"Adel, lütfen diyorum. Hatta yalvarıyorum konuşalım."
Koca şehirde bir market varmış gibi Sinan'la aynı markette karşılaşmıştık. O yine benimle konuşmak istiyordu ama ben bir cevap vermeden reyondan reyona geziyordum.
Bisküviyi de market arabasına atıp makarnaların olduğu reyona gittim. Sinan'da kuyruk gibi peşimden geliyordu.
Bir kere konuşsam sonra da yüzüne bakmasam. En azından konuşmuş olurum ve o da benim peşimden kuyruk gibi dolanmaz.
Nasıl fikir?
Bence güzel.
"Tamam."dedim arkama dönmeden. Çünkü hâla arkamda olduğunu hissediyordum. "Bir ara konuşuruz."
Önüme geçip geri geri yürümeye başladı. Gerizekalı düşecekti. Gözlerinde umut parıltısı oluştu. Barışıcaz mı sanmıştı? Çok beklerdi. "Şimdi mi gelirsin?"
"Bilmiyorum."
Omuzları düştü. "Şimdi konuşsak?"
"Bilmiyorum."
Makarnayı da arabaya koyup son olarak salça da aldım. Sinan hâla ve hâla peşimdeydi.
Kasaya gidip parayı ödedikten sonra marketten çıktım. Yolumu değiştirip Sinan'ın evine doğru yürümeye başladım. Bu iş bugün olup bitsindi. Artık rahatlamak istiyordum.
Sinan'ın evinde konuşmak da istemiyordum ama şimdi konuşmanın da tartışmaya gideceğini bile bile sokağın ortasında konuşmak da salaklık olurdu.
Dedikoducu teyzeler perdelerin arkasında hazır beklerken hiç de doğru olmazdı.
Sinan'ın evine girdiğimde poşetleri kapının yanına bırakıp onun peşinden gittim. Salona gitmişti.
"Söyle artık ne söyleyeceksen gideyim."
Bana dönüp "Anlatıcam ama gitme. Sonuna kadar dinle."dediğinde kaşlarımı çattım.
Oldu canım başka?
"Lütfen Adel."
Kaşlarımı kaldırıp bir adım daha yaklaştım. "Ne olur ben gidince, tek mi kalırsın?" Ellerimi açtım. " Kimsesiz mi kalırsın Sinan? He söylesene?" Etrafıma bakıp sakinleşmeye çalıştım çünkü şuan Sinan'ı yumruk manyağı yapmak istiyordum. Aklıma şuana kadar bana söyledikleri gelince çirkin bir gülümsemeyle hepsini tekrar Sinan'a söyledim."Hayatımda ki tek kişi sensin Adel." Hım,demekki hayatında ki tek kişi benmişim. Nasıl da inanmışım hemen. "Sen de herkes gibi gitme Adel. Kimsesiz kalmak istemiyorum Adel. Ayrılmayalım Adel. Seni seviyorum Adel." Ah hepsinden önce ben buna nasıl inanmıştım? Beni seviyormuş vay be ne güzel yalan.
"Bu lafları ne çabuk unuttun Sinan. Her yanına geldiğimde tek başına olduğunu söyleyip kendini acındırıyordun be bana! Tabi bende de vicdan olduğu için seni tek bırakamıyordum. Diyordum ki ailesi bırakmış yazık bari ben yanında olayım diyordum."
Sinan'ın canını yakıyorsun,yapma.
Sinan ağladı ağlayacaktı. Gözleri dolmuş ama ağlamamak için kendini tutuyordu. Ağlarsa ağlasındı. Bundan sonra Sinan unurumda değildi. Bende iki günde çok ağlamıştım!
"Kimsesizmişsin de bilmem ne? Yalana bak!" Sinan bu lafımdan sonra inanamıyormuş gibi baktı bana. Şaşıracak ne vardı? Kimsesiz değildi ki. Nasıl kimsesiz olurdu? İki tane sevgilisi vardı.
Başını bana doğru eğip canı yanıyormuş gibi nefesini verdi. "Hayır deme öyle deme lütfen deme. Dinle beni sevgilim üzme beni."
Sinan bana yaklaştığı için birkaç adım geri gittim. Onun nefesini hissetmek istemiyordum. Sinan bu durumu yadırgayıp aramızda ki mesafeyi kapatmaya çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Halay Başı |Texting
Cerita PendekAdelacar=Bak şimdiden söyleyim bu ilişkiyi yürüten benim Adelacar=Seni bulacam diye neler yaptım varya bir bilsen aklın uçar Adelacar=Sakın sorma anlatamam Adelacar çevrimdışı. Adelacar çevrimiçi. Adelacar=Bu arada çok güzel halay çekiyorsun 12.05.2...