3.2

32.9K 2.4K 1.2K
                                    

Hellöö ben geldim, nasılsınız?

Bölüm biraz geç geldi bildiğiniz üzere. Pek enerjik değilim ondan dolayı yazmıyorum şu an, bu bölümü yazmıştım tek, iyi okumalar <3

Sınır 600 oy, 455 yorum. (Sınır geçirdikten sonra elimde bölüm olursa atıyorum, yoksa yazmaya çalışıyorum.)

💸

"Bayramın mübarek olsun baba."

Toprağın üzerindeki o güzel çiçeklere baktım. Hepsini ben ekmiştim.

"Dün bayramın ilk günüydü. Dünde geldim, bugünde geldim ve yarında geleceğim. Elini uzatmayacak mısın baba? Para istemiyorum senden. Seni istiyorum." Soğuk mermere oturup mezar taşına baktım. Şimdi bu soğuk yerde toprağın altında değil sıcak evimizde oturuyor olabilirdik.

Cebimdeki bir avuç şekeri çıkarıp ona gösterdim. "Bak, yolda gelirken bir kadın verdi bana. Bayramdayız yüzün gülsün dedi. Sen yoksun ki baba, nasıl gülümseyeyim?" Küçükken hiç unutmazdım, evin delisi ben değil babamdı. Beraber saçlarımızı boyar apartman düğmelerine basar kaçardık. Sürekli evde yeni tarifler denerken mutfağı batırır, annemin azarlarıyla toparlardık. Ne güzeldi, şimdi o zamanlar gözümde soluk bir şerit olarak geçiyor. Evde ki boşluğunu hâlâ hissediyorum baba. Sürekli hissedeceğim.

"Birisi var baba... Ama kızma olur mu? Seni daha çok seviyorum. Hiç kimseyi senden çok sevmem." Gülümseyerek toprağını okşadım. Her bayram gelir dertleşirdim onunla.

"Yalan söylediğim oluyor, şebeklik yaptığım oluyor ama galiba birşeyler hissediyorum ona karşı. En önemlisi... Ona güveniyorum." Benim için herşeyden önemliydi güven. Ve o, nasıl yaptı anlamadım ama güvenimi kazandı.

"Ama korkuyorum beni üzer diye. Söz veriyorum dikkatli olacağım. Kalbimi kırmasına izin vermeyeceğim. Kafasını kırarım daha iyi." Göz yaşlarımı hızla sildim. Ağlamamı görmemeliydi.

Omzuma dokunan parmaklarla irkilirken hızla arkamı döndüm. Annemi görmeyi bekliyordum. Daha mezarlıktan yeni çıkmıştı. Fakat onun burada ne işi vardı?

"Neden buradasın?" Kaşlarımı çatıp onu süzdüm. Gözlerini gözlerime kenetlemiş tebessüm ediyordu.

"Annen çağırdı beni. Seni alıp eve götürmem için görevlendirdi." Burnumu çekip kafamı salladım. Babamın yanından ayrılmak istemiyorum ben. Toprak bile o kokuyor.

Gözlerim tekrar dolarken kendimi sıktım. Kimsenin yanında ağlamazdım ben. Göz yaşlarımı görmemeliydi.

Bedenimi saran kollarla kapalı gözlerimi açtım. Yakından gördüğüm o kahve gözleri oldukça yumuşak bakıyordu. Kollarını belime sarmış eliyle başımı omzuna koymuştu. Karşı koymadım, ağlamak istiyorum çünkü.

Ben hayatımda ilk kez birinin yanında ağlamıştım. Ben hayatımda ilk kez birinin yanında bu kadar iyi hissetmiştim. Ah dolandırıcı, sana paramı çaldığın gibi kalbimi de çalma demiştim güya.

Biraz ağladıktan sonra sakinleşmiş yavaşça ondan ayrılmıştım. Sessizce beni seyretmiş, hiçbir şey sormamıştı. İyi ki de sormamıştı. Şu an ihtiyacım olan tek şey sessizlikti.

"Sen git, ben babamla vedalaşıp geliyorum." Kafasını sallayıp yavaşça uzaklaşırken babama dönüp gülümsedim.

"Bu o baba, nasıl? Yakışıklı değil mi? Sen daha yakışıklısın ama bu da yakışıklı şimdi." Göz kırparak peçeteyle yanaklarımı sildim.

DOLANDIRICI! -Texting- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin