Selammm ancak bölümü yazmayı bitirdim, yazım yanlışına dikkat ettim ama aradan kaçmışsa affola...
Nasılsınız bakim?
Bölüm sonunda konuşacağım ben, iyi okumalarr <3
💸
"Yani iki hafta sonra gerçekten geliyorsun geliyorsun?" Parayı otobüs şoförüne uzatıp boş koltuklardan birine oturdum. Önümüzde ki durakta baya kişi binecekti ve oturacak yer bulamam şimdi oturmazsam.
"Evet, haftaya geleceğim. Fakat sonra ki iki hafta İstanbul'da olacağım. Bu sene bir şekilde böyle olacak. Biliyorsun kıtam pilotların iş hayatı karışık oluyor." Benimde öyle ya, tıp okumak öyle kolay değil. Oynak bir kızım ama işe gelince ciddileştiğim için normal zamanlardan daha oynaklaşıyordum. Günlük kotamı böyle dolduruyorum.
"Desene şu iki sene adam akıllı iletişim bile kuramayacağız." Zaten evlilik teklifi aldım diye hemen evlenmezdim ki. Annemle konuşmuştum ve ikimizde işimizi düzene soktuktan sonra evlenmemiz en uygunu olduğuna karar vermiştik. Eh ama helalim olduğu için poposuna vurabilirim. Bu şimdilik yeterli olur.
"Ben her zaman sendeyim, uçuş sırası hariç konuşuruz hep." Benim staj kısmını da ekleyelim. Hastaneye gittiğim zamanlar oluyor. Okuldayken de ciddi ve işe odaklanmış olmam gerekiyor. Aslında zaten öyleyim ama fesat ve deli olduğum için doktor gözüyle bakılmayabilirim. Aman koy göte, ben işimi seviyorum ve iyi ilerliyorum.
Otobüs hareket ederken saatime baktım. Daha stajdan yeni çıktım ve saat yirmiydi.
Belli etmiyorum ama öldüm.
Çocuk doktoru olayım derken kendim doktor aramaya başlayacağım.
Tıpta kolaylık yoktur, beyin hücreleriniz can çekişerek dünyaya veda eder. Allah'tan Genel Cerrahi bölümüne gitmedim, Pediatri en güzel kararım. Çocuklara bazen sinir olsam bile onlarla ilgilenmek en iyisiydi.
"Sesin yorgun geliyor kıtam, stajda seni çok mu zorladılar?" Yok zorlamadılar, ebemin tersten gülüşünü gösteriyorlar sadece. Ama yalan yok, özlemişim bu zamanları.
"Sesini duyunca geçiyor yorgunluğum." Esneyerek kafamı cama yasladım. Otobüs yavaşça giderken gözlerim yoldaydı. Ankara'nın karanlık ve kalabalık yolları bana huzur veriyor. Nedense bu şehir bana her zaman sıcak geldi.
"Böyle dersen düşerim ama..." Yüzümde ki gülümseme büyürken kafamı iki yana salladım, şebek ya.
"Kucağıma düşebilirsin." Yine işimdeyim. Ama yaptığım iş nasıl güzel.
"Olur, yeriz." Yer miyiz? Yiyelim.
"Annemler İstanbul'a gideceklermiş yarın." Bak bu güzel haber. Kaynişim benim.
"Ben anneme söylerim, buluşup tanışırlar." Şimdiden tanışıp konuşmaları en iyisiydi. Annem radar gibiydi. İnsanları görür görmez iki sohbet etsin, karşısında ki insanın karakter analizini yapardı. Bu anneler hiç değişmiyor.
"Güzel olur bence de. Şu karışık işlerimiz bir düzene girsin yavaş yavaş ilerleriz." Seni arka odaya götüreyim ilerleriz ya. Tek sıkıntı helalim olmadan götüremem. Evlenince o da olur artık.
Trafik birden dururken yüzümü buruşturdum. Eğer trafik kalabalıksa saatlerce bitmezdi bu. Pekte trafiği olmazdı aslında bu semtin.
"Kaza falan mı oldu amca? Böyle trafik olmazdı genelde." Direksiyonun başında oturan adam kafasını sallayarak trafiğe baktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLANDIRICI! -Texting-
HumorTAMAMLANDI Siz: Her şeyi anlarım. Siz: Ulan beni babamın doğurduğunu bile anlarım ama, Siz: Birinin beni dolandırıp, bankamdan sadece 31 TL çekmesini anlayamam. Siz: Hayır yani neden sadece 31? (Görüldü) KİTABIMDA REKLAM YAPAMAZSINIZ! TÜM REKLAM Y...