25. BÖLÜM PART 2

7K 563 31
                                    

Feyza hanım artık içinde tutamadığı sıkıntısını yansıtmamak için çaba göstermiyordu. Oğlunun tekrar en başa döndüğünü görmek bile onu kahrederken nasıl normal bir şekilde yaşasındı ki? Usulca sol yanına tek kişilik koltukta oturan adama baktı. Kafasını asla o gazetede kaldırmıyordu.

"Of Murat! Kafasını kuma gömen şu hayvan gibi tövbe yarabbim tövbe bir başını kaldır be adam ne sıkıntısı var şu kadının de! İki saattir bir bezelyeyi doğrayamadım onu bile fark etmedin"

"Yahu hanım bende farkındayım ama sana nasılsın neyin var deyince alarmı bozuk saatte gibi sürekli konuşuyorsun" Murat bey hırsla elindeki gazetesini katlayıp kıpkırmızı kesilen kadına baktı.

"Hadi soruyorum sana neyin ne bu sıkıntın?"

"Bu oğlan iyice kapıldı Derya'ya artık eskisi gibi de konuşmuyor ya gene aynısı olursu Murat, Allah göstermesin ne yaparız sonra?"

"Konuştum geçen gün hala aynı Mahir aynı kafa, değişmiyor işte"

"Derya şimdi Rıza beylere de taşındı ya iyice yakınlaşmaya çalışırsa ne yapacağız?" Kadın elindeki bezelye dolu tabağı hızlıca masaya bıraktı.

"Yav ben ne bileyim ne yapacağız eli yüzü düzgün bir kız bulalım evlendirelim desen denedik neler etti biliyorsun?" Feyza hanım oğluna bulduğu her kızın sonunda yaşadığı o üzüntüyü hatırlayıp iç çekti.

"İki mahalle aşağıda Fidan var bir de onu mu söylesem belki dinler bu kez beni"

"Sen söyle ama beni işin içine katma sonra benimle papaz oluyor"

Feyza hanım fasulyelerini alıp mutfağa geçti, akşama kadar da üç çeşit yemek hazırladı ama aklı hala oğlundaydı. Kızı bir ara gelip Deniz'i onlara bıraktı, torunu yanındayken daha az sıkıntı çekiyordu. Küçük kız hem onu hem de dedesini parmağında oynatıyordu.

"Dede ama hani sen doktordun ya gene doktor olsan"

"Aman ben doktor olayım annanende hemşire" Feyza hanım eşinin bu söylediğine uzun uzun güldü.

"Vallahi iğne yaparım" Feyza hanım oyuncak iğneyi eşine doğru gösterip tekrar şakalaştı onunla.

"İyi akşamlar" dedi birden kapıda ki adam. Deniz ikisini de unutup koştu dayısının kollarına. Mahir üzerindeki kir pas küçük kıza bulaşmasın diye uğraştı ama çokta boynuna dolanmıştı.

"Hoş geldin oğlum" dedi Feyza hanım heyecanla.

"Hoş bulduk anne, bir duş alıp geleyim yanınıza"

"Olur olur, Deniz gel yavrum" Küçük kız itiraz etse de zorlukla uzaklaştı dayısınındın. Mahir'in çocuklarla olan bu güzel iletişimini annesi gördükçe kahroluyordu.

"Mahir'imin de yavrusu olsaydı ya" dedi birden.

"Olur inşallah" dedi Murat bey.

Yemek masasına oturduklarında saat yediyi gösteriyordu. Mahir annesinin bakışlarını geldiği andan beridir takip ediyor bir şeyler döndüğünü çözüyordu.

"Hayırdır bir şey mi oldu?" dedi sadece.

"Yok oğlum ne bir şeyi" Yaşlı kadın çaktırmadan eşine baktı ama ondan hiç destek göremedi.

"Az daha fasulyeden koyayım mı annem?"

"Ellerine sağlık anne yeterli"

"İyi" eniştesi geç geleceği için ablası bu akşam onlara gelmişti. Deniz sürekli ablasına zorluk çıkartıp yemek yeme konusunda zorluk çektirirken Mahir'in aklına hep Çiçek geliyordu. Onu çok özlemişti, iki gündür görmemiş olması bile içinde sıkıntı oluşturuyordu.

UNUTULMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin