11.BÖLÜM "KATİLİN ÇİÇEKLERİ"

17.5K 716 137
                                    

Bayramımız mübarek olsun 💘

Oy ve yorumları unutmayın
Keyifli okumalar 💐

Kan kokan eller bir çiçeği büyütmeye yeter miydi?

Kalbinde sevginin varlığını unutan zalim, kuru toprağı yeşertmek için hangi duygusunu ayyuka çıkaracaktı?

Belini sıkıca saran kollar adamın gücünün ufak bir kesitiydi.

Karşısında ki adamın bir cevap beklediğinin farkındaydı. Ama adamın bilmediği ya da bilmek istemediği bir şey vardı.

Sevgi veya aşk. Kalpte oluşabilecek her duygu deneme- yanılma yoluyla oluşabilir miydi?

Gözlerini yerden kaldırıp adamın gözlerine çevirdi

"Deneyemem Selim. Sen beni kaçırdın, polislerle başın belaya girmesin diye evlendin. Şimdi de gel normal insanlar gibi birbirimizi sevelim diyorsun. Ne değişti Selim? Sen hala benim alnıma silah dayayan adam değil misin?"

Belinde ki elleri çözüp bir adım geriye çekildi genç kız.

Yiğit Selim hala sessizdi. Ve onun gibi bir adamın sessiz kalmasını normal karşılayamıyordu Hüma.

Adam ise karşısında ki kadının içindeki fırtınayı durdurması, kin öfke ne varsa kusması için zaman tanımıştı ona.

Ama bu kadar zaman yeterliydi.

"Benim nikahım, benim soyadım altındasın. Benden gidemezsin. Benden gidemezsen de bana kalırsın."

Adamın dilinden düşürmediği 'ben'liği kadını yoruyordu.

"Sadece bir kere Selim. Bir kere benim isteklerimi önemsemedin. Ben seninle savaşamam. Benim gücüm sana yetmez. Zaten bir süre sonra boşanırız sen de ben de hayata kaldığımız yerden devam ederiz."

Merdanoğlu kıza yaklaştı. Sabır eşiği düşük biriydi. Hüma devam etti.

"Senin bana olan duyguların aşk veya sevgi de değil Selim. Senin istediğin evde ki herkese olduğu gibi benim üzerimde de hakimiyet kurmak"

Kız söylediklerinin bir kısmında haklıydı. Seviyordu Merdanoğlu hakimiyeti. Ama kızın atladığı bir şey vardı ki Hüma evde ki herhangi biri değildi.

Genç kızın kafasında dolaşan olaylar farklıydı. Adama arkasını dönüp bahçeye bakan büyük pencereden dışarıyı izledi. Bahçesine dikilen çiçekler bile eline kan kokusu sinen adam tarafındaydı.

Katilin çiçekleri gözyaşı ve kanla büyürdü. Sevgi- emek bilmezdi o çiçekler.

"Bahçede ki çiçeklerin yerinde dün gece bir adamın cansız bedeni vardı Selim"

Gözleri sanki hala o anı yaşar gibi bakıyordu bahçeye.

Yiğit Selim eski yerini alıp kızın beline kollarını sardı tekrardan

"O çiçekleri beraber büyüteceğiz. Senin saf sevgin yeşertecek onları, bana da onlara da iyi geleceksin."

Hüma adama olmazları anlatmaktan yorulmuştu. Adam ise hala emir veriyordu. Belinde ki kollar daha da sıkı sardı kendisini. Hüma da sırtını adamın göğsüne yasladı.

"Yoruldum Selim. Daha yolun başı beni bu kadar yorduysa. İlerisini düşünmek istemiyorum"

Merdanoğlu karısının şalının üzerinden başını öptü.

"Bana yaslan yavrum. Tüm yükünü benim omuzlarıma ver."

İstese kızı zor kullanıp 'evlendik artık benimlesin, benim karımsın' diyebilir kızı yanında tutabilirdi. Gücü buna ve daha fazlasına haydi haydi yeterdi.

MERDANOĞLU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin