Tüm ekipler ilk toplantı ve kutlama için Habitatın merkezindeki ünitenin büyük salonunda buluşmuşlardı. Burası adeta bir konferans salonunu andırıyordu ve yaklaşık yüz elli kişi kapasiteliydi. O gün yetmiş Mars personeli orada hazır bulunmaktaydılar. Tele konferans sistemi aracılığıyla Mars Uzay istasyonuyla da bağlantı kurulacaktı. Önce her ekipten birer konuşmacı kendi deneyimlerini ve Mars yüzeyinde yaşadıkları ufak tefek sorunları anlattılar. Her kesin fikri çok çok önemliydi çünkü bu daha önceden hiç yaşanmamış bir tecrübeydi. Size kimse burasıyla ilgili bir tavsiye veremezdi doğrusu. Ancak burada yaşayan ekipler birbirlerine destek olarak aşabilirlerdi tüm sorunları. Konuşmalar sırasında bazen ortam ciddileşiyor bazen de espirilerle tüm salondakiler gülümsüyordu. Konuşma sırası Borya'ya gelmişti Terra-Form 11 ekip lideri olarak.
-"Dünyadaki tüm zorlu sınavları aşarak buraya ulaştık ve bizler öncüleriz. İlk yerleşimciler. Artık iki gezegenin kaderi birbirine bağlı ve pek tabi ki de bizlere. Biz burada bir makinanın dişlileri gibiyiz. Bir parçamız arızalanırsa bu mutlaka bütüne etki edecektir. Sorunlarımızı birbirimizle ve üstlerimizle mutlaka paylaşmalıyız. Bu yabancı gezegende dünyadaki ilk insanlar gibiyiz. Tanrının da izniyle bu işin mutlaka üstesinden geleceğimizi düşünmekteyim. Her biriniz özel eğitimden geçmiş ve alanlarının en iyisi olan kimselersiniz. Önümüzde zorlu bir altı ay var ve bu altı ayı hep beraber uyum içinde geçirerek bu projenin başarılı olacağı gerçeğini tüm dünyaya ispatlayacağız."
Borya'nın konuşması belki de tüm ekipler arasındaki en iyi konuşma olmuştu ve herkes bu konuşmayı gönülden alkışlıyordu. O sanki tüm ekiplerin lideri ve bu gezegenin kralı gibiydi.
Konuşmaların ardından ekipler eski takım arkadaşlarıyla sohbete koyuldular. Borya da Sokol 5'ten uçuş arkadaşları olan Vasili ve Kerim'le bir aradaydı. Şimdi üçü de farklı Terra-form ünitelerindeydiler fakat bu gezegende sık sık bir araya gelerek sohbet etme ve birlikte çalışma imkanları da olmayacak değildi doğrusu.
-"Burada olmak çok tuhaf" dedi Vasili.
-"Sanki yabancı bir ülkede gibiyim." Diye ekledi.
-"Bu ıssızlık beni ürkütüyor doğrusu." Dedi Kerim.
Söze giren Borya şöyle tamamladı.
-"Sanırım birkaç hafta sonra buraya tamamen alışmış oluruz. Şu anda böyle hissetmeniz çok doğal. Burada hepimiz yalnızız. Tıpkı bu gezegen gibi."
Ekipler revirdeki tıbbi kontrollerinin ardından erzak paketlerini alarak Terra-form ünitelerine geri döndüler. Bu erzak paketi onları üç gün idare edecekti üçüncü günün sonundaysa her ekipten iki kişi merkezi ünitedeki tarladan kendilerinin ve ekip arkadaşlarının yiyeceği besinleri toplamak için buraya geri dönecekti.
Şimdi herkes uyku podlarında dinlenmeye çekilmişti. Aida ve Borya uyuyorlardı. Bay Satou bilgisayarında fotoğrafları inceliyordu. Miller müzik dinliyor, Jimenez ise kitap okuyordu. Her yerde müthiş huzur verici bir sessizlik hakimdi. Mars'ın dört bir yanında birer harabeye dönüşmüş olan spirit, phonex, curiosity gibi yıllarca önce dünyadan gönderilen ve şimdilerde görevlerini çoktan tamamlayıp unutulmaya yüz tutmuş pek çok uzay aracı mevcuttu. Yalnız bu araçlardan bir tanesi vardı ki o da Marsa inen ilk insan yapısı Rus uzay aracı Mars 2'ydi. Mars 2 1971 yılında yani bundan tam yüz dört yıl önce inmişti bu gezegene. Marst'an dünyaya birkaç dakikalık bilgi göndermeyi başarabilen Mars 2 ile bundan sonra tuhaf bir şekilde bağlantı kesilmişti. Tam da Noachis Terra civarına indiği tahmin edilen Mars 2 uzay aracını araştırma görevi de bu ilk yerleşimcilere verilmişti ve onlar da bu yüzyıllık gizemi aydınlatmaya çalışacaklardı.
Araştırma ekibi Bay Satou, Aida ve Jimenez'den oluşmaktaydı. Kuzeye doğru yol aldılar. Burası adeta kraterlerle dolu bir bölgeydi. İrili ufaklı pek çok krater ve çöküntü alanı mevcuttu Mars'ın bu bölgesinde. Her birinin giysilerinin sağ kollarında bilekten dirseğe kadar uzanan kavisli bir bilgisayar ekranı mevcuttu. Bu bilgisyar sayesinde Mars haritası üzerinde konumlarını görebiliyorlardı. Bu cihaz aynı zamanda Uluslararası Mars uzay istasyonuyla da bağlantılı olduğundan kaybolma gibi bir durum söz konusu olmayacaktı. Uluslararası Mars Uzay İstasyonu da onların konumlarını Habitatın merkezindeki üniteye göndermekteydi. Buradan da bilgiler tüm Terra-Form ünitelerine iletilmekteydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Geçmişin İzinde
Bilim KurguÖnce gök kubbe öldü yavaş yavaş. Sonra buzul dağları birer birer eridiler. Nesilleri tükendi vahşi hayvanların. Korkunç depremlerle sarsıldı yerküre. Karanlık günler çöktü muhteşem şehirlerin üstüne. Gece ve gündüz birbirine karıştı. Çareler aradık...