}19{

1.3K 160 212
                                    

"Baktın mı Fizik notuna?" diyerek yanıma oturdu Seungmin. Masaya koyduğum başımı salladım. "Nasıl?"

"Kötü." diyerek yerimde doğruldum. Yorgunlukla gözlerimi ovuşturdum. "Diğer hepsi gibi. Ama sınavların bitmiş olması beni sevindirmiyor değil."

"Seninle de o kadar çalışmıştık halbuki." diye düşünceli bir sesle konuştu Seungmin. "Neden böyle oldu acaba?"

"Yeterince odaklanamamışımdır." Fark etmeden mırıldandıktan sonra Seungmin'in anlayacağını sanarak korktum ancak yüzü hiç de anlamış gibi durmuyordu.

"Olabilir. Belki uykusuzluktan olmuştur." Kalemliğimi açıp içindeki küçük kağıdı çıkardım. "Bunu sabah ayakkabımın içinde buldum."

Seungmin kağıdı benden alıp üzerinde yazanı sesli okudu. "'Son sınavında başarılar.' Senin için iyi dilekte bulunması ne kadar da hoş. Gerçekten sana deli oluyor olmalı."

Notu elinden alıp geri kalemliğime attım. "Yaa, ne demezsin."

Kapıdaki hareketlenmeyi fark ettiğimde hoplayarak içeri giren Hyunjin'e ve peşinden yeri izleyerek giren Jisung'a baktım. Hyunjin aynı enerjiyle önümüzdeki sıraya oturdu. Jisung da onun yanına geçtiğinde Hyunjin sanki sormamızı beklermiş gibi gülümseyerek yüzümüze bakıyordu.

"Ne oldu?" diye sordum dayanamarak. O kadar içten gülümsüyordu ki gülümsemesi bana da bulaşmıştı.

"Bu akşam abiniz Yuqi ile son flört randevusuna çıkacak." Sırtını sağ tarafımızdaki duvara yaslayarak gözlerini tavana dikti. "Sahilde şu her gece beyaz beyaz lambaları yaktıkları bir yer vardı ya, bütün kafelerden ve sesten uzak bankların ve çardakların olduğu. Onu akşam 7'de oraya davet ettim. Çıkma teklifi edeceğim."

"Çok romantiksin ve ilk defa bir kız için böyle şeyler yapman mide bulandırıcı derecede tatlı geliyor." dedi Seungmin. "Ama hâlâ seninle flört ettiğini düşünmüyorum."

"Beni korkutma. Ona bütün olumlu duygularımla açılacağım. Cevabından korktuğumu belli etmek istemiyorum."

"Seni reddederse üzülür müsün?" diye sorduğumda Hyunjin bana baktı.

"Muhtemelen. İşin bu kısmını düşünmek istemiyorum."

"Sen niye ruhun emilmiş gibisin?" diye sordu Seungmin en dikkatli bakışlarıyla Jisung'a bakarken.

"Hyunjin'i bütün hafta ders çalıştırdım ve benden istememiş olsa da birkaç sınavda ona kopya bile verdim."

"Kötü not mu almış?"

"Hayır. Bütün derslerde beni geçmiş. Geçen dönem her dersten sorumlu geçen çocuk, her sene okulda derece yapan benden daha iyi notlar almış."

Hyunjin gözlerini yumup alaylı bir ifade takındı. "Zekiyim ama çalışmıyorum."

"Madem o kadar zekiydin, neden doğru cevapları bana da vermedin geri zekalı?" diye sordu Jisung.

"Jisung üstüme gelme, akşam çıkma teklifi edeceğim gerilemem bugün." diye bir çırpıda konuştu Hyunjin.

Seungmin gözlerini devirdi. "Abart."

Bomboş geçen son dersin ardından hepimiz ayaklandık. Seungmin Hyunjin'le, Jisung ve ben de birlikte gideceğimiz için, "Randevunda başarılar, Hyunjin." diyerek el salladım.

"Sağ ol." Bir şey söyleyecekken kendini tuttu ve onun yerine diğerlerine fark ettirmeden eliyle Seungmin'i işaret edip baş parmağını kaldırdı. Telaşlanıp arkamı döndüm.

Birkaç dakika sonra ayrılıp hepimiz okuldan uzaklaşırken "Minho," diye mırıldandı Jisung.

"Efendim."

Third Person ;; 2Min {✓}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin