döndü. "Abin bile yardım ediyor."

Annem arkasını dönüp mutfağa gidecekken dönüp beni şaşırtacak şeyi söyledi. "Sinan'ı da çağır o da gelsin."

Direkt telefonu çıkarıp Sinan'a yazdım.

Adel:Lan olum koş koş

Çilli Sinan:Noldu

Adel:Bize gel

Çilli Sinan:Misafir gelmeyecek mi?

Adel:Gelecek

Adel:Annem dedi

Adel:Sinan'ı da çağır gelsin

Adel:Hadi gel

Çilli Sinan:Ben ne yapıcam orada?

Adel:Sırada ki damat olarak oturacaksın sandalyeye

Çilli Sinan:Geliyorum

Damat diyince nasıl da fikri değişiyor hemen.

Ah ah çocuğuna büyü de yapmadım ki. Ne bu evlenme merakı.

Annemin söylediği bütün işleri bitirip anlamın yanına oturdum. Ablamın kucağında ki kesik elma diliminden alıp yedim.

Oh paşama bak hele keyif yapıyor.

Ablamın yüzüne baktım. Ablam hamileydi. Yani ablam-.

Ablamın hamile olmasına gerek yok gerizekalı yaptığını zaten biliyordum şimdi be bu tavırlar?

Ama hamile olunca da bir başka oluyor.

O değil de ben damadı hâla görmedim.

Neyse çokta umurumda değil zaten.

Zil çaldığında uyuşuk bir şekilde kalkıp kapıyı açtım. Gelen sıradaki damattı. Yani salak değilseniz gelenin kim olduğunu anlamışsınızdır.

Sinan'la çok yakın olamadan annem Sinan'ı salona çağırdı. Sinan bana göz kırpıp salona gidince bende kapıyı kapatıp peşinden gittim.

Çok geçmeden de misafirler gelmişti. Ben salonun köşesine Sinan'ın yanına oturmuştum. Bu kargaşada ne annemin ne de babamın gözü beni görmüyordu zaten pekte sıkıntı olmuyordu.

Ama abim için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. O bize dik dik bakmakla meşgul şuanda.

Canım abim ne de güzel bakıyor.

Bizi deşecekmiş gibi.

Kıskanıyor işte.

Sinan'ın elini tutup kucağıma koydum ve isteme bitene kadar eliyle oynadım. Sinan'ın parmakları uzunmuş he. Arada parmağını uzatıp parmağımı yakalıyor seviyordu. Bende o bırakana kadar bozmuyordum. Herkes birbirleriyle konuşunca bizde parmak güreşi yapmıştık.

Ve Sinan kazanmıştı.

O uzun parmaklarla benim kazanmamı beklemiyordunuz herhalde.

Misafirler gittikten sonra da hâla aynı yerde oturmuş duruyorduk. Ablam odasına çekilmişti. Annem,babam ve abim ise salona girmişti.

Dövecek misiniz olum hayırdır bu ne giriş?

Sinan elini dizimden çekip kendi dizine koydu.

Babam ciddiyetini kaybetmeyip konuşmaya başladı. Hayırdır bol keseden diyip beni de mi veriyorsunuz? "Hazır buradayken sizin işi de konuşalım."

Hassiktir ne.

Ayağa kalkıp babamın yanına oturdum. "Ne işi babacım gece gece? Bak çok geç oldu bence yatalım uyuyalım."

Annem omzumu cimcikledi.

Çürüdü omzum çürüdü anne.

Annem kulağıma eğilip konuştu. "Sende ablan gibi hamile gelde ben sana gösterecem o zaman."

"Anne ne alakası var?"

"Ne alakası varmış. Orada birbirinizi elleyip durdunuz. Tövbe estağfurullah. Misafirler var diye bir şey demedim ama görmedim sanma."

Heh ellerimizi elledik diye hamile kalıcam bende anne aynen.

Sinan bakışlarınız bizden çekip halıya dikmişti.

Yavrum utandı ya.

Babam başını sallayıp Sinan'la başka konu hakkında konuştular. Çok geçmeden de Sinan eve gitmişti zaten.

Sinan'ın gitmesi ile bende odama girdim.

Gidemde beyime uzun zamandır görmemiş gibi mesaj atayım.

Adel:Selam bebek

Çakal ben hola.

---

Halay Başı |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin