5.6

36.6K 1.8K 208
                                    

Sinan

Her insanın sonu.

Ölüm.

Ölüm kimseye yakışmazdı ama benim güzelime hiç yakışmaz.

Şuan ne mi yapıyordum?

Hastane koridorunda çaresizce Adel'i bekliyordum.

Buradan el ele çıkamayacaktık biliyorum ama en azından yanyana da olsa beraber çıkacaktık.

Buna inanıyordum.

Bir bıçak yarasıyla ölmezdi benim Adel'im.

Ölmezdi değil mi?

Ölmezdi.

Ölmemeliydi.

"Birde utanmadan burada mı duruyorsun? Siktirip gitsene sevgilinin yanına!"

Emir abiye dönüp çaresizce baktım. "Adel'in durumunu bilmiyorum. Nasıl olduğunu öğrenmeden gitmem biryere."

"Sanane lan Adel'den. Beni sinir etme suratının geri kalan yerlerini de dağıtırım. Şimdi tekrarlatma beni ve siktir olup git şuradan."

Gitmezdim.

Gidemezdim buradan.

Gitmeyecektim.

Adel buradaydı benim de onun yanında olmam lazımdı.

Elimle duvar tarafındaki sandalyeleri gösterdim. "Ben burada beklerim. Gidemem biryere." Başımı yavaşça salladım. "Gitmem ki."

Emir abi arkasını dönüp çalan telefonunu açtı. Kendimi sandalyeye bırakıp başımı duvara yasladım. Hastaneye geldikten sonra direkt lavaboya gidip yüzümü yıkamıştım çünkü Adel'imin sevdiği çilleri kurumuş kanlarla kaplanmıştı.

Şimdi uyanıp tekrar çillerime baksa,öpse,dokunsa.

Yutkunamadım.

"Kızım nerede!?"

Adel'in annesi,babası ve abladı da geldi.

Ben bir annenin feryadını duymaktan kaçamadım. Adel'in annesi buraya koşarak gelip Emir'e feryad ederek sorular sorarken ben dayanamayıp gözlerimi kapattım.

Sanki ölmüş gibi davranıyorlardı.

"Nerede Emir, nerede!? Kızım nerede!?"

"Anne bir şey yok Adel'de. Yemin ederim yok. Sadece biraz az bak gerçekten az kan kaybetmiş bende verdim kanımı bu kadar. Çıkacak şimdi ameliyattan."

Önümden siyah bir gölge geçti ve yanıma oturdu. Yanıma oturan kişi elini omzuma koyup konuşunca gözlerimi açıp yanıma kimin oturduğuna baktım. "Adel'in arkadaşı mısın?"

Adel'in babası.

Ağzımı açıp konuşacağım sırada benden önce Emir söze girdi. "Onunla konuşma baba. Kızın şuan burada ameliyathanede ise yanında duran puştun yüzünden."

Omzumda ki el hiç beklemeden geri çekildi.

Herkes benden gidiyor anne bir şey demeyecek misin? Korumayacak mısın oğlunu? Oğlum kötü biri değil demeyecek misin? Kim koruyacak beni anne? Sen de yoksan kim duracak yanımda?

Doğru ya ilk sen gitmiştin benden anne.

"Ne yaptın kızıma?"

Adel'in annesi karşıma geçip bu soruyu sordu bana. Ne yaptın kızıma dedi. Bana dedi. Adel'e bir şey yapabileceğimden şüphelendiler.

Başımı salladım. Ben Adel'e nasıl kıyabilirdim ki? Yapamazdım. Başımı salladığımda gözümden zaten düşmeyi bekleyen gözyaşı ilk önce Adel'in çok sevdiği çillerimden sonra çenemden kayarak düştü.

"Yapmadım."

Bu fısıltıyı duyabilirler miydi? Duyamazlardı ama artık takatim kalmamıştı. Kimseye bir şey anlatmak istemiyordum.

Kimseye artık bir şey söylemek istemiyordum.

İnanmıyorlardı.

Sadece Adel'e.

Sadece sevgilime anlatırdım.

Adel'in babası yanımdan kalkıp, önümde hâla benden cevap bekleyen Adel'in annesini alıp benden uzağa gittiler.

Annesi,babası,ablası ve abisi.

Hepsi sanki Adel'i ben bıçaklamışım gibi bakıyorlardı.

Tamam anladım beni sevmiyorlar ama bari öyle bakmasalar olmaz mı?

Telefonumu açıp galeriye girdim. Galerimde ki çoğu fotoğraf Adel'e aitti. Ya tek o vardı ya da beraber olduğumuz fotoğraflar. Bazen de Adel'in beni tek çektiği fotoğraf.

Gözyaşım telefonun ekranına damladığında ekrandaki yaşı silip fotoğraflara bakmaya devam ettim.

Çok güzel gülüyordu.

Ameliyathanenin kapısı açılınca telefonu kapatıp ayağa kalktım. Ama bir adım bile atamadım. Herkes doktorun yanına gidip Adel'in durumunu soruyordu.

Ben buradan da duyuyordum doktoru. Onlara daha fazla rahatsızlık vermenin anlamı yoktu.

Doktor Adel'in durumunun iyi olduğunu birazdan odaya alınacağını ama kimsenin odaya girmemesini söylemişti.

Adel'im beni bırakıp gitmemişti.

Karşımda beliren Adel'in babası ile bir adım geri attım. "Git artık."

"Bir durum olunca bana haber verir misiniz?"bir umut belki bana haber verir diye sormuştum ama o cevap bile vermeyip Emir'in yanına dönmüştü.

Arkama döndüm asansörü es geçip merdivenlerden indim. Buradan gitmeyecektim ama hastane bahçesinde bekleyebilirdim Adel'i.

Adel her ne olursa olsun hissederdi beni. Onun yanında olduğumu hissederdi. Hastane kapısından çıkıp bahçenin ıssız bir yerinde boş bulduğum bir banka oturdum.

Yorgundum ama uyuyamazdım. Onlar bana Adel ile ilgili haber vermeyeceklerdi. Benim arada Adel'in katına çıkıp durumunu öğrenmem lazımdı.

Kulaklığım yanımda değildi ama kısık sesle şarkı dinleyebilirdim.

Telefonumdan şarkı açıp kulağıma dayadığımda denk gelen şarkıyı dinlemeye başlayıp zamanın geçmesini bekledim.

Telefonumdan şarkı açıp kulağıma dayadığımda denk gelen şarkıyı dinlemeye başlayıp zamanın geçmesini bekledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sinançağrı= Ölünce sevemezsem seni

1120 beğeni.

Yorumlar kapalı.

---

Halay Başı |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin