Çirkinim...

1.3K 118 142
                                    


-Farah-

Alp'in attığı konumla şirkete yakın bir yerde indim. Annemle babama işten çıktığımı ve başka bir iş görüşmesine gideceğimi söylediğimde beni sorguya çekmeleri üzerine memnun olmadığımı, anlaşamadığımı söyledim. Babamın ve annemin aklı kalmıştı. Babam anlayışla karşılayıp konuyu kapatsa da bunaldığını görüyordum. Ev işi canını çok sıkıyordu. Ha bir de emlakçıları elinden gelse dövecekti.

Ulan emlakçılar.

Annem mi?

Annem de sürekli sorguya çekiyordu beni. Daha anlayamadı neden çıktığımı. Evlenmeye niyetimin olduğunu duysa ne olur Allah bilir. O meseleyi açmama da az kaldı, durun.

Ulan anne ne meraklı kadınsın.

Sonuç olarak, önümüzde ev meselesi var.

Şirketin önüne geldiğimde kocaman harflerle 'Lider' yazısına takılı kaldım. Demek Alp'in çalıştığı şirket burası...

İçeriye geçtim. Alp, üçüncü katta olduğunu söylemişti. Asansöre ilerledim. Üçüncü kata çıktığımda ister istemez heyecanlandım.

Koridora baktığımda yaklaşık on kişi -bu kişiler kız- bekliyordu. Koridor boyunca ilerledim. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde gözüme çarpan şeyle duraksadım.

Ofisi çevreleyen cam duvarlar gülüşünü açık ediyordu. Yanında Gencay vardı. Gencay konuşurken gözlerimi ona çevirdim. Dikkatle onu dinliyordu. Sonra gözlerini devirip yüzündeki gülümseme eşliğinde başını çevirdiğinde göz göze geldik. Kalbimin hızlanmasıyla sertçe yutkunup gülümsedim. Gülümsemesi büyümüş, bana baş selamı verip Gencay'a dönmüştü. Heyecandan ellerim titriyordu. Bir yerlere otursam iyi olacak.

Uygun bir yer bulup oturdum. Kızlar kendi aralarında konuşuyordu. Dikkatimi onlara vermeye çabaladım.

"Makyajım akmış mı?" dedi kırmızı elbiseli kız, karşısındaki kısa saçlı kıza. Yanlış yere geldi galiba.

"Yok gayet güzel duruyor... Alp Kerimoğlu'nu gördün mü ya taş gibi."

Ne?

Ulan.

"Gördüm tabii. Sabahtan beri adamı kesiyorum kızım. Ben bu adama sekreter olmayı geç-"

Sözünü kestim.

"Sen-"

Sustum. Başını bana çevirdi. Allahım kız fazla iddialı ve güzel işte!

"Bir şey mi diyeceksin?" dedi bıkkınca. Aklıma gelenle alel acele dudaklarımı araladım.

"Makyajını kontrol et bence. Bozulmuş gibi."

Eli yüzüne giderken kısa saçlı kız atıldı.

"Gayet güzel. İşine baksana sen."

Gözlerimi devirip önüme döndüm. Kendin bilirsin palyaço. Ne çok makyaj yapmış.

"Hoş geldiniz. Sırasıyla içeriye alacağız sizi. Sude Özer..."

Gencay elindeki kağıdı önünden çekip gözlerini etrafta gezdirdi. Palyaço heyecanla içeri geçti. Canım sıkıldı.

On tane kızın elini mi sıkacak şimdi?

Neyse sakin olmalıyım.

...

"Melike Demir..."

Yanımdaki kız da gittiğinde tek başıma kalmıştım. En son beni alacak.

Yaklaşık iki saattir bekliyorum ve moralim bozuk. Yaşı büyük kişiler de vardı. Donanımlıdır kesin. Ben seçilmeyeceğim.

Alp, akıllı adam. Deneyimsiz kızı neden alsın ki?

Perde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin