-Alp-
"Alp..."
Güldüm. Boynumdaki kollarını gevşetip yüzüme baktı. Ayaklarımı sabitledim.
"Karnın aç mı?" dedi düşünceli hâlde. Kravatımla oynuyordu.
"Hayır yavrum, aç değilim. Sen aç mısın?"
Tatlı tatlı gülümsedi. Gözlerini gözlerime çevirdiğinde sesini duydum. Çok tatlı lan.
"Ben de aç değilim. Evimize gelmeden bir şeyler yemiştik ya zaten."
Güldüm.
"Yavrum o zaman neden bana soruyorsun?"
Kıkırdadı. Eli yanağıma uzanırken tatlı sesini duydum.
"Biz evliyiz artık. Ben seni aç bırakmamam lazım. Sorumluluklarım var. Senin aç olup olmadığını bilmem lazım. Hem benim yüzümden zayıflarsan."
Güldüm. Ulan.
Başımı çevirip avuç içini öptüm. Kolunu boynuma sarıp gülümsedi. Merdivenlerden çıkmaya başladım.
"Ben senden önce de kendi yemeğimi yapıyor, hatta bulaşıkları da yıkıyordum. Merak etme sen. Aç kalmam ben." dedim gülerek.
"Ama şu an evli bir adamsın... Karısını taşıyan evli bir adam."
Güldü. Gülüşlerine katılırken odamızın önüne gelmiştik bile. Kapının kolunu indirip içeriye adımladım. Yatağın üzerine bıraktığımda kollarını benden ayırmıştı. Başına öpücük bırakıp yanına oturdum. Gözlerimi yüzüne çevirdim. Çok güzeldi. Gülümsüyordu bana. Elim yanağına uzandığında yutkundum. Tatlı tatlı bana bakıyordu. Gülümsedim.
"Farah... Çok mutluyum ben."
Kıkırdadı. Yanağıma uzanıp öptüğünde kalp atışlarımı hissettim. Kollarını belime sarıp başını göğsüme yasladı. Kollarımı sardım ona. Başını öptüm uzun uzun. Şükürler olsun.
"Alp... Ben de çok mutluyum."
Başını göğsümden kaldırdığında kollarımı gevşettim. Yüz yüze bakıyorduk. Birbirimize bakarken birden gülmeye başladık. Yerim lan.
Kolumu beline sarıp hızla öpücük bıraktım yanağına. Güldü. Başımı kaldırıp ona baktığımda pembeleşmiş yanaklarıyla karşılaştım. Yutkundum.
"Alp... Başımdakini çıkartmak istiyorum da bana yardım eder misin?"
Tatlı tatlı bana bakıyordu. Ben şimdi karımın saçlarını mı göreceğim?
Heyecanla art arda yutkundum. Başımı usulca salladığımda ellerini başına getirdi. Çıkardığı iğneleri bana veriyordu.
"Bitti mi?" dedi parmakları başında gezinirken. Dikkatle baktığımda bir iğne kaldığını gördüm. Elim başına uzanırken gözlerimi gözlerine çevirdim.
"Bir tane kalmış, alıyorum."
Gülümsedi. Dikkatle iğneyi aldım. Kalp atışlarımın hızını kontrol edemiyorum.
Eli başına uzanırken atıldım.
"Dur... Bu elimdekileri nereye bırakıyım?"
Güldü. Gözlerim elime gidip gelirken sesini duydum.
"Yaa canım sırığım benim! Masaya bırakabilirsin."
Sırıttım. Ulan bu heyecan ne zaman geçecek?
Gösterdiği yere iğneleri bırakıp yerime geçtim. Gülmemek için dudaklarını bastırıyordu. Gözlerini etrafta gezdiriyor, bana bakmamak için çaba gösteriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perde
Spiritual"Bugünün nasiplisi, tebrik ediyorum seni." deyip şirince güldü. Bir de elinde çikolata var. Nasip mi? Ne oluyor lan. Elindeki çikolatayı bana uzattığında boş boş baktım ona. "Uff bi tut." dedi bıkkınca. Şu an kemirdiği çikolatayı tutuyorum. Poşeti...