Bu hikayenin yazarı desperoraa olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.
*Hikaye Kore'de geçmiyor.
...
''Hurt''
"6. 78 sterlin efendim, iyi günler."
On sterlinlik banknotun para üstünü verip ellerimi gelişigüzel önlüğüme sildim. Buradaki mesaimin bitmesine daha iki saat olmasına rağmen oldukça yorgun hissediyordum. Bozulan uyku düzenim ve sağlıksız yemek anlayışım, vücudumun yaşıtlarıma göre daha zayıf olmasındaki en önemli etkendi. Depolara ilerleyip üç paket Robusta çıkarırken bir yandan da kasvetli havaya söyleniyordum. Londra'daki insanların günlük kafein ihtiyacı akıl almaz derecedeydi. Bu kadar çok kafein tüketip kendilerini bile bile zehirlediklerini düşünsem de onlar sayesinde bir işe sahiptim. Hem üniversite okuyup hem iki farklı işte çalışmak benim yaşımda biri için kolay değildi.
Sonunda mesaim bittiğinde önlüğümü çıkartarak işleri Vernon'a devrettim. Kurumuş ağaca bağladığım bisikletimin kilidini açıp bilindik yokuştan evime sürerken bir yandan da yarınki sosyoloji sınavımı düşünüyordum. Lüks evlerin olduğu mahalleye girdiğimde o tarafa bakmamaya çalışarak pedalları daha hızlı çevirmeye başladım. Onlar sadece asla sahip olamayacağım bir hayatın hatırlatıcısıydı. Daha çok öğrenciler ve düşük bütçeli kişiler için yapılmış apartman dairelerinin olduğu mahalleye geldiğimde gri binadan içeri girdim.
Bisikletimi, çalınma riski olmasına rağmen her zamanki gibi kapının önüne bırakırken esen sert rüzgarla titreyerek kilidini yarım yamalak taktım. Bu akşam kesinlikle fırtına çıkacaktı. Neredeyse hiç görmediğim yaşlı bir çiftle birlikte asansöre bindiğimde nefesimi tutarak birkaç adım kenarda durdum. Onlar ikinci katta inerken ben de son kata çıkarak 28 numaralı daireme ulaştım. Ölesiye yorgundum, koltuğa oturduğum an uyuyacağımı bildiğim için kendimi duş almaya zorlayarak bedenimi banyoya sürükledim. Geçen gün arızalanan su ısıtıcısı için tamirci çağırmadığımdan dondurucu soğuktaki suyla yıkanmak zorunda kalmıştım. Yatak odamdaki tavan da küflenmiş, yağmur yağdığı an, bu da demek oluyor ki neredeyse her gün içeri su damlatıyordu.
Ay sonu olduğu için de maaşımdan pek fazla bir şey kalmamıştı. Kalan paramı da dondurulmuş yiyecekler almak için kullanıyordum. Çünkü ucuz yoldan doymamın tek yolu buydu. Geçen hafta aldığım pizzayı mikrodalgaya koyduğum sırada gözüm buzdolabına yapıştırdığım faturalara kaydı. Hâlâ ödemem gereken bir dolu su ve elektrik faturası vardı. Kısacası hayatım bok gibiydi. Mikrodalganın biplemesi acıkan karnımı tetiklerken yarı ısınmış pizzamla koltuğa geçip rastgele bir kanal açtım. Televizyon izlediğim yoktu, sadece ses olsun diyeydi. Dalgın hareketlerle pizzayı çiğnerken gözüm pencerenin arkasındaki kasvetli manzaraya takıldı.
Kocaman siyah gri karışımı bulutlar büyük bir hızla Londra'ya yaklaşırken en üst katta yaşayan ben sadece korkuyordum. Fırtına günleri çok zorlu geçerdi, çürümüş pencereler gıcırdar, şimşekler, tavanı başıma yıkmak istercesine şiddetle çakardı. Sosyoloji kitabımı açıp, bilincimin biraz daha açık kalması için çabalarken neredeyse masada uyuyakalıyordum. Kendimi yatağa bırakıp yorganıma sarıldım.
Çok zor, artık dayanamıyorum... Vazgeçmek istiyorum.
Uykuya dalmadan önce gözlerimin önünde beliren annemin yüzü, neden hâlâ canıma kıymadığımın birkaç nedeninden biriydi.
Tak... Tak... Tak...
Kulağıma dolan düzensiz gürültülerle gözlerimi aralarken uykum hafif olduğu için şükrediyordum. Yanlız yaşamın getirileri işte. Saat gece dört civarı olmalıydı. Elime bulduğum ilk nesneyi, sosyoloji kitabımı, alarak sesin geldiği yöne ilerlediğimde içimde yükselen ürpertiyi hissedebiliyordum. Salona girip hızlıca ışığı yaktığımda ne görmeyi beklediğimi bilmeyerek etrafa bakındım. Eski pencerelerden biri ardına kadar açılmış, her rüzgar esişinde duvara vurarak rahatsız edici sesler çıkartıyordu. Bu sefer sıkıca kapattığımdan emin olduktan sonra yatağıma geri döndüm. Yalnızlığın güvensizliğine bir kez daha esir olup uyumaya çalışırken masa lambamı açık bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Back To Life
FanfictionTaehyung, hayatının kıyısında on dokuz yaşında bir gençken şans eseri gazeteden bulduğu bir iş ilanıyla dünyaca ünlü bir şarkıcının önemli bir klibinde oynama fırsatı bulur. Jungkook 22, Taehyung 19 *Tamamlandı. ! Angst değil ! Bu hikayenin yazar...