Mahir'i hayatıma bir anda değil sanki hep varmış gibi asla yük olmadan girmişti. Yavaş yavaş yaşamınım her anında kendisini kabul ettirmişti. En basitinden artık işe giderken önce beni almasını bekliyordum, iş çıkışlarında mesajlaşarak konuşuyorduk. Teyzem de iyice yakınlaştığımızı seziyor sık sık söz gelimi konuşuyordu.
"Allah ağzınızın tadını bozmasın yavrucum, nasıl güzel anlaşıyorsunuz" kendisi nazara o kadar çok inanıyordu ki sık sık beni durdurup okuyup üflüyordu. Hem okul hem iş beni yoruyor ama sessimi çıkarmıyordum. Okuldaki derslere çoğunlukla yetişemiyordum zaten Cennet teyzenin yanında yarım günlüğüne de olsa benim boşluğumu dolduracak birisi vardı. Mete iş yoğunluğunu biraz azaltmış Cennet teyzeyle daha fazla ilgilenmek istediğini belirtmişti. Ben çoğunla ders için erkenden çıktığımda o eve geliyor kısacık sohbetler edip ayrılıyordum yanından. Birkaç seferinde Mete'yle karşılaşan Mahir sessizliğini koruyup sadece "Bu adam ne sıklıkla geliyor buraya?" diye sormuş bende babaannesi tabi gelecek Mahir diyerek konuyu kestirip atmıştım. Ne vardı ki Mahir konuyu uzatmayarak aslında bana yardımcı bile oluyordu. Mete ise Mahir'in hayatımda olduğunun farkında bu yüzden sınırları belirli bir şekilde benimle görüşüyordu. Onunla olan dostluğumun arasına böyle bir soğukluk girmesini istemediğim için Mahir'e Mete'yi akşam yemeğine davet etmek istediğimi belirttim aldığım tepki büyük olacak zannederken oldukça sakin bir şekilde başını sallamıştı.
"Olur" demişti. Mete'ye teklifi iş çıkışında aceleyle sundum ama ondan aldığım tepki Mahir'in tepkisinden çok daha fazlaydı.
"Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum" demişti gözlerini bana doğru dikerek. Duraksadım, bir yanlış yaptığımın daha doğrusu bu durumun onun ve benim için kolay geçeceğini düşünerek hata yaptığımı düşündüm. Ellerim bir süre birbirine gidip geldi, sıkıntıyla nefes alıp hızlıca geriledim.
"Ben iyi olur diye düşünmüştüm, şey sanırım yanlış yaptım" yorgun bir şekilde tebessüm etti.
"Yanlış olan benim duygularım Derya, sen beni dostun olarak kabul etmek istiyorsun ama benim duygularım buna ağır gelir." Dedi sakince ve cevap vermemi beklemeden yanımdan ayrıldı. Yutkundum, onunla benzeyen bazı yanlarım vardı, onu incittiğim için kendime kızdım. Annenim bir zamanlar bana söylediği söz geldi. "Gün gelirde dostun bildiğinden koparsa yolun bekleme o yol bir daha düzelmez"
Beklemem gerektiğini onun beni cevapsız bırakmasından anlamıştım.
Mahir'e Mete'yle olan konuşmamızı hiç anlatmamıştım, zaten o da gelmemesinden anlamış olmalı ki özenle hazırladığım masayı bozmaya niyetli kızımızla boğuşuyordu.
"Babacım mum yenilmez" güldüm o hallerine. Mum seviyorum diye almıştı Mahir. Masaya getirip yakınca tabi küçük alev parçası Çiçeğimin dikkatini çekmiş sürekli ona uzanmaya çalışıyor kendisini geriye atıyordu. Mahir de Çiçeğin inatçı haline güldü. Sonra onu mama sandalyesinden alıp beyaz gömleğini pisleteceğini bile bile bacağına oturttu.
"Tamam bak ama uzaktan" Kızımın saçlarını artık yavaş yavaş toplamaya başlamıştım. Önüne düşünleri iki kulak şeklinde yapmaya çalışmış ama daha çok iki küçük palmiye olmuştu. Mahir onu ilk öyle gördüğünde kahkahalarla gülmüş Çiçeğin resimlerini çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNUTULMAZ
RomanceMahallenin başında ki duvarda yazılıydı o yazı ve yıllar geçse de silinmemişti hiç. Ne yağmurlar yağmıştı o duvarın üzerine kaç kış geçmişti kaç bahar ve Mahir dikilip de karşısına her okuduğunda yanan yüreğine öfkeliydi. "Derya'sına kavuşamadı Mah...