Bölüm Otuz : Feveran

1.3K 70 28
                                    

Uyarı>>>Müstehcen şeyler barındırır:))

Bütün anahtarları tek tek denediğim halde bir türlü sıkamadığım vidaya söverken Bilge'nin karnıma dolanan kollarıyla anahtarı bırakıp doğruldum ve
göğsüne yaslandım.

"Ben bu işi yapamıyorum ya." dedim ağladı ağlayacak sesimle. Sürekli Bilge'yi izlememe ve dediği her şeye dikkat etmeme rağmen bir şeyleri sürekli eksik yapıyordum.

"Önemli değil Bengi'm. Yapamasan hatta yapmasan da olur. Sadece benim yanımda dursan, soluğun soluğuma karışsa o bile yeter." Kulağıma doğru fısıldayarak söylediği sözler üzerine kollarının arasında dönüp sırtına sımsıkı sarıldım ve kafamı boynuna gömüp hassas olduğunu birkaç akşam önce keşfettiğim boynuna ufak tefek buseler kondurdum. Ben öperken o kıkırdıyordu. Çıkardığı sesler tatlı geldiği için dudaklarımı boynundan çekip çenesini öptüm ve yanaklarını tek elimle sıkıştırıp öne büzülen kiraz dudaklarını dudaklarımın arasına aldım. İki dudağını birden emerken belime sarılan kolları kanımı kaynatıyordu.

"Biri geçse direkt göreceği yerdeyiz ve..." deyip durakladı. Arkadan adım sesleri gelince hızlıca geriye çekildim." İşte yakalandık."

"Basıldınız beyler,eller havaya." Berat'ın neşeli sesi üzerine içim rahatlayarak döndüm arkama.

Berat ellerini birbirine geçirmiş,işaret ve orta parmağını birleştirerek silah yapmıştı. İkimizin üzerine doğru tutuyordu.

Yüzündeki gülümsemesi aşırı soluk duran yüzünde sırıtıyordu ama en azından gülümsüyor diye mutlu oldum.

Yanındaki Baler ise açık yeşil gözleri büyüyerek bir Bilge'ye bir bana bakıyordu.

"Siz sevgili misiniz?" diye sordu bağırarak. Berat ellerini hızlıca Baler'in ağzına örttü.
"Eğer böyle bağırmaya devam edersen ölü sevgililer olacaklar." diye kızdı.

Bilge'nin yüzü endişeye bürünmüştü. Belli ki uzun zaman sonra bulduğu arkadaşının kötü tepki vermesinden korkuyordu. Boş bir korku olduğu kanaatindeydim. Bence Baler de bizim gibiydi.

"Neden bana söylemedin ki Berat. Ben de Bilge homofobiktir diye sen ve kendim hakkında hiçbir şey anlatmamıştım." dediğinde Bilge konuşmaya dahil oldu.

"İkinizin anlatacak neyi var?" Ben de aynı şeyi merak ediyordum. Bera için ağlayan Berat hâlâ aynı Berat'tı ama Balerle aralarında önceden bir şey olduğu da aşikardı. Şu an bile devam eden bir şey...

"Ben gitmeden önce Beratla sevgiliydik. Ben sana anlatmak isteyip anlatamamıştım arkadaşlığımızı bitirirsin diye."deyip Berat'a baktı Baler. Berat yeri izlemekle meşguldü.

Bir süre Bilge'nin cevap vermesini bekledim. Sindirememişti sanırım. En yakınlarım dediği iki arkadaşı,dostu ilişkilerini saklamıştı. Haklı olarak...

"İyi ki söylememişsin o zaman kardeşim. Hayatıma Bengi girene kadar homofobik olduğuma eminim." Bilge birden aramızdaki mesafeden beni kendine çekip boynumu öptü." Hayatıma girmeseydi de aynı şekilde yaşamaya devam ederdim." dedi. Sesinden ciddi olduğunu anladım. Yaptığı her boka kanım kaynıyordu. Dudağımın iç kısmını ısırıp dudaklarının kenarını öptüm Berat ve Baler'in burada olmasını umursamadan.

"Şöyle tatlı tatlı konuşma dayanamıyorum, yemin ederim şu arabanın üstüne yatırıp..." kulağına fısıldayarak söylediğim şeyin devamını getiremeden içeri giren Berayla sustum.

Girdiğinde yere eğik olan kafasını kaldırınca donup kaldım. Yüzü çok kötü görünüyordu. Kaşlarının kenarlarında patlaklar vardı. Dudağı şişmiş ve morarmıştı. Çenesinde ve elmacık kemiklerinde kırmızılıklarla karışık sarılıklar dikkat çekiyordu.
Biri benim dövdüğüm zamankinin elli katı fazla dövmüştü. Giydiği siyah boğazlı kazağın açıkta bıraktığı kadarıyla boynunu çevreleyen morluklar belli oluyordu.

YANGIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin