"Beni o adamla aldattın!" Diye bağırdı adam onlara doğru yürürken. İşaret parmağını doğrudan Mahir'in üzerine kenetlerken öfkesinin yoğunluğunu ona veriyordu.
"Defol git buradan" diye bağırdı bir anda Mahir, bahçe kapısını hiç çekinmeden açan adam kollarını iki yana açarak alaycı tavrını onlara sundu. Mahir Arda'ya doğru yürürken birden Derya elinden tutup onu engellemeye çalıştı.
"Mahir yapma!" Duraksadı Mahir ona korkuyla bakan mavi gözlere sorun yok der gibi işaret verip içeriye girmeleri için tekrarladı. Aklında hala Derya'nın bu adamdan ölesiye korktuğunu, Çiçeği saklamak için verdiği mücadele vardı. Onu deli eden, uykusuz bırakan ve o hastanede yatmasının tek nedeni olan adama öfkeyle doluydu.
"Sorun yok" dedi sadece ama sorunun büyük olduğu her halinden belliydi. Ağır alkol kokusu uzaktan bile burnuna geliyordu. Belli ki fazla alkol alıp gelmişti it.
"Sana defol git buradan dedim, tekrar ettirtme."
"Derya! bana açıklama yapmadan hiçbir yere gitmiyorum!" diye bağırdı Arda.
"Sana kimse açıklama yapmıyor, şimdi geldiğin fare deliğine geri dön" Mahir git gide daha yükseltiyordu sesi. Arkasında onları seyredenlerden sadece iki kişi vardı. Kulağına acı bir feryat eşliğinde gelen Çiçeğin sesi onun sabrını taşırmaya yetiyordu. Ona ulaşıp her şeyin geçtiğini söylemek istiyordu.
"Sensin değil mi lan, kardeşimi bizden çalan piç sensin! Gel lan gel!" Fırat bir anlık öfkeyle Mahir'i aşıp doğrudan Arda'ya doğru yürüdü. Songül'ün tiz çığlığına kadar kimse müdahale edemedi. Fırat ayakta zor duran adamın yakalarından kavrayıp bir yumruk attı hemen ardından yere yığılan adamın üzerine çıkıp ardı ardına yumruklamaya başladı. Mahir Fırat'ı her yanı kanla kaplanmış adamın üzerinden almaya çalıştı. Yerde kollarını açmış kahkahalarla gülen adama son anda tekme attı Fırat.
"YETER!" diye bağırdı Rıza bey, bir anda herkes sustu Fırat Mahir'in kollarından kurtulup tekrar Arda'ya saldırmak için çıpırken Rıza bey araya girdi.
"Defolup git buradan akşam akşam olay çıkartma başımıza."
Arda yaşlı adama gülerek baktı, Derya'nın her zaman hayranlıkla anlattığı babasıyla ilk kez yüz yüze gelmiyordu. Daha öncesinde bir kere daha görmüştü onu ama ikisi de birbirlerinden habersizdi. Şimdi kaşlarını sert bir şekilde çatıp onu evinden kovan adam Derya'yı mı koruyordu.
"Hiçbir yere gitmiyorum! Önce bana beni neden bu sokak serserisiyle aldattığını anlatacaksın!" Arda elinin tersiyle dudaklarını silip işaret parmağını doğrudan Mahir'e doğru uzattı. Bir sessizlik oldu Derya'nın dizleri çözülür gibi az daha düşecekken Songül koluna girdi. Dik durabilmek için zorlukla çenesini havaya kaldırdı. Birisi pot kıracak diye sesini bile çıkarmazken babasını usulca ona baktı. Teyzesi de nefesini kesmiş bir şekilde eli kalbinin üzerinde donuk bakışlarıyla onu süzüyordu. Herkes bir açıklama beklerken zorlukla yutkundu.
"Ödeştik" dedi alaycı bir gülümse eşliğinde. Oyunculuğu iyiydi ama kusursuz kılmak için hiç yüz ifadesini bozmuyordu. Ayakta zor duran adamın ona inanması için ettiği dualar büyüdü. Önce kıpkırmızı kesildi Arda hemen sonra öfkeyle Mahir'e saldırmak için öne atlayıp ağzına gelen bütün kötü sözleri etmeye başladı. Çoğu ikisinin aralarındaki sırlardı.
"HEP SENDEN NEFRET ETTİ! Sırf seninle ailesi için nişanlandı anlıyor musun? Sen ona layık değildin-"
"Ulan piç!" Arda'ya tekrar saldırmaya çalışan Fırat ve Mahir'le işler daha çok çıkmaza girdi. Bahçe duvarının arkasından gelen sesler mahallenindi artık dikkatini bu yana çektiğini gösteriyordu. Eline çekirdeğini kapan koşmuş gelmişti. Derya bir ara sesleri net duymaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULMAZ
RomanceMahallenin başında ki duvarda yazılıydı o yazı ve yıllar geçse de silinmemişti hiç. Ne yağmurlar yağmıştı o duvarın üzerine kaç kış geçmişti kaç bahar ve Mahir dikilip de karşısına her okuduğunda yanan yüreğine öfkeliydi. "Derya'sına kavuşamadı Mah...