3.7

28.8K 2.1K 892
                                        

HELLÖ

Gecenin köründe ders çalışmayı bırakıp bölüm yazdım ve öldüm lan.

Biliyorum biliyorum beni seviyorsunuz. Bende sizi love.

Bu bölümü uzun yaptım çünkü haftaya sınavlarım var ve bölüm geçikecek. Pazar günü bölüm gelebilir ama kısa olur ve bir hafta atmam bölüm aşırı yoğunum.

Sınır koymuyorum ama sizin oylarınız ve yorumlarınız bana mutluluk kaynağı, hadi şu garibanı güldürün. Bir hafta sonra berbat olacağım büyük ihtimal.

İyi okumalar titanlarım <3

💸

"N-ne hoşlanması ya? Senin gibi dümbükten neden hoşlanayım ki! Sen o gün çok yanlış anladın." Hadi kızım, sen Asya'sın inandırman lazım.

"Yo gayet doğru duydum. Bak şu kulaklara..." Diyerek bir kulağına hafifçe vurmuştu. Şimdi bir Osmanlı tokatı atacağım feleği şaşacak. "O gün herşeyi gayet net duydum kıta." Hâlâ kıta diyor vizyonsuz.

"Demek ki öyle duymak istemiş o sağlam kulakların..." Gözlerimi kısıp aynı onun baktığı gibi imalı bir bakış attım. Heyt be kızım maşallah sana. "Bu da demek oluyor ki sen benden hoşlanıyorsun dolandırıcı." Sinsice sırıtıp yüzünü seyrettim. Bu dediğim onu şaşırttı.

"Ha ha! Güleyimde boşa gitmesin. Ben senden niye hoşlanayım kızım? Gidiyorum ben, sende giyinip gel çabucak." Kaç bakalım kaç yemezler reis. Salak değilim.

Yani tamam biraz salağım ama bu bakışlar ve kaçmaya çalışmaları anında yakalar anlarım.

Odada beni yalnız bırakırken iç çekip yatağa oturdum. Keşke şurada uyusam kimse kaldırmasa yemekte yapmam oh mis.

Kıfayetleri bir çırpıda giydikten sonra çantamdan çıkardığım büyük mağaza poşetine -dolandırıcının dolabında bulduğum mütişimmel iki sweatshirt artık benimdi-bundan dolayı ilk onları koyup sonra kirli kıyafetlerimi poşete koydum. Görev tamam.

Ne sinsi kızım ama ben ya, maşallah bana.

Gerçi Furkan'a gitmeden söyleyeceğim, onun gibi dızcı değilim. Paramı çalanın donunu bile çalarım.

Yüzümdeki sırıtışı silmeden seke seke mutfağa ilerledim. Girişte göz göze geldiğim Emir bana imayla bakarken saçlarımı savurup dolandırıcımın yanına doğru adımladım.

"Ee ne yiyoruz?" Mutfak dezgahına yaslanıp çikolata gözlerine baktım. Ben önceden kahve falan diyordum buna ama tam çikolata gibiydi. Severiz çikolatayı. Seni de severiz reis.

"Bilmem, sana sormalı. Ne yiyeceğiz bakalım?" Ya ama ben çok üşeniyorum. Eğer baş başa yemek yapacaksak ve kaslarına çikolata süreceksem yaparım ama.

Neyse en azından beraber yaparız yemeği. Emaley kendi halinde takılır ya da iş kitlerim olur biter.

"Pişt dümbük!" Emir'e döndüğümde dezgaha yaslanmış bizi seyreden Aleyna'ya hayran hayran bakıyordu. Keriz ya. "Lan, Emir kulu. Dolaptan malzeme çıkarın salata yapın siz." Salatayı onlara kitleyip üzerine çikolata sürmeme ne dersin dolandırıcı?

Emir kendini silkeleyip buz dolabını açarken ikisini de başımızdan savurduğum için mutluyum. Yine olsa yine yaparım.

"En çok hangi yemeği seviyorsun lan? Ondan yapalım." Tabiki de sinsilik peşindeyim. Neleri sevdiğini falan artık bilmem lazım dimi lazım olur yani.

DOLANDIRICI! -Texting- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin