40. BÖLÜM: "HER GİDEN MUTLAKA DÖNMEZ"

338 13 28
                                    

Uşmalı'm...                                  27.05.2018

Bu sana yazdığım ve okumayacağına emin olduğum bilmem kaçıncı mektup. Hangi yıldayız zaten mektup mu kalmış... Bence de öyle ama benim sevgim eski. Biraz klasik takılıyorum. Bu satırları okursan eğer -ki imkansız- büyük ihtimal ruh hastasının teki olduğumu düşünebilirsin, ama neyse bu inkar ettiğim bir durum değil zaten. Hastayım ulan sana diyesim geliyor arada, o soğuk buzdan kalelerimin arkasında işte böyle bir serseri var, bir sana serseri ha...

Seni tanıdığım ilk andan beri ilk kez hissettim. Seninde beni sevebilme ihtimalini hissettim. Bilmiyorum garip bir duygu, sevilmek yani. Karşılık beklemeden sevilmek. Vay be ne hayatlar var diyorsun bazen, ne aşklar, ne fedakarlıklar... Öyle uzar gider bu liste. Seni içimden atamıyorum, her gün daha da büyüyorsun. Bugün benim için herkesi karşına aldın ya, daha ne kadar seni içimde büyütebilirdim bilmiyorum. Ama yine gördüm. Gözlerindeki o kaybı yine gördüm. Bilmem farkında mısın bilmiyorum ama bazen bana sanki kinle bakıyorsun gibi geliyor. Ama sonra dönüp gülümsüyorsun. Ya usta bir yalancısın ya da ben cidden ruh hastasının tekiyim.

Sensiz ne yaparım bilmiyorum Efkan. Olmadığın bir dünyada ne yaparım bilmiyorum. Bu düşünce iliklerime kadar korkutuyor beni. Olmadığın bir yaşam hayal bile edemiyorum. Sensiz bir an bile yabancı geliyor tüm bedenime. İliklerime kadar titriyorum. Kaybetmekten ilk kez bu kadar çok korkuyorum. Sırf bunun için bile ağlayabilirim. Oturup olmadığın bir dünyaya ağlasam fazla uçuk kaçık olmaz dimi? Ya da olur... Neyse sonuç itibarıyla içimdeki serseri sensiz bir dünyaya uyanmak istemiyor. Yaşa Uşmalı, ikimiz içinde yaşa. Gökyüzü zaten mezarlık olmuş. Sen ikimiz içinde yaşa. Çünkü biliyorsun ki sen yoksan bende yokum...

Beni duyuyor, adımlarımı sezinliyor,
Hissediyorum çocuk,
Bende kaybettiği şeyler var.
Avuçlarına kazıdığı bir geçmişi var.
Görebiliyorum çocuk,
Matem dolu bakışları kucaklıyor beni,
İçinde koca koca hüsranlar var.
Duyabiliyorum çocuk,
Bende bulamadığı şeyler var.
Fideler ekmek lazım çocuk,
Onları yetiştirmeyi bilmiyor,
Ve yine görüyorum bana dönüyor çocuk,
Ellerinde kurumuş güller,
Dudaklarında küllenmiş bir ninni var.

***

Hiç gelmemiş gitmişlere ithafen.

Helin Yıldırak

24.05.2022

LEYL (ELZEM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin