Bölüm On Beş : Nefes Nefese

2.4K 153 17
                                    

Tamirhane diz boyu su altında kalmıştı. Yerdeki kablolar cızırdıyor ve kıvılcımlar çıkartıyordu.
Zar zor ayağımı sürüyerek yürüyüp şartelleri attırdım.
Çarpılacaktık yoksa.

Elimdeki çekçekle suyu ittirmeye çalışırken Bilge ve Berat da ellerinde kovalarla suyu boşaltıyorlardı.

Dün gün boyu yağmur yağdıktan sonra bugün sabaha doğru durmuştu çok şükür. Ama birçok yer su altında kalmıştı. Tamirhane de dahil...

"Ya biz bunu nasıl halledeceğiz. Böyle kovayla çekçekle olmaz ki." Berat yakınarak söylendiğinde güldüm. Daha kapıdan girmeden poposu üstüne düşmüştü, omuzlarına kadar her yeri sırılsıklamdı. Şimdiyse her yerinden sular damlarken bize yardım etmeye çalışıyordu.

"Haklısın kardeşim de nasıl hallolur ben de bilemedim." Bilge'nin enerjik çıkan sesine gülümsedim. Hayvan herif gece boyu deliksiz uyumuştu. O kadar hareketli uyuyordu ki sürekli kolunu,bacağını üstüme atıp durmuştu. Çıt sesinden ve  ufacık bir kıpırtıdan bile uyandığım için de uyuyamamıştım. Kısık gözlerimle onu izlerken elindeki kovadaki suyu dışarı serpip birden bana baktı.

Göz kırptı. Yeşil gözleri yüzümde bir yerde oyalandığında elimi istemsizce baktığı yere götürdüm.
Elime bulaşan siyahlıkla birkaç kere sildim.

Yüzümü temizlemeye uğraşırken ayaklarımın altındaki suyun hışırtısıyla elimde topladığım kazağın kolunu bıraktım.
Bilge çaprazımda durdu ,bir şey demeden elini yüzüme uzatıp hala üstünde olan benim kazağımın koluyla tüy gibi okşayarak sildi çenemle yanağımın arasını.

"Senin bir fikrin var mı burayı temizleme konusunda?"
Elini çekmeden açıktaki baş parmağını dudağımın altına sürtünce dudaklarımı yalayıp kafamı elinden kurtarmak için hafifçe sola eğdim.
Kolunu serbest bırakt.

"Daha önce hiç su basmadı mı burayı?"diye sordum ama sesim içime kaçmış gibi çıkmıştı.

"Yok, buraya geçen sene taşındık. Tamirhane eskiden  babamgilin evine yakındı ve orası, bura gibi alçak değildi." dedi.
Kafamı geriye atıp bir iki saniye düşündüm.
Aklıma gelen fikirle parmaklarımı şıklatıp heyecanla konuştum.

"Drenaj pompası yaa,nasıl aklımıza gelmedi."

Berat tekrar oturduğu suyun içinden kalkmadan elini havada "amaaan" dercesine salladı.

"Çok mantıklı fikir ama bence burası böyle kalsın. Havuz oldu, canımız sıkıldıkça yüzeriz." deyip kahve gözlerini masumca kırpıştırdığında Bilge'nin omzunun üzerinden onu daha rahat görmek için parmak uçlarımda yükseldim.

"Te Allah'ım, lan burası Rize. Çok yüzmek istiyorsan git falezlerden birinden atla. Çakılmazsan kayalıklara yüzersin." Berat'ın çocuksu tavrına gülmeden edemedim. Bulanık suyun içinde oturmuş kendi kendine şarkı mırıldanıyordu.

Bilge'nin sözleriyle aklıma sahile gitmek geldi. Neredeyse iki haftadır buradaydım ama denizi görememiştim. Halbuki olduğumuz semt denize kıyıydı.

"Drenaj pompası burada var. Ama bu kadar çok suyu tahliye eder mi?" Kafamı salladım .

Drenaj pompasını alıp geldi ve suyun içindeki Berat'ı gönderdi.

"Leyla gibi biraz." diye fikrimi belirttim. Bir yandan pompayı çalıştırmıştım. Ucunu sokağa çıkardığım hortumdan akan çamurlu bulanık su yolun kenarındaki mazgala doluyordu.

"Yine aşık olmuştur o." dedi Bilge de. Sırıttım. Aşk insanı Leyla mi ederdi hep? Hiç aşık olmamıştım ki bilmiyordum .Hissediyordum ama , ben Leyla değil Mecnun olurdum .
Aşkımdan delirip çöllere düşer miydim? Bi ihtimal...

