2.7

33.5K 2.3K 365
                                    

Hellöö duydum ki bölüme hasret kalmışsınız cisnfjwbfhssb

Bölüm biraz kısa, hâlâ iyiyleşemedim aq

Not: Bu bölümde eccuk argo ve küfür var. Zaten normalde de vardı ama belirtmek istedim.

Sınır 250 oy 120 yorum

💸

"Anne sen beni yaktın, yaktığığn!" 

Ağlak bir nefes verip tekrar o müthiş işime devam ettim. Konuşamıyordum bile ağrıdan. Yemin ediyorum ben kendi çabamla ancak bu kadar gerizekalı olabilirim.

"Ya ben nereden bileyim onun ishal ilacı olduğunu kızım? Hem onun sende ne işi var ve neden mutfağa koyuyorsun?" Ya rezil oldum Furkan'a Tuvaletten çıkamıyordum ki konuşayım.

"Anne gözünü seveyim şu çocuğu gönder. Yeterince rezil oldum. Ne oldu diye sorarsa midesi bulandı falan de. Sakin ishal ilacı deme!" Karnımın ağrısıyla sinirle soludum. İçimde hiçbir şey kalmamıştı artık. Organlarımı çıkartacağım bu gidişle. Ben tuvaletin içinde, annem kapının önünde konuşuyorduk ve ben kendimi şu camdan aşşağı atmak istiyordum. Yemin ederim oturmaktan ayaklarım uyuştu ve götüm dondu.

"Asya..." Kesin birşey daha vardı. Allah aşkına ne olabilir daha fazla?

"Ne anne? Ne?! Ne var?" Kendimde olan sinirimle oturduğum yerde tepindim. Tabiki de suçlu bendim!

"Furkan yanlışıkla ishal ilacı yediğini biliyor zaten. Çoktan gönderdim çocuğu." Tamam, üzerime toprak atmanıza gerek yok ben böyle iyiyim.

"Ben nasıl yüzüne bakacağım ya? Anne durmuyor bu! Yemin ederim organ falan kalmadı kemik sıçacağım birazdan!" Yarım saatten fazla olmuştu değil mi ben tuvalette olalı? Evet, bunu uyuşmuş parmaklarımdan anlayabilirdim.

"Dur ben sana karışım çayımdan yapayım. İyi gelir." Bana ne iyi gelir bilmiyorum ama biraz daha burada olursam bayılırım.

"Cır cır böceğini bile geçtim resmen. Millete diye diye ben ishal oldum." Gülme komşuna gelir başına sözünü yaşıyordum. Gelen geçene Allah seni ishal etsin diyordum eskiden. Kesin ahları tuttu bunların.

Bitkin ve ağrılı bir şekilde tuvaletten çıkarken yaklaşık üç kez tekrar geri dönüp aynı işlemleri yaptım. İçimde birşey kaldığını sanmıyorum artık.

"O değilde ben şimdi kiloda vermişimdir." Yamuk bir gülüşle odama girip yatağıma uzandım. En azından kilo verme ihtimalim vardı. Zaten o kadar kiloyu bu ilaç sayesinde vermiştim. Haftada bir kez birazcık içiyordum ama abartmadan.

Benim için en büyük avantaj odam tuvaletin karşısındaydı. Sıcak yorganla buluşan yorgun bedenim rahatlarken annem elindeki tepsiyle odaya girip başucuma geldi.

Sıcak bitki karışımının kokusu burnuma gelirken tekrar tuvalete girme ihtiyacı duyuyordum. İlacın dozajını fazlasıyla yemiştim. 

"Biraz meyve ve leblebi getirdim çayın yanında. İyi gelir ishale." Karnımı sıkıca tutarken yorganı açıp sıcak su torbası koymuştu. "Anne o daha çok şey yapmaz mı ya?" Yüzümü buruşturup yorganın içine daha da sokuldum.

