Herkese merhabalar ❤ Upuzun bir bölüm oldu umarız sıkılmadan okursunuz. Sonunda yorumlarda buluşalım hepinize iyi okumalar 🎉🥳
Ali Rahmet kapıyı zorlamayı bırakıp kapalı kapının ardından bağırdı:Adnan'ın fotoğrafını da getir tabi canım! Yamanlar konağındaki müzeyi buraya taşı ! Rana ile Adnan'ı aynı kefeye nasıl koyarsın?
Hünkar:Eski karını yeni karına müdaafa etmeyeceksin herhalde !
Ali Rahmet yeniden kapı kolunu aşağı indirerek söylendi:Aralarındaki fark iyilik kötülük değil Hünkar! İkisinin nasıl öldüğü! Rana bir trafik kazasında eceliyle öldü, Adnan ise benim silahımdan çıkan kurşunla!
Hünkar:Fotoğrafın odada olmaması için Rana'nın katili ben mi olmalıydım yani ?
Ali Rahmet:Bak yine lafının gittiği yerlere dikkat etmeden konuşuyorsun !
Hünkar:Sende bencillik ediyorsun Ali Rahmet! Beni kolumdan sürüyüp bu eve getirdin sonra koca konakta Rana'nın hatıraları ile bir başıma bırakıp gittin!
Ali Rahmet:Fotoğraf Rana'nın hatırası değil benim çocuklarımın hatırası! Ancak sen önceki evliliğinden ve hayatındaki çoğu insandan öyle alışmışsın ki aldatılmaya, seninle evliyken Rana'nın hatırasında teselli bulacağımı düşünüyorsun! Oysa sen Adnan'ın koluna girmiş gezerken ben senin hayalini dâhi aldatmadım!
Hünkar gözlerini devirerek "O iki çocuk da gökten zembille indi zaten ! " diye bağırdı hâlâ oturduğu tekli koltuktan.
Birkaç dakikalık sessizliğin ardından Ali Rahmet biriyle konuşmuş ancak Hünkar ne konuştuklarını tam duyamamıştı. Ayak sesleri kapının önünden uzaklaştığında Hünkar merakından dışarı çıkmayı düşünse de henüz bitmemiş kavgalarının daha da hararetleneceğini düşündüğünden vazgeçti bu fikrinden. Pencerenin önüne gelip perdeyi sıyırdığında bahçede Ali Rahmet'in Çetin'e sinirli sinirli bir şeyler anlattığını gördü. Elini yüzüne götürmüş sakallarını sıvazlarken bakışları bir anlığına konağa kaydığında aniden perdeyi kapattı Hünkar. Onu görmemiş olmasını ümit ederek birkaç dakika sonra yeniden perdeyi araladığında arabanın bahçeden çıkıp gidişini gördü bu sefer. Bu kadar çabuk mu pes edecekti? Gönlünü almaya dahi tenezzül etmeden her kavga ettiklerinde böyle çekip gidecek sonra gelip hiçbir şey olmamış gibi bu evcilik oyununu devam mı ettirecekti ? Kapının tıklanmasıyla düşüncelerinden sıyrıldı. Nazire'ydi. Hünkar'ın Yaman konağından gelen eşyalarını ne yapacağını soruyordu. " Kapının önüne bırakabilirsiniz ben kendim alır yerleştiririm odaya. Başka bir şey yoksa gidebilirsin Nazire yemek yemeyeceğim ben" diyerek kibar bir dille onu kovduğunda "Bir de şey hanımım " diye ürkek bir sesle başladığı cümlesine "Ağam çırçırdaki bir işçi için hastaneye gitmiş" diyerek devam etti. "Sizin pencere önlerinde merakta kalmanıza dayanamazmış ondan söylememi istedi " dediğinde sesindeki tınıdan Hünkar kendisini gülmemek için zor tuttuğunu anlamıştı bile.
Hünkar:Geldiğinde ağana teşekkürlerimi iletirsin Nazire. Lütfetmişler !
Nazire iki aşık arasında laf getirip götüren küçük bir çocuk edasıyla merdivenlerden inmeye başladığında Hünkar kapıyı açıp içeriye aldı önünde duran valizi. Yeniden kapıyı kilitledikten sonra valizi yatağın üzerine koyup açtı. Öyle aceleyle gelmişti ki bu eve çoğu eşyası hâlâ Yamanlar konağında kaldığından Saniye akıl edip yollamıştı muhakkak. Birkaç kıyafetini dolaba yerleştirdiğinde altta kalan takı kutusunu açtı sonra. Eli yıllar öncesinde Ali Rahmet'in hediye ettiği saate gitti anında. Saatin onun için kıymetini Adnan'dan gizlemek için kırk takla atmıştı o zamanlar. Baş parmağını camında gezdirerek yatağın üzerine oturduğunda hatıraları içinde kaybolmuştu bile çoktan.
-----
1954 /Ekim
![](https://img.wattpad.com/cover/215623377-288-k894604.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüd-ü Anka
FanfictionAşkın varlığını yok sayan iki yorgun kalbin yeniden doğuşu. Birbiri için atan iki kalbin küllerinden doğup bir olma hikayesi..🕊