Bir elimle gözümü ovuşturarak markete girdim. Üzerimde müthiş yorgunluk vardı. Hâlâ uyanamamış olmama şaşırmıyorum.
"Artık özlersin beni, Abidin Amca. Tabii ben yine gelirim senin yanına. Benden kurtulmak kolay mı be!"
Bir kızın gülüşü kulaklarıma dolduğunda başımı kaldırdım dalgınca. Başında desenli bir yazma, üzerinde siyah bir mont vardı. Gözlerim montunun hemen altında gözüken pembe-
Bu şey neden bana tanıdık geliyor?
Aklıma gelenle hızla başımı kaldırdım.
Deli gibi dans eden kız?
Abidin Amcanın uzattığı iki ekmek poşetini aldı.
"Kızım hiç iyi olmadı böyle de... Nasıl olacak şimdi? Ben de bi soruşturayım, bakalım."
"Sağ ol, Abidin Amca. Ne yapalım... Ev arıyoruz. Hayırlısı. Allah koymuştur bir yola..."
Duyduklarımla ister istemez canım sıkılmıştı. Ev bulmak zor olur-
"Ev bulmak zor olur kızım."
"Hiç sorma Abidin Amca. Hep satılık neredeyse. Kiralık ev vermiyorlar doğru düzgün. Ha deyince de alınmıyor ki ev. Ohoo... Uçmuş uçmuş!"
Sıkıntılı nefes verip başını çevirdiğinde göz göze geldik. Boğazımda hissettiğim acılıkla yutkunmaya çabaladım. Mahcupca bana bakıyordu.
"Ayy kusura bakmayın. Fark etmemişim sizi. Bekletmeyim ben daha fazla."
Alel acele önüne dönüp devam etti konuşmasına. Ne diyeceğimi şaşırdım.
"Neyse Abidin Amca, kolay gelsin. Hayırlı kazançlar."
"Sağ ol kızım."
Mahcup bakışları arasında bana baş selamı verip koşar adım yanımdan geçti. Dalgınca başımı çevirdim. Dışarıya çıktı ve gözden kayboldu.
"Buyur oğlum, sen ne istedin?"
Duyduğum sesle önüme döndüm. Abidin Amca beklentiyle bana bakıyordu. Ne istedim?
"İki ekmek!" dedim birden. Gözleri şaşkınlıkla aralanırken başımı kaşır gibi yapıp gülerek atıldım. Dalgınlık...
"İki ekmek yersem kilo alırım tabii... Bir ekmek verir misin, Abidin Amca?"
Çatılı kaşlarıyla başını salladı.
"Sen sigara içmeye devam ettikçe doğru düzgün kilo bile alamayacaksın ama neyse..."
Sesli nefes vererek poşete bir ekmek koydu. Gözlerimi devirip gözlerimi marketin içinde gezdirdim.
"Gözlerini devirme bana. Başka alacak bir şeyin var mı?"
Gözüme hoş gelen bir şey bulamayınca önüme döndüm.
"Yok, Abidin Amca. Bir ekmek kâfi. Sağ ol."
Ekmeği alıp kapıya yönelirken aklıma gelenle arkamı döndüm.
"Haa... Sana göz devirmiyorum, Abidin Amca. Elimde değil, bırakamıyorum. Yani boş boşuna nefesini tüketme-"
"Oğlum derdin varsa derdine çare bul. O zıkkımı içerek kendine zarar verme!"
Gülümsemeye çabalayarak baş selamı verip arkamı döndüm ve dışarı çıktım. Elimden bir şey gelmiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perde
Spiritual"Bugünün nasiplisi, tebrik ediyorum seni." deyip şirince güldü. Bir de elinde çikolata var. Nasip mi? Ne oluyor lan. Elindeki çikolatayı bana uzattığında boş boş baktım ona. "Uff bi tut." dedi bıkkınca. Şu an kemirdiği çikolatayı tutuyorum. Poşeti...