3.1

33.6K 2.6K 1K
                                        

Hellöö, bakın kaçıncı bölümdeyiz vosjcnscksjfhsh

Bölüm biraz geç geldi, nedeni ise benim. Çok stresli ve garip hissediyorum nedense. Bundan dolayı yazasımda gelmiyor. Elimde şu an bu bölüm hariç bir bölüm var. Onu da haftaya atarım fakat şu sıralar kendimde olmadığım için pek aktif olacağımı sanmıyorum. Anlayış göstereceğinizi umuyorum canavarlarım <3 

Sınır 460 oy 350 yorum. (Sınır geçirdikten sonra elimde bölüm varsa atıyorum, yoksa yazmaya çalışıyorum.)

💸

"Hmm bir, iki, üç, dört müslüman. Beş, altı, yedi mahellede yedi müslüman var..." Gözlerimi kısarak camdan biraz daha sarktım. Lambaları yanan penceleri saymaya devam ettim. "Abov! Gavur apartmanı!" Biraz uzağımızdaki apartmanı süzerken ıslık sesiyle kafamı camdan çektim.

"Kız Asya! Gir içeri, sahur vakti ne camdan sarkıyorsun!" Annemi duymamış gibi yaparken kimin ıslık çaldığına baktım. Bizim apartmanın önündeydi. Sinsice sırıtıp tam başına tükürecekken kafama yediğim okkalı bir tokatla beyin hücrelerim can çekişerek dünyaya veda etti. Pek bir değişim olmadı annem saolsun, gördüğü yerde kafama koyuyordu bir tane.

"Al şu telefonunu beni deli etme. Karşı odada zır zır çalıyordu. Hem bu Yakışıklı Dolandırıcı kim? Sen elalemin dolandırıcılarıyla mı konuşuyorsun?" Niye elalemin olsun ki, benim o.

Telefonu annemden alıp aramayı açtım. Umarım bu saatte beni atamasının geçerli bir nedeni olurdu yoksa kafasını ısırırdım.

"Ne var lan gecenin köründe arıyorsun?!"

"Ne mi var? Sabah popoma bir tane koyup olay yerini terk ettin. Artık ilkim sensin. İn aşağıya konuşalım." Hass- Aşağıdaki kişi oydu. Evimi nereden bulmuştu ki bu? Gerçi adresi ben vermiştim buluşacağımız zaman.

"Ne ilki ya? O popoya benden önce çok kişi vurmuştur sen yanlış anlamışsın. Hem kusura bakma ama yani yapayım? Arkanı dönmüş eğilmiştin. Elimde değil benim. Uzak dur bir tane daha koyarım." Çok normal bir konu hakkında sohbet ediyorduk şu an. Ama napayım poposu çok güzeldi.

"Tamam kıta. Bu saatte gelmişim buraya kadar. O kıçını kaldırıp gelebilir misin acaba? Yoksa camdan beni kesmeye devam mı edeceksin?" Aniden göz göze gelmemizle kendimi geri çekmem bir olmuştu. Kafamı pencerenin köşesine vururken yaşamak için savaşan son hücremle vedalaştım. O mu öldü yoksa ben mi öldüm bilmiyorum ama beyin sarsıntısı geçiriyorum şu an.

Telefonu suratına kapatıp camın önünden uzaklaştım. Ağız tadıyla mahalledeki müslümanları sayamamıştım. Acaba kafasına tükürüp engeli bassam mı? Çok güzel, kafede ne yapacağım peki? Deli takliti falan mı? Ya ben çok dengesiz bir manyağım gerçekten.

Üzerime kalın bir hırka geçirip odadan çıktım. Dış kapıya doğru ilerlerken Bizans ordusu gibi önümü kesen annemle irkilerek geriye doğru adımladım. Bu niye katil bebek gibi gülümsüyordu ya? Kesin içine birşey kaçtı. Ben aylardır boşuna uyarmamıştım abuk subuk korku filmleri izleme diye. Hayır onun yüzünden bende izliyordum.

"Nereye?" Kocaya kaçıyorum anne, beş dakikaya geleceğim.

"Furkan aşşağıda anne. Cüzdanımı düşür müşüm kafede onu getirmiş." Hemde bu saatte. Mükemmel bir yalan.

Gözlerini kısarak yüzümü inceledi. Böyle yaptığında korkuyordum. Radar kadın ürkütüyordu beni.

"Asya... Yeme beni. Hangi salak gecenin üçünde cüzdan getirir? Hadi doğruyu söyle. Sevgilisiniz ve tartıştığınız için bu saatte geldi." İki dakikada evli, mutlu, çocuklu olmuştum. Daha ne isterim ki?

DOLANDIRICI! -Texting- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin