Uyumadığımı nereden biliyordu? Telefon numarasını kaydedip "Uyumadığıma nasıl bu kadar eminsin acaba?" Yazdım cevap olarak.
Yazıyor olarak gözüktü ve "Kapının önündeyim Nira. Işığın sönene kadar gitmeyeceğim" mesajını gönderdi
Mal mısın oğlum neden bekliyorsun? demek istesemde "eve girdiğimde gideceğini söylemiştin, şimdide ışığın söndüğünde diyorsun. Işığım sönüncede uyandığında mı yazacaksın?" Yazdım ve gönderdim.
"Ayrıca bir insanın suratına telefon kapatmak kabalığa girer. Hödük müsün sen?" yazdım sinirle.
"Sakin ol bebeğim. Sadece birini gördüm ve buraya gelmediğinden emin olmak için burada bekliyorum." Bebeğim mi? Kalbimin bu kadar hızlı atmadı normal mi?
"Ayrıca ben sana neden açıklama yapıyorum lan. İstiyorum, bekliyorum sana ne. İyice oynadın benim ayarlarımla." Yazdı. Bebeğim demesine mi sevinsem sanane demesine mi sinir olsam anlayamadım ve
"Kişilik bozukluğun falan mı var? İki mesajın birbiriyle uyuşmuyor da" yazdığımda üstteki, kibar olan mesajı sildi. Bu açıkça o mesaj geçerli demek oluyordu. Bu cevabı yüzünden ona öküz gibi "iyi geceler" yazdım ve gönderdim. Saniyeler geçmeden yanıt almıştım bile
"Tamam pardon. Özür dilerim ama açıklamamda yaptığım gibi gördüğüm kişi gerilmeme sebep oldu ve telefonda da burda da sana patladım diyebiliriz. Üzgünüm" yazmıştı. Daha tanışalı iki gün olmuş koçum bu açıklamalar ne böyle.
"Daha doğru düzgün görüşmüşlüğümüz bile yok ve kapımda beklediğini söylüyorsun. Korkmalı mıyım? Organ mafyası tipi de var sende uyumamı beni kaçırmak için mi istiyorsun, doğruyu söyle?" Dedim ışığı kapatırken. Telefona bakarak ilerlemeye çalışınca halıya takıldım ve masaya tutunarak dengemi sağladım
az kalsın düşüyordum!
"Mevzu görüşmekteyse sıklaştırırız bence. onda sıkıntı yok." Yazmıştı diğer soruyu es geçerek. Bugün gerçekten şaşırıyordum. Tam cevap vereceğim sırada "zaten soğukta kaldın birde gece uykusu almazsan kesin hasta olursun Nira. İyi geceler" yazarak sinir kusan mesajımı iletmeme engel oldu. Bu sırada babam odama girdi ve ışığı açarak "ses duydum iyi misin?" Sorusunu yöneltti bana. Şu pimpirikliği dışarıdan bakıldığında çok hoş gözüksede bazen beni boğabiliyordu. Gece çıt çıkarsam direkt odama gelip nasıl olduğumu soruyor 'iyiyim' diyince de rahatlayıp odasına gidiyordu. Bugün de aynısı olacaktı.
"İyiyim baba ışığı kapatırken takıldım sadece bir şeyim yok" dedim ve onaylayarak odamdan çıkışını izledim.
Telefonumun titremesi ile tekrar kilidi açtım ve gelen bildirime baktım.
"Konuşmak istediğin için ışığı açtığını anlayabiliyorum Nira ama gerçekten uyuman lazım" yazıyordu. Hayıııır! Çok pis rezil olmuştum. Konuşmayı bitirmesin diye ışığı açtığımı sanmıştı kesin.
Off baba offf!
"Ne isteyeceğim be babam açtı ışığı." Yazdım gönderdim. Sonra gelen cevapla dahada utanacağımı hissettiğimden kısa kessin diyerek "iyi geceler" yazdım ve cevabı beklemeden telefonu kapattım.
Yatağımın sıcaklığına kavuşmuş gözlerimide kapatmışken telefonum yine titredi.
Bakmayacağım!
Bakmayacağım!
Salak mısın baksana lan şu telefona!
Bu bir akıl oyunu görüldü atarsam önemsediğimi düşünür.
İç ses, sus lan!
Derin nefes alll, derin nefes veeer, telefonaaa bakmaaaa. Aferin Niraa böööyle devaaam.
Ahhh! Dayanamıyorum
İçimde çıkan iç savaştan galip gelen tabii ki de şu nereden geldiğini bilmediğim düşüncelerim yani iç sesimdi. telefonu almak için yatağımı yoklamaya başladım.
Bulduğumda kilidi açtım ve mesaja baktım.
"İyi geceler portakal kokulu" yazıyordu. Portakal kokulu...
Babamda bana hep böyle söylerdi. Annemin de böyle koktuğunu tıpkı portakala benzediğini ve bu kokuya asla doyamadığını söylerdi. Bunu babam dışında kimse fark etmemişti sanırım. Bir de
Atlas dışında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL KOKULUM
Genç KurguHer güzel şeyin bir sonu vardır derler ya hani. İşte o son, yeni bir hayatın başlangıcı olacaktı. Nira, annesinden babasına kalan bir emanet. Daha 18 yaşında iken Niraya hamile kalmıştı annesi ve aynı anda beynindeki tümörü öğrenmişti. Aynı gün, bu...