"Yine mi? Aşk o kadar basit bir şey mi ki?"Su seviyesi hâlâ aynıydı. Sanırım biraz zaman alacaktı.
Zıplayıp duvar kenarındaki masanın üstüne oturdum ve cevabını merak ettiğim yeşil gözlüyü bekledim.
Dalıp gitmişti ama benim yüzüme.

"Değil mi? Bence basit." dedi. Dudaklarımı izliyordu. Boğazım kurudu. "Yani birini seversin işte, bazen birazcık fazla seversin ve ona aşk derler. Sonra aşk da sevgi de geçip gider. " Devamında söylediği şeylerle gerçek düşünceleri mi bunlar diye gözlerimi kısıp gözlerine baktım. Diğer duygularına göre daha çok yansıyordu gözlerine ciddiyeti. Ciddiydi.

"Olabilir, hiç aşık olmadım." İçten bir gülümseme yüzünde yer etti. Dizlerine kadar gelen su artık ayak bileğinin bir karış üstünde bitiyordu. Adımlarının suda çıkardığı sesler de yağmur sesi gibi rahatlatıcı geliyordu kulağıma.Kendimi masada geriye ittirip arkamdaki kirli duvara dayandım. O da gelip yanıma oturdu .

"Sevgilin de mi olmadı?" Meraklı Melâhat...

"Olmadı, hiçbir kızı sevmedim ki sevmediğin insanla sevgili olunur mu ?"

"Olunur, hatta sevişirsin bile. Dur onu da yapmadın demi ?" Kahkaha atarken kısılan yeşil gözlerine sinirle baktım.

"Lan sen pezevenk misin? Ne demek sevmeden sevişilir?" Piç gülümsemesiyle yüzünü yüzüme eğip yukarıdan baktı bana.

"Yaptın mı iğrenç herif?" dediğimde başını sallayıp onayladı . Kafasını sallarken çenesi çeneme sürtünüyordu. Dudaklarımızın arasındaki bir santimi beynim idrak edince karnım kasıldı. Terle karışık ten kokusu her yanımı sarmış da derimden içime nüfuz ediyormuş gibiydi. Gözlerimi yumdum.

İşaret parmağımı göğsüne bastırıp geri çekilmesini işaret ettim. Durduk yere midemi bulandırmıştı.

Kendini çekmedi.

Burnunu yana eğip yüzümü ondan uzaklaştırmaya çalıştığım için açıkta kalan boynuma bastırdı.

Midem daha çok bulandı.

Bu sefer avucumu göğsüne yaslayıp sertçe ittirdim. Hareket etmedi.

Boynumdaki burnunun yerini dudakları alınca nefesim kesildi. Sadece bir saniye sürdü. O kadar hafifti ki öpüşü eğer tüm dikkatim burada olmasaydı hissedeceğime emin değildim.

Birden çekilip masanın üstünden yere indi. Yüzüne bakamadım.

Nefes almaya çalıştım ama alamadım. Kendimi tacize uğramış gibi hissediyordum . Cebimde duran tüpü almaya çalışırken parmaklarım titriyordu . Kayıp masanın en köşesine gitti. Yanımda Berat'ın olmasını diledim.

Bilge tüpü alıp dudaklarıma yaklaştırdı ve arka arkaya sıktı. Ciğerlerim o havayla rahatladı. Tüp hâlâ dudaklarımdayken benim ellerim gibi titreyen ellere baktım.

"Ben böyle tepki vere..." lafını tamamlamasına izin vermeden "Sus!" dedim. Kısık sesim tamirhanede yankıya neden olduğunda aslında bağırdığımı anladım. Kulaklarım uğulduyordu.

"Sadece sevmeden de bir şeyler..." Aynı şeyi tekrar ettiğimde sustu.

"Bu yaptığın..." dedim ama devam edemiyordum. Sonra konuşacaktım ama şu an olmazdı. Sırf oksijen barındıran bir odaya koysalar bile nefes alamazdım.

Dışarı çıkıp arkama bile bakmadan yürümeye başladım. Nefes nefeseydim.

Bu çocuklarımın ilk teması... gerçi böyle olacağına hiç olmasa daha iyiydi ama paralel evrenlerden birinde oldu bile :)

Bilge yaptı yine yapacağını. 2 bölüm iyi olsa 3 bölüm kötü olacak illaki . Kızmayın yavruma. Karaktersiz napalım ldldmlsms

Şimdi yeni bölüme kaçıyorum.

Hoş ve hoşça kalın. Öptüm güzel yanacıklarınızdan
                                                 ♡
                                                 ♡

14 Haziran 2022
Salı 20.40

YANGIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin