26. BÖLÜM

7.7K 694 67
                                    

Derya ilaçlarla dolu poşeti ona uzatan adama bir süre bakındı hemen ardından eczacıya kısaca teşekkür etti. Eczanenin karşısında kalan dükkana doğru yürürken olabildiğince hızlı bir şekilde poşeti bez çantanın içerisine yerleştirmeye çalıştı. İlaçları kullanmaya başladığı günden bu yana daha iyi uyuyordu, artık eskisi gibi kendisini yorgunda hissetmiyordu.

"Kolay gelsin, ben vitrindeki pastayı almak istiyorum"

"Hangisi abla, en sağdaki mi?" dedi genç çocuk, Derya başını sallayıp çikolatalı pastayı işaret etti.

"Evet o, birde bir yaş mumunuz var mı?" Çiçeğin doğum günü geçmiş bile olsa kutlamak istedi, onca olayın içerisinde onu unuttuğunu hissetmesi kendisini kötü hissettiriyordu. Hayatının tek güzel şeyi kutlamadan geçemezdi.

"Koydum abla başka bir şey ister misin?" dedi çocuk ona doğru Derya hayır der gibi başını sallayıp cüzdanı çıkarmak için çantasını açtığında arkasında ki sesi duydu.

"Derya?" dedi Mahir ona doğru. Derya arkasına dönüp ondan sadece iki adım geride duran adama baktı.

"Mahir?" Mahir'in pastane de ne işi olduğunu anlayamamıştı, Mahir de onun neden burada olduğunu sorgular gibi bakarken Derya'nın dikkatini hemen yanındaki kız çekti. Fidan mıydı o?

"Abla karta ne yazalım?" dedi çocuk onları bölerek, Derya hızlıca toparlanıp çocuğa döndü. Biraz düşündü ama sonra kendisini toparlayıp elli hafifçe saçlarına gidip geldi.

"İyi ki doğdun Çiçeğim"

"Yazdım abla, mumları da pakete koydum" dedi çocuk, Derya parayı uzatırken Mahir öne doğru çıkıp parayı önceden uzattı ama Derya kabul etmeyeceğini belli ederek karşı çıktı.

"Buradan al koçum" dedi Mahir ısrarcı bir şekilde.

"Hayır, lütfen buradan alır mısınız?" çocuk ikiliye doğru çekinerek baktı hemen sonra Mahir'in sert bakışlarından çekinip ondan parayı aldı. Derya sıkıntıyla oflayıp parayı bağış kutusunun olduğu yere koydu.

"Çiçeğin doğum günü mü?" dedi Mahir heyecanla.

"Geçti aslında ama kutlamak istedim"

"Neden bana da söylemedin?" dedi adam kaşlarını hafif çatarak, Derya tek eliyle tuttuğu pasta poşetini devirmemeye dikkat ederek söylendi.

"Kendi aramızda kutlamak istedim, anne kız" "Bende orada olmak istiyorum" dedi adam bu sefer şaşkınlık dolu ifadesini gizleyemedi Derya.

"Mahir senin işin yok mu?" Çaktırmadan onları izleyen kızı işaret etti.

"Onunla ilgilensene" Mahir Fidan'ı ima eden kıza doğru bir süre ne diyeceğini bilemedi. Ağzından birden annesine karşı olur lafı çıkmış annesi hemen görüşmeleri için ayarlama bile yapmıştı. Şimdi bu vaziyette karşılaşmaları kendisini tuhaf hissettirmişti.

"Fidan sen masaya geç, ben geliyorum" dedi Mahir kıza doğru, Fidan sessizliğini koruyarak dışarıda olan verandaya doğru yürüdü. Derya tuhaf bir şekilde asla itiraz bile etmeyen hatta sesi bile çıkmayan kızı seyretti. Hatırladığı gibiydi Fidan, uzun boylu sık kahverengi saçlarını hafif dalgalı bir şekilde açık bırakmış insanın içini ısıtacak kadar sıcak koyu kahverengi gözlerine sadece bir rimel sürmüştü. Fazla muhabbetleri olmazdı Fidan'la, liseden sonra okumama kararı almış önceleri dikiş nakış kursuna gittiğini duymuştu ama sonra ne yaptığını bilmiyordu.

"Fidan değil mi o kız?" dedi Derya merakına yenik düşerek.

"Evet o" dedi Mahir sessizce.

"Çok güzel olmuş, hatırladığımdan daha uzun boylu" dedi tebessümle Derya. "Siz fazla konuşmazdınız" dedi sadece Mahir.

UNUTULMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin