"The Alone Poet"
Kalbimde bir boşluk var,
Onun doldurmasını istediğim.
O kadar özel bir boşluk ki onun gibi, Gelip geçenler dolduramıyor.Gözlerimde bir parıltı var, ona bakınca oluşan.
Küçük kristaller gibi parıldıyorlar onu gördüğüm an,
Fotoğrafı bile olsa, kalbim ayırt etmiyor.Elimi uzatıyorum boşluğa, tutması için Tutup, bedenen de beni tamamlaması için,
Ruhen biriz zaten, uzun bir zamandan beri.Minnetle gülümsüyorum ona sessiz bir teşekkür olarak, yanımda olduğu için, Geri döneceğine dair yemin ediyor
Ve onu bekleyeceğime güvendiğini söylüyor gözlerimin içine bakarak.Çünkü biliyor güven benim için önemli, Yeminini tekrarlıyorum.
O yanımda uyuyor şu an,
Karanlıkta kıpırtısız yatıyor. Birbirimiz için yanıp tutuşan kalplerimizin atışı sessiz gecede yankılanıyor.Bana uzun zamandan sonra mutluluğu hak ettiğimi hatırlatıyor gözleri.
Karşı çıkamıyorum ona, ne zaman çıktım ki?
Sadece derin bir nefes alıp teşekkür ediyorum usulca,
Beni böylesine kusursuz sevdiği içinVe şimdi o uzakta,
Benden kilometrelerce uzakta yeni bir güne başlıyor,
Hayatıma devam etmemi istemişti gittiği sabah,
Ama bilmiyor ki onsuz yeni bir güne uyanmak aklımdan bile geçmiyor.Damarlarımdaki kan akmak için yalvarıyor resmen,
Karşı koymaya çalışıyorum gücüm yettiğince,
Birkaç sıyrık, birkaç reçeteyle atlatıyorum her seferinde.Dua ediyorum çabuk dönmesi için, beni sevmeyen tanrıya, her gece dua ediyorum.
'Onsuzlukla yeteri kadar cezalandırdın beni, sen kazandın' diye fısıldıyorum acı gözyaşlarıyla.Onlar da akmak için sabırsızlanıyorlar Ama o beni canlı bulmak ister diye vazgeçiyorum yine.
Jileti, ilaçları, ipi usulca yerine bırakıyorum.
Denizden, çatıdan, köprüden bir adım uzaklaşıyorum onun için.Gidişi kalbimi sızlatıyor hâlâ, sekiz ay sonra bile.
O gece birbirimizin olurken verdiği sözler geliyor aklıma,
Geri döneceğini söylüyor, usulca saçımı okşarken
Hâlâ bekliyorum onu, ilk günkü gibi umutla..."Şiirini bizimle paylaştığın için teşekkür ederiz Taehyung, bize biraz yazılma aşamasından bahseder misin?"
Yıldızlarla süslü bir gece, ne hoş bunun farkında olanlar için. Ruhlarını kaybetmiş boş bedenler içinse bir farkı yok diğer gecelerden. Yeni çiçek açmaya başlamış bir kiraz ağacının altında, kanında dolaşan fazla miktarda alkolün eşliğinde birtakım saçmalıklar karalayan kalbi kömür karası bir hayalet. Hayatında sevdiği ilk kişinin zamansız gidişiyle bile başa çıkamamış olmasının ağırlığı onu soldurmuş. Dışarıdan bakıldığında hastalık geçirmiş gibi, çıkık elmacık kemikleri ve parlaklığını yitirmiş renksiz gözleriyle. Halbuki hiç olmadığı kadar sağlıklı. İlk kez giydiği tişörtten kaburgaları belli olmuyor. İlk kez kemerini en sona kadar sıkmıyor. İlk kez ilaçları olmadan uykuya dalabiliyor.
Tabii kimse haberdar değil onun anlaşmasından. İki seçenek verildi ona. Ya ruhu ya bedeni... O da sevdiği adamın döndüğünde, onun hasta ruhunu iyileştirebileceğine inanarak bedenini seçti. Sonuçta bedeni olmazsa ruhunun bir anlamı olmazdı değil mi? Yanılıyor muydu? Bedeninin günden güne iyileşmesinin yanında ruhu da günden güne çöküyordu. İlk önce duygularını kaybetti. Günaydın'lara bile gülümseyemez oldu. Sonra içinde kalan sevginin bütün kırıntıları, kilo alması karşılığında zalimce süpürüldü. Sadece kedisine ve arkadaşlarına ayırdı birkaç kırıntıyı. En sonunda da ona umut veren asıl şeyi kaybetti. Aşkı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Back To Life
FanfictionTaehyung, hayatının kıyısında on dokuz yaşında bir gençken şans eseri gazeteden bulduğu bir iş ilanıyla dünyaca ünlü bir şarkıcının önemli bir klibinde oynama fırsatı bulur. Jungkook 22, Taehyung 19 *Tamamlandı. ! Angst değil ! Bu hikayenin yazar...