Pk 9

35 14 0
                                    

Kim mi gelmişti? Kokusu ile mest etmeye bayılan Atlas gelmişti tabii ki de. Ve ben montunu yanımda getirmemiştim. Ahh! Sanki tek dert oydu ya. O benim saçlarıma mı laf etmişti?!

Atlas, hiçbir şey olmamış gibi sırıtarak yanıma oturup bana göz kırptığında Deniz beni dürttü ve

"Yanlış mı görüyorum, yoksa kaç yıllık arkadaşı olmama rağmen doğru düzgün sesini duyamadığım Atlas, seninle gerçekten konuştu mu?" şok olmuş bir ifadeyle bunu söyledi. Ben anlamlandıramadan ona bakakaldığımda "ve göz kırptı... Atlas sana göz kırptı!" dedi hayretle.

Şu anki yüz ifadesi önünde cinayet işlenmiş gibiydi. Bense ne diyeceğimi bilemez şekilde kafamı sallıyordum.

Cidden mi Nira? Bu soruya kafa mı sallıyorsun gerçekten? Diyen iç sesimi bastırarak grubun konuşmasına dahil olmaya çalıştım. Deniz hala  gözlerini Atlas ve bende gezdirmekle meşguldü. Ah be Enes neden geldik ki sahile? Diye söylendim kendi kendime. Enes, halinden memnun bir şekilde gülerken göz göze geldik ve bana göz kırpıp tekrardan Deniz'in, ismini hatırlamadığım sevgilisiyle konuşmaya devam etti.

Enesler, Atlası fark ettiğinde onu da sohbete dahil etselerde Atlas ettikleri sohbeti ciddileştirerek ortamı germeye başladı. Halbuki geçen hafta yanımdayken beni anlamlandıramadığım bir şekilde rahatlatmıştı. Neden şimdi böyle sert bir mizaçla ortamı geriyordu ki?

Deniz, ben Atlasa garip bir şekilde bakıp önüme döndüğümde "ne oldu?" der gibi bir bakış attı. Bende içimde tutamayıp "hep böyle midir? Bulunduğu ortamı gerer mi?" Diye fısıldadım.

Deniz ise, alayla gülüp "bu ne ki? sen bir de gittiğimiz partileri gör" dedi ve kulağıma biraz daha yaklaşıp fısıldayarak "parti sahibi, utanmasa korkudan müziği kapatır yeminle" cümlesini kurdu. Bu cümle benim gülmeme ve herkesin bana bakmasına neden olmuştu.

Ahh! Enes kalk gidelim be koçuuum diyerek dışa çıkmaya çalışan iç sesimi bastırdım ve Denizle, erkeklerin konuşmasına dahil oldum.

Atlas konuşmasa bile, yoğun bakışıyla ortamı germeye bayılıyor gibiydi. Onunla tekrar göz göze geldiğimde bu sefer meydan okurcasına çekmedim gözlerimi.

Hodrimeydan, hadi bakalım ilk kim çekecek gözlerini dedim içimden fakat bacağımın dürtülmesi ile canımın acısıyla birlikte gözlerini çeken ben oldum. Hüğ! Denize döndüğümde "İlk defa Atlas'ın göz teması kurmaktan çekinmediği biriyle karşılaşıyorum" diyerek bana hayran hayran baktı. Ay anladık tamam arkadaşınız yabaninin önde gideni. Tamam en yabani o, oldu mu? Desemde içimden, salak gibi Atlası incelemeye başladım. Deniz demin beni dürttüğünde bana bakmayı kesmiş ilk defa cümle kurmuştu Eneslere karşı. Bu da o bana bakmazken onu inceleme fırsatı veriyordu elime.

Otursa bile uzun bacakları ve geniş omuzları dikkat çekiyordu. Bu çocukla bir kavgaya girmek istemezdim. Siyah saçlarına tezat açık tenli ve kemikli bir suratı vardı. Üzerindeki lacivert monttan bile kas boğumları gözüküyordu. Saçları gelişigüzel şekilde arkaya atılmış ve boynunda garip bir kolye vardı.

Bakıyor olduğumu anlamış olacak ki hızla içeriye soktu kolyeyi. Bende neden dercesine kafamı kaldırıp gözlerine baktığımda yine yoğunluğunun esiri oldum ve hiçbir şey diyemeden öylece bakakaldım.

Yine araya giren Deniz olmasa beş saat bakışabilirdik.

Deniz,

Benden telefon numaramı istediğinde yeni arkadaşlar diyerek verdim numaramı ve beni çaldırmasını bekledim ve bende kaydettim.

Telefonumu daha doğrusu Aylinden gelen mesajları kontrol ettiğim sırada boynumda bir nefes hissettim ve kafamı çevirip milimlik uzaklıkta bana bakan Atlasla karşı karşıya kaldım.

PORTAKAL KOKULUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin