Görsel; Zerda Denizer
21.BÖLÜM: "SOĞUK"
"Bütün güzel adamlar, babalarının gülüşlerinden yaratılmışlardır."
***
Duyabiliyor musunuz? Neyden bahsediyordum? Ha. Kalbim kırık galiba, en kısa zamanda bir kalp doktoruna görünmeliyim. Doktora gitsem bir alçıya alsa pek uygun bir davranış olurdu herhalde. Sonuçta her kırık alçıya alınırdı değil mi? Daha sonra alçıyı çıkartırdık kalbim tertemiz pürüpak olurdu. Sesinizi duyar gibiyim. Acınası bakışlarınızı görür gibiyim.
Gözlerlerimdeki hayal kırıklığı tüm bedenimi ele geçirirken eline bir silah aldı ve beni tam iki kaşımın ortasından vurdu. Ancak kalbim daha fazla acıyordu. Kurşunsuz, hançersiz ve kansız bir yaraydı.Sahra'nın kırmızı dudakları Efkan'ın dudaklarına kapanmışken Efkan'ın şaşkınlıktan büyüyen gözlerini görebiliyordum. Efkan ilk bir sendeledi, daha sonra kaşları hızla şaşkınlıktan kurtulup çatıldı ve kendini geriye çekti. Sahra'nın nefes alış verişleri düzensizleşmişti. Efkan'ın şaşkınlık tüm vücudunu sarmış gibiydi. Bir de ben vardım, boğazına bir pranga takılı kalmış ve nefes alırken sebepsizce göğüs kafesi ciğerlerine batan, hayır hayır kalbine, içinde az önce sevgilisinin dudaklarından öptüğü çocuğun yaşam bulduğu kalbine batan kız. Boğazımdaki pranga ağırlaşmış ve katrilyonlara dönüşmüştü. Nefes almayı bırakıp dudaklarımdan bir saşkınlık nidasının dökülmesine izin verdim. Efkan kafasını iki yana sallayıp "Ne halt ettiğini sanıyorsun sen!?" diye Sahra'ya kükredi.
Kırmızı ruju dudaklarına bulaşan Sahra elleriyle ağzını kapattı ve fısıldadı. "Ben sanmıştım ki..."
"Ne sanmıştın ne, olamaz! Olmaz! Seni sevemem artık, seni sevemeyeceğimi bile bile seni kandıramam. Sen beni bir başkasıyla aldattın ama ben seni kendimle aldatmayacağım!"
Efkan'ın gür sesi kulaklarımda can bulurken öylece kalmış, Efkan'ın alt dudağının köşesine bulaşmış kırmızı ruj izine bakıyordum. Kendimi daha fazla tutamayıp kafamı çevirdim ve ona bakmadım. Çünkü eğer ona baksaydım, eğer ona bakabilseydim, kendimi toparlayamazdım.
Böyle olmamalıydı. Böyle olmamalıydı.
Efkan, Sahra'nın ona ihanet etmesini görmezden gele gele hâlâ onu düşünürken Sahra'nın hüzün dolu sesi kulaklarımı doldurdu. "Seni istiyorum Efkan, hem de deli gibi. Bundan önceki her şeyi unutup yeni bir sayfa açabiliriz. Söz veriyorum Efkan. Söz veriyorum."
Ağlayan Sahra yavaşça Efkan'a yaklaştı. Sesi titreye titreye, içi yana yana Efkan'a dokundu. İnanın ki hissettim. Yüreğinde ki o acıyı hissettim. "Lütfen Efkan, lütfen..." Efkan kendini hiddetle geri çekti. "Bana dokunma Sahra. Bunu kendine yapma. Bizim seninle bir ilişkimiz olamaz. Bunu kabullen artık. Bir zamanlar ruhuna aşık olduğum o kadını görmek istiyorum şimdi, dudaklarını onu sevmeyen bir adamla kirleten bu kadını değil." Sahra'nın dudaklarından bir hıçkırık koptu ve dolu dolu olan gözlerinden yaşlar süzüldü. Elbisesinin boyu hareketlerinden dolayı daha da kısalmıştı ve makyajı akmıştı. Ruju da...
Efkan'ın ağır sözlerinden sonra kaşlarım kalktı ve ben bile utandım. Sahra zaten sefil gözüküyordu. Yerinde olmak istemezdim. Tek eliyle gözlerini sildi. Hırsla parmağını salladı. "Bu kız çocuğu yüzünden değil mi?" Beni gösterdi. "Onunla ilgilenmeden önce her şey çok güzeldi. Beni seviyordun, beni deli gibi seviyordun. Sen benimdin Efkan, benimdin. Ama ona kapılmaya başladıktan sonra bitirdin sen bizi. Bizi ben değil, sen bitirdin." deyip Efkan'ın kaslı göğsüne vurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYL (ELZEM)
Romance"Terk edilmiş bir şehir..." Kaşları çatıldı. Kafamı tekrar salladım. İşaret parmağımı şakağıma dayadım. "Kafamın içinde terk edilmiş bir şehir var." Gözleri gözlerimde merakla dolandı. Kurcalamak istiyordu. Dediklerimden hiçbir şey anlamamıştı ve öy...