Pk 5

71 27 0
                                    

"Seni duyamıyorum biraz daha bağır" diye böğüren Enes yüzünden sağır olabilirdim. Gerçi bu seste sağır olmama ihtimalim yoktu. Bu yüzden sesimi duyurmak için bende böğürdüm

"Diyorum kii, müziği kapatsak mı? Migrenim tutacak yoksa. Ayrıca benim doğum günümü ele geçirmeye çalışmaa!" Diye bağırdım. Enes anlamış olacakki baş sallayıp müziği kapattırdı ve "doğum gününü eğelenceli kılıyorum güzelim, ne ele geçirmesi?" diyerek yanağımı sıktı. Bugün ölmediyse hiç bir gün ölmezdi bu çocuk. İki saat önce hava kararmaya başlamışken beni yattan atar gibi şaka yapmaya çalışmıştı

Bende neden icraata geçmiyoruz diyerek Enes'i denize atmıştım. Evet Martın soğuğunda denize atmıştım çocuğu ve adil değildi. amaaaa bugün benim doğum günümdüüüü!!!

Ve beni asla üzemezlerdi. Bu yüzden Enes sadece bana sarılıp, üstündeki suyu bana geçirmişti o kadar. Sadece bunu yaptığına şükrediyordum çünkü Enesle her zaman böyle atışırdık ve hep zararlı çıkardım. Allahtan bugün benim için sabretti bana.

Şimdi ise üç kişilik bir parti düzenlemiş üç kişi deli gibi eğeleniyorduk. Neden mi üç kişiydik? Çünkü üçümüzde kalabalıktan nefret eder ve o iğrenç insan azmanlarına tahammül edemezdik.

Kankalık ortak özellik ister tabii ki dee

Denizde hava şartlarından dolayı çok açılamamıştık ama yinede çok eğeleniyorduk. Şimdi her ergen gibi neden sizde alkol almıyorsunuz diyeceksiniz. Size hemen açıklayayım ben, hayatımın en güzel anlarını sarhoş olarak geçirmek istemediğim için biz asla özel günlerde içmeyiz.

Enes kendini yerdeki pufa atarak derin bir nefes verdi ve "biraz da elitliğimizi konuşturalım" diyerek klasik müzik açtı. Bunun üzerine Aylinde bende kahkaha attık ve Aylin daha deminki yüksek sesin etkisiyle bağırarak "ne elitlik ama! Daha demin roman havasında göbek atıyordu" dedi. Enes bunun üzerine kulaklarını tıkayarak "bağırma lan milletin içinde -bana dönerek- alınma kankitopolezkinom sen millet değilsin ben denizdekilerden bahsediyorum" diyerek korkuluklara ulaştı ve ağzını balık gibi yaparak bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bende bu duruma "bu saatten sonra kimse, akıl sağlığımızı sorgulamasın lütfeeen" diye bağırarak kendimi denize attım. Evet bunu yaptım. Bu havada gökyüzünde ki yıldızların huzurunda, suyun altında korkunç yaratıklarla karşılaşma ihtimaline rağmen bu mallığı yaptım ve su yüzüne çıkınca da "bi daha mı geleceğiz lan dünyaya" diye bağırdım. Deliliğimiz gerçekten sorgulanamazdı çünkü arkadaşlarım benim yaptığıma "gerizekalı mısın?" Diyeceklerine beni onaylayıp arkamdan denize atlamışlardı. Evet biz tam bir malız desek yeridir.

"Akıl sağlığımızdan şüphe ediyorum" diyerek gülen Aylini kafamla onayladım ve "sonraki durak bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi" diyerek elimi gökyüzüne kaldırdım. Enes hala ortalıkta yoktu. "Boğuldu mu lan yoksa!" derken, bir anda havalandım. Gerizekalı beni omuzuna almıştı. "Enes napıyorsun? ödümü patlattın be" diye söylensemde eğleniyordum.

Enes doğum günü şarkısı söylüyor Aylin de ona eşlik ediyordu. Bende havalara girmiş "ama lütfen arkadaşlar bu kadar ilgi fazla ya" diyerek görgüsüz mütevaziliği yapıyordum. Evet bunların hepsi denizde gerçekleşiyordu ve yatımız neredeyse bizden 5 metre uzaklaşmıştı! "gemi gidiyor lan ne yapıyoruz biz" diye anırıp. (Evet resmen anırıp) Enesin omzundan indim ve gemiye doğru yüzmeye başladım Enes ve Aylinde fark edip arkamdan gelmeye başlamışlardı. Umarım o gemiye binebiliriz

~~~~

Nefes nefese kurulandıktan sonra Enes'in bizim için getirttiği kıyafetleri giydik. Bu şekilde eve dönemezdim çünkü. İlk Aylin giyindiği için rahat rahat giyinebilirdim arabada. Evet gemiye geri binebilmiştik. Kaptanda Enesten güzel bir azar yemişti. Enesi ilk defa o halde görmüştüm. Sırılsıklam olmama ve üşümeme rağmen orada o haldeki Enese gülebilmiştim. Bunu tek ben değil Aylinde yapmıştı. Enes gemi kıyıya yanaşmadan önce şoföründen, bizim için kıyafet istemişti. Şimdi ise o kıyafetleri giyiyordum. Tabi gün burada bitmiyordu sanırım çünkü Enes giyinince "sizi beğeneceğiniz bir ortama sokacağım" demişti. Ben birbirimize yeteriz derken o yeni insanlarla tanışmaya bayılıyordu. Daha doğrusu kafa dengi insanları seviyordu. Yoksa dediğim gibi genel olarak çoğu insandan nefret ederdi

PORTAKAL KOKULUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin