Bölüm Beş : Kahvehane

2.3K 174 11
                                    

Sıcak havaya ve ensemden belime kadar akan tere rağmen titrememe engel olamıyordum.
Bir kere hastalanınca iyileşememekten nefret ediyordum.

Uyandığım andan beri bir iş bulabilmek için dışarıdaydım. Kendi kendime yetebilmek ve ayaklarımın üzerinde durabilmek için uğraşıyordum. Uğraşmak zorundaydım.

İlk dışarı çıktığım serin hava yerini sıcağa bırakmıştı.
Kendi evimin üç mahalle aşağısına ve iki mahalle yukarısına kadar gezmediğim yer kalmamıştı.

Kaldırımın kenarına çöküp soluklanmak için sırtımı elektrik direğine dayadım. Ağzım kurumuştu ve yine acıkmıştım , günde tek öğünle idare etmek zordu.

Önünde durduğum kahvehaneden gelen bağırış ve küfür seslerini dinledim bir süre. Kapının kenarında okey oynayan amcalardan biri küfür ederek ayağa fırladı.

"Ulaaa pezevengin dölü!! Madem daş çalacasun alttan alttan yap da görmeyelum." Seslenme şekline kahkaha attığımda sinirli gözlerini bana dikti.
Tombul yüzü boynundan itibaren kızarmıştı. Kahkahamı durdurup yavaşça ayaklandım. Şimdi sağı solu belli olmazdı. Vurmaya falan kalkarsa yaşlı başlı adama karşılık vermezdim.

O birkaç saniye dik dik yüzüme bakıp taş dizme işine geri döndü . Ben de hazır ayaklanmışken gideyim deyip aşağı caddeye yöneldim ama "Baksana oğlum." diyen sesle geriye döndüm. Üstünde kahverengi, cepli bir önlüğü olan adam elindeki çay tepsisiyle bana
bakıyordu .

"Buyur abi?"

"Sen bir şeye mi bakmıştın? Burada oturuyordun ya fark edince sorayım dedim." Benim şiveme benziyordu şivesi.

Elimi havada salladım ve tarak yüzü görmeyen uzun saçlarımı geriye taradım. Siyah tutamlar görüşümü kapatıyordu.

"Yok abi. Sabahtan beri ora senin bura benim gezip duruyorum. Yoruldum . Ondan soluklanayım diye oturdum. " dedim.

Kalın ve saçlarına tezat siyah olan kaşlarını kaldırıp yeniden konuştu .

"Hayırdır ? Doğru , sen bizim mahalleden de değilsin zaten.  Bir şey mi ararsın ?" dediğinde onaylamak için kafamı salladım.

"Değilim, iş arıyorum ." Sessizce "Bulamadım ,o ayrı şey." diye bitirdim.

Kaşlarını indirip elindeki tepsiyi yan çevirdi.

"Yeni mi geldin buralara? Belli belli. Ne iş yaparsın sen? " kendi sorup kendi cevaplamıştı. Buna güldüm . Sonra sorduğu soruyla gözlerimin parladığına eminim.

"Her işi yaparım. " gülümseyip elini omzuma koydu .

"O zaman yeni işin hayırlı olsun. Anaa daha tanışmadan seni işe aldım. Kusura bakma. " heyecanla omzundaki elini tutup indirdim ve öpmeye yeltendim. Bizim oralarda teşekkür mahiyetinde böyle yapılırdı.
İzin vermeden elini çekti.

"Ne zaman başlayayım işe abi ? " diye sorup kahvehaneyi işaret ettim. Kahveye bakıp bana döndü.

"Haa , burada çalışmayacaksın. Bir arkadaşın oğlu tamirhanede yanında çalışacak birini arıyordu. Onunla çalışırsın diye düşündüydüm . Uymaz mı sana ?" Omuz silktim. Ne iş olda uyardı . Yeter ki cebime üç beş kuruş para girsindi.

Kısa ama olsun. Görüşeriz ve sizi seviyoree.
Öptüm tontiş yanacıklarınızdaaan.

01.06.2022
23.23

YANGIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin