"Nira!"
İsmimi duyduğumda kalmayan gücümle sadece gözlerimi çevirebildim sesin geldiği yere. Atlastı, gelen Atlastı ve bu benim kurtuluşum olmuştu. Zar zor çıkan sesimle "Atlas" diye fısıldadığımda koşarak yanıma ulaşmıştı bile. Bulunduğum yere, yanıma oturduğunda beni yerden kaldırmış, kucağında doğru çekmiş ve sıkı sıkı sarılmıştı. Ellerimi kaldırıp ben de karşılık vermek istesemde hareket edemiyordum. "Ben" dediğimde "şşt konuşma, yorma kendini" demiş saçlarımı okşayarak beni göğsüne bastırmıştı. Bense elimden gelen tek şeyi yaparak gözlerime izin verdim akması için. Gözlerimi açtığımda yanımda baygın şekilde yatan Cenki gördüm ve ağlayışım da giderek şiddetlenmişti. Atlas'ın da benden bi farkı kalmamış gözleri dolmuştu. Kendime baktığımda ellerin kan içindeydi, boynum acıdan zonkluyordu ve başımda büyük bir sızı oluşmuştu. Ellerim, ellerim kıpkırmızıydı! "Ben, ben ona zarar verdim." Diyerek kendimi durduramadığımda Atlas'ın ses tonu ciddileşti ve "hayır Nira, sen sadece kendini korudun" dedi.
Adım seslerinden içeriye başkalarının da girdiğini anlamış ve kafamı kaldırmaya çalışmıştım. Gelenler Enes, Aylin ve tanımadığım iki adamdı. Atlas'ın emriyle iki adam yerdeki Cenk'i uzaklaştırırken Enesle Aylinse bulundukları yere bakakalmış hareket bile edemiyorlardı.
"Kendinize gelin! Çıkın dışarı, daha fazla durmayın şurada." Dediğinde Atlasta ayaklanmış beni de kucağına alarak evden çıkmıştı. Peşimizden gelen ikiliyle sabah Cenk'in ikizini gördüğüm yerde duran arabaya bindiğimizde içeriden silah sesleri yükselmeye başlamıştı. Atlas beni arka koltuğa yatırmış, başımı da Aylinin dizlerine yazlatmıştı.
Sesleri duyduğunda "burada bekleyin beni" diyerek gitmeye çalıştı ama bileğini tutan elimle bana döndüğünde "gitme, lütfen." Diyerek onu durdurmaya çalıştım. "Hemen geleceğim güzelim" diyerek yavaşça bileğini çektiğinde kapıyı üstümüze kapattı ve üçümüzü arabada bırakarak eve doğru koştu. Ön koltuktaki Enes "nasıl, nasıl oldu bunlar?" Diyerek döndü arkaya doğru Aylinse Enes'in tersine sadece bana iyi olup olmadığımı sorup duruyordu. "Nira, doğrulabilir misin? Su ister misin? Bir yerin acıyorsa söyle hemen bakalım ne yapabiliriz." Diyerek vücudumu tarayan Ayline "lütfen, şimdi bir şey sormayın bana." Dedim ve Aylin'in bana sıkı sıkı sarılmasına izin verdim. Enesse hiç umursamadan kan içinde olan elimi tutup "yanındayız bebek, sorun yok. İyi ol lütfen" demiş ve baş parmağıyla elimi okşayıp gözlerindeki doluluğu bastırmaya çalışmıştı.
Benimse her yanım acı içindeydi. Gözlerim bile yanıyordu. Biraz olsun canımın acısı geçer diye gözlerimi kapatıp kendimi aylin'in kucağına bıraktığımda sanki evren dinlenmeme tersmiş gibi arabanın kapısı açıldı. Gözlerimi araladığımda Atlas sürücü koltuğunda oturuyordu ve Enese dönerek "silah kullanabilir misin?" Sorusunu dordu. Enes'in favori aktivitelerinden biri poligonda atış yapmaktı ama gerçek insan üzerinde böyle bir şey yapamayacağını biliyordum.
Benim düşüncelerime tezat Enes "evet kullanırım" dediğinde Atlas, Enes'in eline bir silah verdi ve hızla arabayı çalıştırarak bulunduğumuz yeri terk etti. "Evde Cenk'in ikizi vardı, onunla mı karşılaştınız?" Dediğimde "Evet zeki kız, onunla karşılaştık" diye cevapladı beni Atlas.
Bense boğazımdaki ağrının hafiflediğini fark ederek yattığım yerden doğrulmaya çalışıyordum. Oturur pozisyona geldiğimde atlasın koltuğuna tutunarak baktım önümüzdeki yola "nerdeyiz biz?" Dediğimde Aylinden yükseldi ses "Tuzla" diyerek sorumu cevapladığında evden kilometrelerce uzak olduğumuzu fark ettim. " kaç gündür kayıbım?" Dediğimdeyse "İki gündür seni arıyoruz" dedi Atlas. Babam, Selin abla hepsi delirmiştir kesin.
"Selini aradık. Zaten babana sürpriz yapacağından baban geleceğini bilmiyordu. Biz de sana doğum günü sürprizi hazırladığımızı ve bizde rahatça kalabilmen için de babanın bilmemesi gerektiği için babana istanbula döndüğünü söylememesini rica ettik. Hala daha bizdesin sanıyor baban, arabadan indiğimizde arar konuşuruz" demişti düşüncelerimi okuyan Enes.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL KOKULUM
Teen FictionHer güzel şeyin bir sonu vardır derler ya hani. İşte o son, yeni bir hayatın başlangıcı olacaktı. Nira, annesinden babasına kalan bir emanet. Daha 18 yaşında iken Niraya hamile kalmıştı annesi ve aynı anda beynindeki tümörü öğrenmişti. Aynı gün, bu...