Hera'nın ağzından...
Gözlerim camdaydı, bir an evvel Barlas'ın arabasını görmeyi bekliyordum sadece. Ona o kadar minnettardım ki. Annemi kurtarması ona hiçbir çıkar vermeyecekti, hiçbir katkı sağlamayacaktı ama o yine de annemi kurtarmıştı. Bunun minnettarlığı çok büyüktü.
Dakikalar sonra binanın önünde Barlas'ın arabasını gördüğümde kalbim hızlandı ve kapıya koşarak kapıyı açıp beklemeye başladım.
Asansörün sesini duyduğumda daha fazla bekleyemeyeceğimi biliyordum, bu yüzden ayakkabımı bile giymeden evden fırladım ve asansöre koştum.
Annemi gördüğüm an gözyaşlarım kendilerini serbest bıraktı. Buradaydı işte, yaşıyordu ve iyiydi. Beni fark ettiği an Barlas'tan destek alan kolunu bana doğru uzattı. Beklemeden kollarına atıldığımda sımsıkı sarmıştım onu. Gözyaşları her yerdeydi ama en azından annem buradaydı.
"Tamam kızım, tamam. Buradayım bak." diye fısıldayarak saçlarımı okşadığında ağlama şiddetim arttı. Şu hayattaki tek sahip olduğum insanı da kaybedeceğimden çok korkmuştum. Aren'in bana emanetini kaybedeceğimden çok korkmuştum. Canımdan bana kalan son parçayı da söküp atacaklar sanmıştım.
Dakikalar sonunda sakinleşebildiğimde annemden ayrıldım ve Barlas'a döndüm. Yüzümde yer edinen tebessüm iyice genişledi ve minnetle "Çok teşekkür ederim Barlas." dedim. Sarılıp sarılmamak arasında kalmıştım ama sarılmak yerine şükranla kafamı salladım.
Lafı bile olmaz dercesine elini salladığında "Annen burada ya, önemli olan o." dedi. Cümlesiyle beraber içimde bir şeyler ısındı.
İçeri geçtiğimizde kısaca Kayra ve annem de tanıştı. Oturur oturmaz annemin yüzünü inceledim, çok kötü değildi ama iyi olduğu da söylenemezdi. Bu yüzden sorularımın uçlarını Barlas'a yönelttim ve "Kimmiş bunu yapan şerefsiz?" dedim içimden büyüyen öfkeyle.
Barlas birkaç saniye sessiz kaldığında saniyelik olarak anneme bakıp "Bilmiyorum, tanımadığımız biri." dedi.
"Anne sen tanıyor muydun peki?"
"Hayır. Hayır, tanımıyordum." dediğinde sesi titredi ve gözleri doldu.
İçimde bir şeyler kırılıyordu. "Sana bir şey yaptı mı o şerefsiz, hastaneye gidelim ister misin?" diye sorduğumda annem beklemeden cevap verdi. "Hayır kızım, hiçbir şey yapamadı o bana. Barlas sağolsun."
Gözlerim yeniden minnetle Barlas'a kaydığında sorun değil dercesine başını salladı. Hayatıma gireli çok bir zaman olmamıştı, işin özünde ortak tek noktamız Alparslan'ı devirecek olmaktı ama o yine de bana yardımcı olmuştu, kişisel bir sorunumu çözebilmişti. Bu düşüncelerle beraber, sebebini bilmediğim o güven duygusu da katlanarak arttı. Onun yanındayken güveni hissedebiliyordunuz. Barlas ya çok iyi bir oyuncuydu, böyle güveni hissettirebilecek. Ya da gerçekten farklı şeyler vardı onda.
Dakikalar sessizlikle geçerken aklıma gelen düşünceyle anneme döndüm ve "Bir süreliğine eve gidemezsin anne, sana kalacak başka bir yer ayarlayacağım." dedim.
Annem verdiği titrek nefesle yanıtladı beni. "Saçmalama kuzum, evde kalırım ben ne olacak?"
"Evin gerçekten güvenli olduğunu mu düşünüyorsun şuan? İtirazlarının bir önemi yok, başka bir yerde kalacaksın."
Bana karşı çıkmak yerine kabullenir gibi kafasını salladı ve "Yeni bir yer bulalım o halde, beraber kalabileceğimiz." dedi.
Kafamı salladığım sırada saniyelik olarak Barlas'a baktığımda başıyla kapıyı işaret etti, bir şey konuşmak istiyordu muhtemelen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAUDADE
ActionNefes almak zor. Bir 23 Aralık gecesi, hava yağmurlu. Senin için akan gözyaşlarım bulutlara yüklenmiş sanki. Senin temiz ruhun ise yuva olmuş acılara bunca zaman, bilememişim. Aslında seni benden alan bir kurşun değilmiş. Sen benden çoktan gitmişsin...