-Farah-
"Uçak geliyor... Geliyor... Gelemiyor."
Omuzlarını çocuk gibi düşürüp gözlerini kıstı. Mahcupça dudağımı ısırıp gözlerimi etrafta gezdirdim. Utanıyorum işte.
"Yavrum herkes işinde ekmeğinde. Ye işte."
Gözlerimi devirip güldüm. Oturduğu yerde bana yaklaşıp sırıttı. Ulan.
Annem, babam, Osman abi, Melahat Sultan, turtalar ve ailesi toplandık, piknik yapıyoruz. Küçük turta Efecan gülücükler saçıyor etrafına. Yerim yerim.
Yanağımda hissettiğim sıcaklıkla kalbim pır pır ederken yanıma döndüm. Köfte ekmeği bana uzatmış hâlde tatlı gülümsemesi ile bana bakıyordu. Çok tatlısın ama sen.
Ekmeğe uzandığımda kendine çekip sırıttı.
"Elimle yedireceğim sana, yavrucuğumuza."
Kıkırdadım.
"Şımartıyorsun beni." deyip kocaman gülümsedim. Ekmekten bir ısırık alıp afiyetle çiğnerken gözlerim ondaydı. Yüzünde yayılan gülümsemesi ile bana bakıyordu. Ağzımdaki lokmayı yuttuğumda gülerek gözleriyle elindeki ekmeği işaret etti.
"Nasıl olmuş?"
"Bayıldım bayıldım."
Ekmekten küçük parça bölüp bana uzattığında hem küçük parçayı hem de ekmeği aldım. Gözlerini kısmış hâlde sırıtıyordu. Kıkırdadım.
"Uçak geliyor... Geliyor."
Küçük parçayı havada zikzaklar çizerek ona ulaştırdığımda alıp afiyetle yedi. Hoşuna gitmiş olmalı ki gülüyordu. Çok güzel gülüyor.
"İtiraf ediyorum. Beklemiyordum."
Göz kırpıp ekmekten kocaman ısırık aldım.
"Canom soroğom bonom."
Güldü. Annem şu hâlimi görse kızardı bana. Ağzında ekmek varken konuşulmaz, derdi.
"Ağzında ekmek varken konuşma, yavrum. Boğazına kaçar."
Başımı sallayıp ağzımdaki lokmayı yuttum. Gülümsüyorum.
"Annem hâlimi görseydi aynı tepkiyi verirdi."
Keyifle güldü. Kıkırdadım.
Gözlerim anneme gittiğinde yüzündeki gülümseme eşliğinde bize bakıyordu. Babam, Osman abi ve Gencay'ın babası Feridun Amca ile konuşmaya dalmıştı.
"Anne, çay dolduruyorum sana."
Alp yerden kalkıp üzerini çırptı. Yanımdan ayrıldığında karnımda hissettiğim ağrıyla gözlerimi kapattım. İyiyiz bebeğim, baba birazdan gelecek.
"Sağ ol, oğlum."
Annemin sesiyle gözlerimi alel acele açtım. Alp yanıma doğru gelirken derin nefesler alıp verdim. Gözlerimi etrafta gezdirdim kendimi rahatlatmak adına. Eltişkom anneleriyle gülüşürken Gencay minik turtasıyla oyun oynuyordu. Gülümsedim.
"Evet... Nerde kalmıştık?"
Yanıma döndüm. Bağdaş kurmuştu. Sırıtarak bana bakıyordu. Elini tuttum.
"Alp, yanımdan gitme." dedim gülümseyerek. "Yavrucuğumuz da istemiyor."
Beni kolunun altına alıp sarıldı. Tedirgince gözlerime bakıyordu. Yutkundum. Güleceğimizi sanmıştım.
"Ağrın mı var?"
"Az önce ağrı saplandı. Daha iyiyim."
Eli belime uzandığında tişörtünden tutup durdurdum onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perde
Spiritüel"Bugünün nasiplisi, tebrik ediyorum seni." deyip şirince güldü. Bir de elinde çikolata var. Nasip mi? Ne oluyor lan. Elindeki çikolatayı bana uzattığında boş boş baktım ona. "Uff bi tut." dedi bıkkınca. Şu an kemirdiği çikolatayı tutuyorum. Poşeti...