"Ne zaman çağırırlar bilmiyorum. Çağırırlarsa gitmem gerekiyor mudur sizce?"
Başını kucağıma koymuş olan Jisung ellerini yukarı uzatıp yanaklarımı sıkarken "Boş ver, gitme." diye cevap verdi.
"Hayır, git. Eline kaç kez tiyatro gösterisi provasında bulunma fırsatı geçer ki? Oyuncular hata yapacak, repliklerini karıştıracak ve eminim ki asıl oyundan çok daha eğlenceli olacak. Gitmezsen seni salak ilan edeceğim." dedi halıda yatan Hyunjin.
Gözlerimi karşı koltukta oturan ve üç kedimin de etrafına toplanmış olduğu Seungmin'e çevirdim. "Sen ne diyorsun?"
Bir süre düşündükten sonra, "Sana rol vermeyecekler, değil mi?" diye sordu.
"Hayır, sanmıyorum."
"O zaman git. Yaptığın tek şey eleştirmek olacak zaten."
"Sınavlar geliyor, Seungmin. Ders çalışmak yerine üç dört saat kendine hiçbir şey katmayacak bir işe dahil olması ne kadar mantıklı?" diyerek Seungmin'e baktı Jisung.
Hyunjin başını hafifçe kaldırıp Jisung'a, "Sen kopya verirsen hepimiz hallederiz," diyerek göz kırptı.
Gözlerimi devirdim. "Sınavda Jisung'tan faydalanmayacağız."
"Üzgünüm ama Jisung derslerde bu kadar üstün bir başarı elde ediyorsa ve sınıfta bize yakın oturuyorsa yardım etmek zorunda."
Seungmin yüzünü ekşitti. "Zorba gibi konuşuyorsun."
"Sınava çalışmana yardım ederim, Hyunjin." dedi Jisung.
Hyunjin istediğini alamamış olmanın getirdiği keyifsizlikle, "İyi, teşekkürler." diye mırıldandı. "Bu arada Minho, sipariş vermeyi bile beceremediğini düşünmeye başlıyorum."
"Bugün içerisinde bir kere daha şu evin sınırları içindeki herhangi birine laf atarsan ağzının ortasına tokat atacağım, Hyunjin kişisi." diyerek uyarıcı bir tonda konuştu Seungmin.
Jisung kucağımdan kalkıp oturdu. "Canın niye sıkkın? Yuqi'yle kavga mı ettiniz?"
"Hayır. Bilmiyorum. Şu sıralar her şeye sinirleniyor ve istemeden ben de geriliyorum. Yanlış bir şey yaptığımı düşünmeye başladım."
"Sal o kızı." dedi Seungmin. "Flört etmiyor seninle zaten. Daha iyisini hak ediyorsun."
"Bence aramızdakiler gayet güzel. Kıskanıyorsun diye ilişkimizi neden bozayım?"
"Seni niye kıskanayım mesela?"
"Aşk hayatın berbat olduğu için olabilir mi mesela?"
"Aşk hayatımla ilgili ne biliyorsun acaba?"
Hyunjin de doğruldu ve parmaklarıyla saymaya başladı. "Miyeon gibi bir kızı terk ettin. Sana yazanlara görüldü atıyorsun. Sosyal medyadan gelen mesajları cevaplamamak için hesabını kapattın. Tanıştığımız süre boyunca hiçbir şekilde crush edinmedin. Daha fazla örneğe gerek var mı?"
"Demek ki hayatımı yaşıyorum. Biraz benim kafada takılırsan bu gerginliğinden eser kalmayacak. Yuqi'yle quiz sorularını çaldığınız günden beri hep bir haller bir edalar..." Gözleri yavaşça Jisung'a kaydı. "Veya yoluna Jisung gibi birileriyle devam edebilirsin. Kimseye dert vermeyecek kadar rahat bir çocuk. Ne istediğini de net bir şekilde ortaya koyuyor, içine atmıyor. Hem sorunun kızlarla olmaktaysa değişiklik iyi gelir."
“İyi, kendine al o zaman.” diyerek homurdandı Hyunjin. "Sadece Yuqi'yle biraz soğuğuz diye hemen erkeklere gitmemi mi istiyorsun? Üstelik Jisung'a?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Third Person ;; 2Min {✓}
FanfictionMinho, kafasını karıştıran notlar alıyordu. }{ | 2020 Ağustos