Satır aralarında buluşalım ;)
-Farah-
"Alp, Osman abinin yerine daha var mı?"
Gözlerimi etrafta gezdirip kocaman nefes verdim dışarı. Bunaldım.
"Sabırsızız sanki." deyip güldü. Dikiz aynasından bana baktığında arkama yaslanıp kollarımı bağladım. Arka koltuklara hâkimiyet kurmuş hâlde keyif yapmam gerekmez miydi?
"İstersen uyu sen. Gelince haber veririm."
Tekrar güldü. İyi fikir aslında.
"Ama benim uykum ağırdır." dedim gülerek. Dikiz aynasından bana döndüğünde etrafıma bakındım. Şuraya kıvrılsam rahat sığarım bence. Küçücük bir şeyim zaten.
"Farah uyumayacaksın değil mi?"
"Hayır."
Güneş gözüme gözüme gelince uyku daha çok bastırıyor. Öğle vakti, ne güzel uyulur şimdi.
Sırt üstü yatıp ellerimi yüzüme kapattım.
"Farah, sen yatıyorsun." dedi gülerek. Sesinde şaşkınlık vardı.
"Evet yani gözlerimi dinlendirmek için."
"Kalk hadi. Ben seni nasıl kaldıracağımı bilemem."
Ellerimi yüzümden çektiğimde yola baktığını gördüm. Ve gözüme güneş vurdu.
Yerimden doğrulurken dengemi sağlayamadım ve koltukların arasına düştüm. Tak.
"Farah!"
Araba durdu. Ben kendimi iyi hissetmiyorum.
"Özür dilerim, Alp. Sen devam et sürmeye. Ben kalkacağım. Dengemi sağlayamadım sadece."
Yerimden doğrulurken sinirle bağırdı.
"Başlayacağım sürprizine!"
Ne?
Yerimden doğrulduğumda çatılmış kaşlarıyla bana bakıyordu. İyi ki gözlük takıyorsun şu an.
"Sürpriz mi?" deyip heyecanla yerimde kıpırdandım. Başını iki yana sallayıp önüne döndü. Arabayı sürmeye devam etti. Yerimde biraz yükselip dikiz aynasından ona baktığımda gülümsediğini gördüm. Sırıtıyorum.
"Gülüyorsun..."
Güldü.
"Dengemi bozuyorsun lan." dedi gülerek. Kıkırdadım.
"Umarım iyi bir şey yapıyorumdur." deyip beklentiyle ona baktığımda tekrar güldü.
"Ulan ben galiba yaşlanmayacağım."
Nasıl yani ne alaka?
"Alp... Ben anlamadım."
Gözlerimi yoldan ayıramazken samimi gelen sesiyle konuştu. İlk defa görüyorum buraları.
"Yavrum sen yanımdayken yaşlanmam, diyorum yani."
Kıkırdadım. Başımı ona çevirdiğimde gözleri yolda, gülümsüyordu. Çok tatlısın ama sen.
"Çok seviyorsun beni." deyip sırıttı. Gözlerimi devirdim.
"Bana bilmediğim bir şey söyle."
"Ne?"
Gülüyordu. Gülüşleri devam ederken arabayı park etti. Arkasını dönüp bana baktığında tatlı gülümsemesi karşıladı beni. Sımsıcak yanaklarımla gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perde
Espiritual"Bugünün nasiplisi, tebrik ediyorum seni." deyip şirince güldü. Bir de elinde çikolata var. Nasip mi? Ne oluyor lan. Elindeki çikolatayı bana uzattığında boş boş baktım ona. "Uff bi tut." dedi bıkkınca. Şu an kemirdiği çikolatayı tutuyorum. Poşeti...