Göz kapaklarım dirensede zorla açtım gözlerimi ve deminki itici sesin sahibine baktım.
Uzun boylu, Atlas gibi yapılı biriydi. Yakışıklı biriydi ama Atlasın pek haz ettiği biri gibi gözükmüyordu.
"Ne işin var lan burada! Bir daha bulunduğum yerlerde görülmeyeceksin demedim mi sana?" Dedi Atlas uyuduğumu sanarak sessizce ama bir o kadarda hırsla konuşuyordu.
"Belki de kaşınıyorumdur Atlas. Özlemişimdir beni gördüğünde büründüğün halini." Diyerek iticiliğini arttırdı gözümde sesin sahibi. Gözlerim kapansada dediklerini hala dinliyordum. "Kaşırsam bu sefer derini yüzerim Cenk!" Dedi Atlas sanki çıt çıksa uyanacakmışım gibi sessizce gürledi.
Atlasa uyandığımı belli edercesine "mahalle köşesinde miyiz? Ne bu varoş sesleri? Hastaneden ne zaman çıktık?" diye mırıldandım adamın sesini kastederek. Yaslı olduğum bedeninin sallanmasından güldüğünü anlamıştım ama gözüm kapalı olduğu için adamın ne yaptığını tam görememiştim.
"Dikkat ette Varoşlara karışma prenses" dedi ses bir şeyler ima eder gibi.
"Heh burada mısınız çocuklar? Çıkabiliriz hadi" diyerek yanımıza ulaşan Derene, parmağım ile nereyi gösterdiğimi bilmeden "bu herif müstakbel kocama yersiz yersiz konuşuyor Deren kovdur şu paçozu hastaneden yoksa babamı arayacağım" dedim. verdikleri sakinleştiricinin etkisi ile dahada saçmalamaya başlamıştım.
Ne dedim ben!
Müstakbel kocam da ne demek? kahretsin!
Deren sakinleştiricinin uyuşukluğunda olduğumu anlasada sakinleştiricinin Atlas'ın pek umurunda olduğu söylenemezdi.
Deren "tamam kuzum, tamam" diyerek diğer yanıma geçti ve beni ilerletmeye başladı. Bir yanımda o bir yanımda Atlas ile çıktım hastaneden arkamızdan ise "bu dediklerimi unutma Atlas! Cenk geri döndü, söylersin artık himayendekilere" diye bir gürleyiş geldi. Atlas bir şey yapmamak için kendini zor tutuyor gibi gerilmişti, Deren ise "O kim Atlas, bir sorun varsa yardımcı olabilirim oğlum" diyerek Atlas'ın arkasında olduğunu belli etmeye çalışıyordu.
Ben Atlastan daha sert bir cevap beklerken o, "gerçekten olur musunuz?" Dedi hayretle. 'Ne sanıyon oğluum. Deren yardımcılar kralı heheeyt. Kaç kere paçamı kurtardı babamdan bir bilsen'
Dediğimde yorgunluktan birbirine dolanan bacaklarımla ilerlemeye çalışırken, yürüyemeyeceğimi anlayarak beni kucağına alan Atlastan ve yanımızda ilerleyen Derenden bir kahkaha sesi yükseldi. Sarhoş gibi hissediyordum ve kafamı bile kaldıramıyordum. Deren, Atlasın sorusuna "Tabii ki olurum. Nira'nın Arkadaşı benimde himayem altına girer, kuzum" diyerek Atlas'ın güvenini kazanmaya başlamıştı.
"Ahahahah ne komikşiniz şiz öğle, bişi sorcam neden gözümü açsam ölecek gibi hissediyorum" dedim zar zor kurduğum cümlemi dışa vurarak.
Ama dilim benden bağımsız davranıp konuşuyor gibiydi.
Deren "açma gözlerini. Uyu Nira sen, biz buradayız" derken Atlas "Deren abla kapıyı açar mısın?" Diyince arabaya geldiğimizi anladım ama bulunduğum konumdan ayrılmak istemiyordum. Ben Atlas'ın güzel kokusunu soluyarak uyumaya çalışmayı sevmiştim neden ayırıyorsunuz ki bizi.
"Böyle iyi, böle iyi" diyerek daha çok sardım kollarımı Atlas'ın boynuna onunda hoşuna gitmiş gibiydi ama beni hala bırakmaya çalışıyordu. Derense "kızım bıraksana çocuğun boynunu. Hem bak zaten müstakbel kocanmış daha çok sarılırsın sen" diyince rahatlayarak Deren'i onayladım ve serbest bıraktım kollarımı. Atlas beni arabaya yerleştirirken deren "kusura bakma Atlas, sakinleştiricinin etkisi işte alerjik olduğundan çoğu sakinleştirici etki etmiyor ondan böyle yan etkili daha ağır ilaçlara maruz kalıyor. Yoksa böyle cümlelerle Nirayı aynı ortamda bile bulamazsın" diyişini duydum ama o kadarına cevap verecek akla sahip değildim şu anda. Atlas "yok, önemli değil Deren abla" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PORTAKAL KOKULUM
Novela JuvenilHer güzel şeyin bir sonu vardır derler ya hani. İşte o son, yeni bir hayatın başlangıcı olacaktı. Nira, annesinden babasına kalan bir emanet. Daha 18 yaşında iken Niraya hamile kalmıştı annesi ve aynı anda beynindeki tümörü öğrenmişti. Aynı gün, bu...