BÖLÜM 18 - UNUTULMAZ EN GÜZEL ANLAR - FİNAL

4.3K 429 156
                                    

Aşk yürek, tutku beden, sevgi kalp, sadakat adam işidir.
Çünkü aşka yürek gerek,
Tutku için bedeninin alev alması gerek,
Sevgi için kocaman bir kalp gerek
Ve sadık olmak için de adam olmak gerek!
UNUTULMAK HİÇ HESAPTA YOKTU masalından hepinize son kez merhaba diyorum :)

***
Tolga bahçe kapısını açıp elindeki koca gül buketi ile bahçeye doğru yürürken sanki yavaş çekimle yürüyor, yol bitmiyordu. İçindeki aşk taşmış, tutku ateşi kül etmişti bedenini. Bir an önce yüreğinin diğer yarısına kavuşmak istiyordu. Bahçeye geldiğinde açık alana doğru yürürken sevdiği kadını beyaz tüllü geceliği ile yerde uzanmış, ellerini iki yana açarak gözleri kapalı, ama yüzünde bir tebessümle buldu.
Rina adamın geldiğini fark edince gözü hala kapalı iken şarkı mırıldanmaya başladı.

“Gönül gözüm kapalı!
Bilerek sana yazılıyorum...
A penceresi aralı!
Her yerine bayılıyorum...

Gözünü açıp adama çapkınca sırıttı ona, ayağa kalktı ve cilveyle salınarak üzerindeki sabahlığı çıkardı.

Yavrum baban nereli,
Nereden bu kaşın gözün temeli?
Sana neler demeli,
Ay seni çıtır çıtır yemeli!

Sabahlığın ipini adamın boynuna dolayıp, kendine çekerek şarkıyı söylemeye devam ederken Tolga küçük şaşkınlıkla süslenmiş kahkahalar atıyordu.

Anam babam aman kaçın kurası bu,
Ne baş belası bu, gönül kirası ah!

En sonunda kızın cilvesine ve oynayışına dayanamayan Tolga elindeki çiçekten bir gül alıp, gerisini yere attı ve Rina’nın bedeninde gezdirirken, onun tutku oyununa eşlik etmeye başladı.

Aman bize nasip olur inşallah!
Boyuna da posuna da bin maşallah!
Senden gelecek cefalara,
Nazlara, sözlere, sazlara eyvallah!
(Sezen Aksu – Kaçın Kurası)

Şarkı bittiğinde Rina onun gözlerinin içine baktı ve “Bana...” dedi nefes nefese, “‘Bak ufaklık o vazoyu bırak ve sessiz ol!’ ... Bu bana ilk kurduğun cümleydi... Hala sessiz olmamı istiyor musunuz Tolga Kozan?”

Tolga yaşadığı ufak bir şaşkınlıkla gözlerini açıp kapatıyor, gülmekle kaşlarını çatmak arasında gidip geliyordu. “Ne dedin sen?”

Rina kıkırdadı. Onu böyle şaşırtmayı özlemişti. Rina bu adamı çok özlemişti. “Diyorum ki, beni kaçırmaya geldiğin gece, sessiz olmamı istemiştin. Şimdi burada seninle bağıra çağıra şarkı söyleyip, çığlıklarla sevişmek istiyorum. Hala sessiz olmam gerekiyor mu?”

Tolga onu kucaklayıp, etrafında döndürürken “Tüm dünyaya seni sevdiğini haykırmak isteyen adama mı soruyorsun bu soruyu?” diye bağırdı ve ekledi, “Seni çok seviyorum Rina Kozan! Çok seviyorum! Ve çığlıklarını duymak için sabırsızlanıyorum!”
“Bende seni çok seviyorum Tolga Kozan!”

Tolga onu indirip, dudaklarını öperken üzerindeki gömleği çıkarıyordu. “Yarın!” dedi nefes nefese ve gözleri tutkunun ateşi ile yanarken, “Yarın evleniyoruz. Bir gün bile beklemem.”
“Babam?” derken oda adama yardımcı oluyordu.

“Rina!” dedi duraksayıp, “Umurumda bile değil! Sen hatırlıyorsun, bana ikinci kere aşık oldun. Bunu kutlamamız lazım. Hadi sevişelim!”
“Onu yapmaya çalışıyorum...” diyerek kıkırdadı kız ve adamın tutku dolu kollarına bıraktı kendini.

***

“Ne demek şişlenmiş?” diye sordu Ufuk yanında oturup kollarının arasına giren karısına.
Linda derin bir nefes aldı, “Düştüğü delikte oluyor böyle durumlar. Sonuçta işlediği suçlar bir değil iki değil. En önemlisi de taciz-tecavüz var, kaçırma var.” Dudaklarını büzdü, “Yani orada da tecavüz edenleri sevmeyen bir sürü adam var.” Başını çevirip ona baktı, “Kızına tecavüz ederek öldüren bir grup genci katleden bir baba şişlemiş onu.”

UNUTULMAK HİÇ HESAPTA YOKTU - BELA SERİSİ II *FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin