Bu bölüm şiddet içermektedir.
Dudağımın üstüne bastırdığım peçete kanla ıslanmıştı çoktan. Tekrar Kürtçe 'şerefsiz' diye mırıldandığım anda suratıma inen tokadı çok canımı acıtmamıştı ama dudağımı patlatmıştı. Vurduğu anda gözlerine oturan pişmanlık görülmeye değerdi.
Seslenen arkadaşlarıyla arkasına bakmadan gitmeseydi özür bile dileyebilirdi.
Peçeteyi çekip tezgahın üstünde oturmaya devam ettim. Kendi yaşlarımda birinden yediğim tokat koymuştu .
Kapının önünde görünen Behran amcayla tezgahtan yere atladım.
"Ha Bengi uşağum sana bakaydum. Dudağına noldu da ? " dedi. Oğlun dayak attı dese miydim? Belki oğluna kızmak yerine beni suçlu bulurdu.
"Önemli bir şey değil amca. Sen niye beni arıyordun?"
'Nasıl önemli değil?' gibi bir şeyler homurdandı. Gülümsedim. Yara gerilen dudağımla tekrardan kanamaya başladı."Şimdi sen bu para işine ne diyorsun. Nasıl alacasun? Sigorta girişini ben hallederim. Ancak asgari ücret gibi ay ortasından ay ortasına almana gerek yok paranı. Genç adamsın. Sık lazım olur. Haftalık ya da günlük de olur. Sana kalmış uşak." Anlayışına karşılık bir dolu sarılmak istedim. Ama kendimi durdurdum.
"Amca şimdi ben buraya yeni taşındım. Bazı ihtiyaçlarım için hemen paraya ihtiyacım var. Bana bugün para versen. Her hafta başında ya da sonunda da paramı alsam olur mu ? Miktarı da sana kalmış."
Gözleri dalıp gittiğinde düşündüğünü anladım.
"Olur ." deyip cebimden bir tomar para çıkardı ve sayamadığım bir kısmını sayıp avucuma bıraktı.
"Al bakalum. Bir kısmı da sana destek olsun diye." Elini omzuma koyup pat patladı ve oğluna seslenerek yanımdan ayrıldı.
Avucumun içindeki paraya baktım. Bir haftalık ücretin çok daha fazlasıydı.
***
~Gazapizm-Memleketsiz~
İş çıkışında üstümdeki mavi tulumu çıkarıp duvardaki askıya astım.
Hâlâ arkadaşlarıyla oturmuş sohbet eden çocuğa tek kelime etmeden evime giden yolu yürümeye başladım.
Şu an hafif hissediyordum. Dudağımda kabuklaşan yaraya rağmen güzel bir gün olmuştu. Buradaki ilk paramı kazanmıştım . Şimdi bir marketten alışveriş yapacak ve kendime yemek yapmayı deneyecektim.
Kendime ait bir alanda ,yatağım olmasa da kanepemde ölme tehlikesi olmadan rahatça uyuyabilecektim . Evimin hâlâ taşlanma ihtimali vardı ama en azından cayır cayır yanmayacaktım.
Marketin önüne geldiğimi fark ettiğimde kendi düşüncelerime güldüm. Bir şeylerin ters gitmesine ne kadar alıştıysam herkes için normal olan şeyler benim için mutluluk sebebiydi.
Markete girip ihtiyacım olan şeyleri düşündüm. Çok fazla şeye ihtiyacım vardı .
Önce ihtiyacım olan şeyleri almam lazımdı ama çikolata delisi bir insandım ve birkaç haftadır çikolata yemeye ne fırsatım ne de param olduğu için şu an aşeriyordum resmen.
Beyaz çikolatalı gofretleri ve daha bir sürüsünü avucumda biriktirip yemeklik malzemeler reyonuna geçtim. Salça ve yağ aldım.
Neden her şey bu kadar pahalıydı ki?
En son makarna ve bakliyat reyonundan birkaç pişirebileceğim malzeme daha aldım.
Kasaya vardığımda market kapanmak üzereydi. Hava iyiden iyiye kararmıştı. Kasada bırakılmış küçük sulardan bir tanesini de alıp aldığım şeylerin yanına bıraktım. Boğazım kurumuştu yine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANGIN
Nouvelles-Kolyeni bende unutmuşsun , akşam gel al. ×Yangında düşürdüm sanmıştım. -Yangın sayılır... (Ağır Roman filminden replik alıntısıdır .) (Kitabın asıl adı 'Memleketsiz'di çünkü Gazapizm-Memleketsiz dinlerken gelmişti aklıma ama sonra değiştirdim.Yine...