Perde

Çikolata...

Evden çıkıp vakit kaybetmeden asansöre ilerledim. Bugün önemli bir toplantım var.

Asansör düğmesine basmama rağmen hareket etmiyordu sayı. Ulan.

Merdivenlere yöneldim. Apartmanda bağrış çağrışlar yükseliyordu. Sabah sabah ne bu tantana!

Bir alt kata indiğimde bir sürü çocuk gördüm. Sırtlarında çantaları vardı.

"Anne! Beslenmem yok benim!"

"Defterimi unuttum ben!"

"Okula gitmek istemiyorum işte!"

Ve bunun gibi niceleri...

Gözlerimi çocuklarda gezdirdiğimde gözüme çarpan veletle kaşlarımı çattım. Kocaman açtığı gözleriyle bana bakıyordu. Sonra sırıtarak yanıma geldi.

"Oo abi takım elbise yakıyo!"

Ulan.

"Enes! Yine mi yaramazlık peşindesin sen!"

Annesi 'sana gösteririm' bakışı atıp bana döndü.

"Kusura bakmayın, rahatsız ettiyse sizi."

Çocuğun ensesinden yakalayıp gülerek konuştum.

"Yok abla ne kusuru. Adam olacak bu velet!"

Gözlerimi kısarak canavara baktığımda iki büklüm olmuştu.

"De mi çocuk?"

Başını salladı.

"Evet abi..."

Kulağıma dolan gülüşmelerle başımı kaldırdım. Anneler gülüyordu. Çocuklara baktığımda onların da keyfi yerindeydi.

"Hatırlat da sana kedi maması vereyim. Kedilere mama verecektin. Bir üst kattayım ben."

Gözlerini kaçırıp başını salladı. Ulan ben sana yapacağımı biliyorum ama neyse.

"Yaaa! Abi bana da bana da! Ben de istiyorum. Kedileri çok severim de..."

Saçları ikili bağlı kız ellerini birleştirmiş, yavru kedi bakışları atıyordu bana. Çok tatlı.

"Tamam. Yarın veririm size." dedim gülümseyerek. Yanındaki küt sarı saçlı küçük kız pembeleşmiş yanaklarıyla bana bakıp arkadaşına döndü.

"Ben de sana yardım ederim, tamam mı Ezgi?"

Ezgi alel acele başını salladı. Bu hallerine gülmek istesem de gülmedim.

"Biz sizi tutmayalım. Hadi çocuklar siz de okula!"

Enes'in annesi memnun hâlde başını salladığında son kez velete bakıp elimi ensesinden çektim.

Lan toplantıyı unuttum.

"İyi günler." dileyip katın asansör düğmesine bastım. Sayı ilerliyor.

Asansör geldiğinde hızla binip giriş kata indim. Bir an önce şirkete gitmeliyim.

...

"Neyseki projeyi beğendiler de sorun çıkmadı." dedim kravatımı gevşetirken. Ofisime geçtik. Gencay gülerek koltuğa attı kendini.

Yine ne hainlik geçiyor aklından?

"Lan oğlum kadın ağzının içine girecekti." dedi ağzını yaya yaya. Mal.

Masanın başına geçip dönen sandalyeye oturdum. Başımı kaldırdığımda sırıtarak bana bakıyordu. Gözlerimi devirdim.

"Geri zekalı mısın oğlum sen?"