6.2

30.7K 1.6K 77
                                    

4 ay sonra.

Adel:

Adel:Denizli'den İstanbul'a Denizli'den İstanbul'a

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Adel:Denizli'den İstanbul'a Denizli'den İstanbul'a.

Adel:Sinan bey beni duyuyor musunuz?

Adel:Bak dersim bitti konuşabiliriz şimdi

Adel:Trip mi yiyorum?

Adel:Hıh Sinan Hıh

Çilli Sinan'dan görüntülü arama.

Hiç düşünmeden çağrıyı cevapladım. Telefonun kamerasında Sinan'ın gülümseyen yüzünü görünce bende gülümsedim.

İyi, trip yemiyormuşum.

"Niye zırt pırt arıyorsun? Sana dersteyim diyorum."

Dönen sandalyeden kalkıp yatağına oturdu. 4 ay olmuştu görmeyeli. Valla yalan söyleyemeyeceğim çok özlemiştim onu.

"Bende seni özledim diyorum. Ama hiç takmıyorsunuz beni Adelciğim."

Evde olsaydım ona dil çıkarırdım ama şimdi kaldırımın ortasında olmazdı.

"Sen özledin de ben özlemedim sanki. Şu dönem bitsin uçarak gelicem oraya."

Yarım saat önce duran kar tekrar yağmaya başladığında telefonunun ekranını havayı gösterdim. "Bak burada kar yağıyor."

"Sen orada keyfini sür biz burada soğunu çekelim. Ne güzel ya."

Demek ki İstanbul'a hâla yağmamıştı.

Sinan adımı seslendi. Gökyüzünden düşen karlardan bakışımı çekip ekranda ki Sinan'a çevirdim. Yüzünü astı. "Aslında bu haftasonu gelecektim yanına ama izin alamadım."

Yaa.

Omzumu silktim. "Bir şey olmaz. Çokta özlemedim zaten seni. Biraz daha dayanabilirim sensizliğe."

Yalan!

Külliyen yalan!

Çok özledim.

"Özlemedin mi yani beni?"

Başımı iki yana salladım.

"Peki yapacak bir şey yok. Zorla özletemem seni kendime." Kaşlarını çatıp başını kameraya yaklaştırdı.

"Kar yağıyor diyorsun fermuarını çekmiyorsun. Hasta olursan gelirim oraya. Ona göre."

Telefonu cebime koydum. Sinan'ın mırıldanan seslerini duyuyordum. Montun fermuarını çekip telefonu da cebimden çıkardım.

Sinan'ın kahkahasını duydum. Ne güzel gülüyordu. Gülüyordu gülmesine ama neye gülüyordu?

Başımı ne var der gibi sallayıp "Neye gülüyorsun?"dedim.

Bensizlik yaramadı Sinan'a.

"Sümüklü mendilini gördüm cebinde."

Kaşlarımı çatıp bir elimi telefonu koyduğum cebime attım. Cebimden mendili çıkarıp baktım. Hayır bunda sümük yoktu.

"Sümüksüz bu."

"Napim."

Telefonu Sinan'ın yüzüne kapatıp yoluma devam ettim. Napim demeseydi konuşmaya devam edebilirdik ama napim demişti.

Çok sinir oluyorum napim diyenlere.

Ama ben onlara derim onda sıkıntı yok.

Çilli Sinan:Lan

Çilli Sinan:Niye yüzüme kapattın

Cevapsız görüntülü arama.

Çilli Sinan:Ama ya

Çilli Sinan:Daha yeni konuşmaya başlamıştık

Çilli Sinan:Adelciğim gelir misin konuşalım

Adel:

Adel:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---

Halay Başı |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin