"When I First Saw You From Across The Room"Bazı insanlar tesadüf diye bir şey olmadığını, her şeyin olasılıklar üzerine kurulu olduğunu düşünür. Ben de on yedi yaşında kompozisyon yazmak zorunda olduğumuz için okuduğum 'Olasılıksız' kitabından sonra böyle düşünenlerin arasına katılmıştım. Bana göre her şey çok ince hesaplara, güçlü bir gözlem yeteneğine ve biraz da içgüdülere dayanıyordu. Şayet yeterince derine inebilirsek her şeyin bir nedeni olduğunu -bunu ister kelebek etkisi, ister çekim gücü diye nitelendirin- görebilir, atacağımız bir sonraki adımın bize nelere yol açacağını dakikası dakikasına hesaplayabilirdik.
Yıllardır giderek köklenmiş bu fikirlerimin değişmesi ise konserden sonraki üçüncü günün öğleden sonrasında, plak dinleyip kucağımda yatan Eddy'i severken aklımdan çıkmayan nottaki sözün anlamını tesadüf eseri çözmemle aynı zamanı bulmuştu.
Plak, geçen aylarda Londra'daki bir ikinci el dükkanından aldığım popüler şarkılardan oluşturulan doksanlar plağıydı. Daha önce birkaç kez dinlemiş olsam da buharı tüten kahvem ve kucağımdaki kedimle usul usul yağan yağmuru izlerken ilk kez dinliyormuş kadar huzur doluydum.
Sen ve ben, eskiden birlikteydik.
Her gün birlikteydik, her zaman.
Gerçekten en iyi arkadaşımı kaybettiğimi hissediyorum.
Bunun son olabileceğine inanamıyorum.
Sen vazgeçiyormuşsun gibi görünüyor.
Ve bu gerçekse bilmek istemiyorum.
Konuşma, ne dediğini biliyorum.
Bu yüzden lütfen açıklamayı bırak.
Anlatma çünkü incitiyor...
"Güzel bir şarkı değil mi kızım?"
Karnını biraz daha okşarsam mutluluktan bayılacakmış gibi görünen Eddy'i sırtüstü yatırıp ayaklarımın dibindeki battaniyeyi üstümüze doğru çektim. Benim mutluluğun resmi anlayışım da buydu işte; asıl parçanın eksikliği içimi kemiriyor olsa da bir şekilde mutlu olmaya çalışmak. Çünkü hayatın sizin hakkınızdaki planları bunu gerektiriyordu.
Bu sıcak atmosferin getirdiği ve içtiğim kahvenin de çok büyük bir payı olduğu mayışıklık hissiyle zaten yapacak bir işim olmadığından koltukta uyumakta bir sakınca görmeyerek gözlerimi kapattım. Müzik sesiyle uyumak çoğu insanı ettiğinin aksine beni rahatsız etmezdi. Üstelik Eddy'le benim karşılıksız diyaloglarımdan başka evde yankılanan bir ses olması iyi hissettiyordu. Battaniyeye iyice sığınarak sıradaki şarkıdan önce birkaç tur boş dönmeyi huy edinmiş gramofonun gıcırtısını dinlemeye koyuldum.
Seni ilk gördüğümde, aşkı gördüm.
Ve bana ilk dokunduğunda, aşkı hissettim.
Ve tüm bu zaman sonunda, hala sevdiğim kişisin.
Başardık gibi gözüküyor.
Bak ne kadar yol katettik bebeğim.
Uzun yoldan gidebilirdik.
Bir gün oraya ulaşacağımızı biliyorduk.
'Bahse girerim asla başaramazlar' dediler.
Ama bak işte nasıl dayanıyoruz.
Hala birlikteyiz, hala güçlüyüz.
Siktir. Siktir. Siktir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Back To Life
FanfictionTaehyung, hayatının kıyısında on dokuz yaşında bir gençken şans eseri gazeteden bulduğu bir iş ilanıyla dünyaca ünlü bir şarkıcının önemli bir klibinde oynama fırsatı bulur. Jungkook 22, Taehyung 19 *Tamamlandı. ! Angst değil ! Bu hikayenin yazar...