"Düzelirsin düzelir. Olmadı hastaneye gideriz. Şimdi asıl konumuza gelelim. Söylemeden edemeyeceğim ama bu çocuk taş Asya. Eğer bununla evlenmezsen aklından şüphe edeceğim." Kapalı gözlerimi devirirken yüzümü buruşturup tekrar yataktan çıktım. Yok bitmiyordu bu.

"Anne, ben neyin derdindeyim sen neyin derdindesin? Ölüyorum diyorum anlasana! Gözlerimin önünde birbirlerini seviyolağğr!" Son anda Bihter'e dönüş yaparken karnımdan duyulan derin guruldama sesiyle bitki çayından bir yudum aldım.

"İyi, peki ishal ilacının sende ne işi var bakalım? İstersen alın ama geri zekalı mısın sen kızım?" Evet öyleyim, çünkü şu an kıvranıyorum. İlla ki işime yarar diye onca ishal ilacı almış daha Furkan'ın üzerinde deneyemeden kendi tuzağıma düşmüştüm. Ne harika.

Omuzlarımı silkerken gözlerini devirip ve eline aldığı leblebileri ağzıma tepti. "Hayır gerçekten anlamıyorum seni doğururken çok mu tavana fırlattılar? Hem gül gibi çocuğu bulmuş evlenmiyorsun hemde ishal ilacıyla uğraşıp duruyorsun." Karnıma giren sancıyla yüzümü buruşturdum.

"Sen niye kafayı taktın bu çocuğu ya?" Bitki çayımdan büyük bir yudum alırken karnımın ağrısı biraz olsun dinmişti.

"Yakışıklı, beyefendi, üstelik pilot. Daha ne olsun?" Başucumda oturmuş hanım hanımcık otururken gözlerimi kıstım. Bu konuda ciddi gözüküyordu.

"Ama şerefsiz-" Tamam pek görmemiştim bu yanını ama yine de görmüştüm. Bir dakika, gördüm mü görmedim mi?

"Asya!" Ağzıma tıkıştırdığı elmayı zar zor yuttum. Kesinlikle beni boğmak istiyordu manyak kadın.

"Ne ya? Niye herkes evlenin diyor anlamıyorum ki? Ben bu çocuğu iki aylığına tanıyorum. Nasıl bir karaktere sahip, hayatı nasıl, çevresi nasıl ya da biz birbirimize uygun muyuz nereden bileyim? Yakışıklı falan tamam, biraz etkileniyor olabilirim. Ama beni biliyorsun anne. Güvenimi kazanamadığı sürece böyle birşeye adım atamam. Furkan'ı gerçekten tanımıyorum. Ya ilerde pişman olursam?" Sonunda kafamdaki tüm düşünceleri ortaya atarken rahatlamış bir şekilde yorganı karnıma sardım. Bence gayet iyi sebeplerim vardı.

Ben konuşurken somurtarak oturuş pozisyonunu değiştirdi. "Biraz haklısın tamam, ben anneyim ama anlarım nasıl biri olduğunu. Biraz oynak bir çocuk ama tam senlik. Bak sofrada sana yardımda etti. Eğer evlenirseniz sana yardım ed-" Valla delireceğim artık. Burada tuvalete gide gide bayılacağım annem bana yüzük takma derdinde.

"Evlenmeyeceğim ulan! Deliyim ben, evlenmeyeceğim!"

💸

Normalde bayramdan sonra atacaktım ama sınır geçilmişti atayım dedim, yeni bölüm bayramdan sonra (yazabilirsem atarım)

Asya'nın deli halleri nasıl sizce?

Bu bölümde Furkan yok ama bir bölüm okuyacaksınız bir ara onun ağzından :)

Asya'nın Furkan hakkında görüşlerine katılıyor musunuz? Henüz onu tanımadığı hakkında.

Bölüm hakkında fikirleriniz?

Hoşçakalın muah <3

DOLANDIRICI! -Texting- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin