DOLANDIRICI! -Texting-

4.6

SELAMMM, RUHEN ÇÖKMÜŞ AMA AYAKTA OLAN BİRİSİ KARŞINIZDA 

Şu an cücükboyum koluma yaslanmış uyuyor, kaldırmaya kıyamadım zar zor yazdım bölümü. Beyefendi bana ilham oldu :)

Şunu demeliyim ki benimle bu yola çıktığınız için teşekkür ederim. Yaprakları solmuş, ümitsiz bir bitkiye ışık oldunuz siz. Benim güzel canavarlarım. Hepinize teşekkür ederim. Umarım sizinle bir gün yüz yüze görüşürüz ve sarılırız. Bana hissettirdiğiniz güzel duyguları tarif edemem. Sizinle diğer kurgularımla da buluşmak istiyorum. Dolandırıcı finale yaklaşırken Müzik Kokusu'nu yayınlayacağım. Hemen ardından başka bir texting. Çok gecikmeyecek iki kitapta. Ama diğer texting Dolandırıcı'nın devamı olmayacak bilginize...

Bu kurgunun ikinci serisinin olup olmayacağını finalde söyleyeceğim ;)

Diğer yeni bölüm dört gün sonra gelecek ve iki bölüm birden gelecek, bayılırsanız kaslı kollarım sizi tutmaya hazır. Feriha bayılır... Feriha kalk bir gören olacak.

💸

"Yemin ederim uçağı uçururum. Gitmek zorunda mısın?" Burnumu çekip ona bakarken elleriyle yüzümü okşadı.

"Geleceğimiz için bunu yapmalıyım kıtam." Kafamı iki yana sallayıp gözümdeki yaşı sildim. Gitmeni istemiyorum, sen yanımdayken bile seni özlerken sen uzaktayken ne yapacağım ben?

"Ben bakarım sana, evimin erkeği ol. Otur çocuklarımıza bak. Evin direği ben olurum, gitme." Kıkırdayarak kollarını belime sararken burnumu boynuna gömdüm. Havalimanında bağırarak ağlayacağım neredeyse.

"Sadece birkaç hafta, sonra geleceğim yanına. Evinin erkeği, kalbinin direği olacağım." Keşke seni cebime sokup kaçırabilsem. Havalimanında olmasak bayılıp götürürüm.

"Sonra geleceksin. Söz mü?"

"Söz, dolandırıcı sözü." Eğer dolandırıcı sensen bu söze güvenirim.

Parmaklarımla gözümdeki yaşları silip kendimi gülümsemeye zorladım. Gittikten sonra aklı bende kalmamalı. Bir an kendimi kaybettim ama toparlamam gerek.

"Sen gelene kadar milleti dolandırma işi bende o zaman." Gülümseyerek kafasını sallayıp dudaklarıma sevgi dolu bir öpücük bıraktı. Hayır, geri çekilmezsen bırakmam seni. Yapışırım anasını satayım. Ne demişler, bulduysan yapış. Hem helalimsin.

"Uçaktan iner inmez arayacağım seni." Takarım kulaklığımı, saatlerce dinlerim sesini ve seni. Birazda sensizliği dinleyeceğim.

Evet, sensizlik acıtacak ama limana ulaşmak için fırtınayı yenmem gerekiyor.

Benim tek limanım sensin dolandırıcı. Babam öldü ve ben limansız kaldım o fırtına içinde.

Beni o fırtınadan kurtar.

Boğulmak istemiyorum.

"Her saniye, her dakika, her saat ve her gün kalbim ve aklım sende olacak." Kalbimin seni düşünmediği bir zaman olmayacak.

Ayırdığı ellerimize kaydı gözlerim. Hayır, duygusal davranmamalıyım. Bu onu üzer. Ben sadece sevdiklerimin bir yere gitmesinden korkar oldum artık. Bütün gözyaşlarım tükendi.

"Seni her özlediğimde çiğköfte yiyip fotoğrafını sana atacağım. Karşılığında senden kaslı fotoğraflar isterim yoksa gelir o uçağını basarım. Ayrıca şimdi aklıma geldi. Neden o hostesler o kadar güzeller?!" Sanki mankenler anasını satayım.