Pk 20

6 0 0
                                    

Daha yeni tanımama rağmen ona çok ısınmıştım ama bunun bu şekilde, bu kişiyle olmasını istemiyordum. Atlası kaç haftadır hayatımda olmasına rağmen tanımadığım için kendimden uzaklaştırırken Merte yakınlaşamazdım. Kafam karışıkken böyle bir şey yapamazdım. Aramızda milim kalmışken düşüncelerim harekete geçti ve biraz gerilememe neden oldu.

Ben böyle yapınca, Adrian da ne olduğunu anladı ve sahte bir şekilde öksürüp, ellerini çekerek önüne döndü. Bende önüme döndüğümde, Güneşin muhteşem bir manzara yaratan batışı ile karşılaştım. Bu anı ilk defa böyle güzel görüyordum ve bu anımdada yanımda Adrian vardı. Onunla yeni tanışmışken kaybetme korkusu içime sızınca "Ben..." demeye çalıştım ama boğazıma oturan yumru buna engel oldu. Adrian İse, "kötü anından yararlanıyor gibi oldum, Nira. Böyle biri değilim, unut gitsin." Diyerek gökyüzüne döndü ve "isminiz ne bilmiyorum, yanımdaki bücürük kızınız da söylemedi ama yine de, tanıştığıma memnun oldum efendim. Şimdi güneşi de batırdığımıza göre, izninizle gitmemiz gerekiyor." Dedi ve üstümüzdeki battaniyeyi de alarak ayağa kalktı. Elini uzattığında bende ayaklandım ve arabaya doğru yürümeye başladık. Elim hala elinde duruyordu ve ben buna İtiraz etmiyordum.

Arabaya bindiğimizde, kendimi rahat edeceğim şekilde yerleştim koltuğa ve Slow bir müzikle yolculuğun tadını çıkardım. Adrian da bir eli ile elimi tutup diğer eli ile araba kullanmayı sürdürmüştü. Nedenini sorduğumda İse aramızdaki ilişkiyi bozduğunu hissetmemek için güç aldığını söylemiş beni güldürmüştü.

Şirkete vardığımızda hava çoktan kararmış, çoğu çalışan şirketten çıkmaya başlamıştı. Bizde Selin'in odasına çıkmış Selin'in işinin bitmesini beklemiştik. Ben zaten bekleyecektim ama Adrian neden gitmemişti hala bilmiyordum. Oturduğum koltukta Selin'i beklerken Adrian, "Selin hanım, ben tüm dosyayı birleştirdim arşive ekledim. Başka bir isteğiniz var mı efendim?" Diyerek dikkati üzerine çekmeyi başardı. Selin ablada Adriana dönüp "tatlım ben sana izinli olduğunu söylememiş miydim? Eksik dosyalar ayarlanana kadar Nira ile olsan daha iyi olur, ki misafirimiz sıkılmasın, değil mi küçük hanım?" Diyerek lafı bana döndürdüğünde "E, öh artık! Ufalayım da cebine gireyim Selin. Küçük hanım ne be?" Diyerek, şirkete uymayan bir üslupla konuştuğumda, ikisi de bana bakarak güldü.

"İlgilenilmesi gereken dosyaları Sofia'ya ver ve yarın, şirketteki Diğer stajyerler ile tanıştır Nirayı tatlım. Belki ona örnek olurlar" Diye konuştuğunda "Bende buradayım, farkında mısınız bilmiyorum ama?" Diyerek konuya dahil olduğumda beni yine ciddiye almayıp güldüler, bende bir daha konuşmamaya karar verdim ve sustum.

~~~~

"Principessa, sen neden konuşmuyorsun bakalım?" Sorusu ile kafamı yasladığım camdan kaldırdım ve Sergio'ya baktım. "Konuştuğumda da alay konusu olduğumu gördüm abi. Ben de konuşmamaya karar verdim bundan sonra" diyerek kafamı yine cama yasladım ve Sergio'nun Selin'e söylenmesini dinledim. "Aşk olsun hayatım, sadece yaşıtlarınla kaynaşmanı istemiş, sonra da fikrini sormuştum. Sormasa mıydım ayol?" Dediğinde çocuk gibi omuz silktim ve bitmek üzere olan yolu izlemeye devam ettim. Cama çarpan yağmur damlaları içimi hüzünle dolduruyor, yatağa girip ömür boyu çıkmama isteği uyandırıyordu.

"Görüyorum ki yorulmuşsunuz hanımefendi ama enerjinizi toplamalısınız çünkü gece yeni başlıyor. İlk olarak hiperaktif minik Bell ile animasyon, ardından da çocuklara uyku diyerek evden kaçış gerçekleşecektir. İsteklerinizi rejimize sunabilirsiniz. Şimdilik, beklemede kalın lütfen." Anons geçermiş gibi konuşan Sergio, beni güldürmeyi başarmıştı bile.

PORTAKAL KOKULUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin