Sabah bölük pörçük uykumdan uyandığımda Berat yatak odasının bir adım dışında durmuş yeri izliyordu.
Kolumun üstünde yatan orman gözlüyü uyandırmadan kalkıp karnının üstüne kadar örtülü olan battaniyeyi omuzlarına bırakıp yanından çıktım.Berat uyandığımı fark edince bayık ve kırmızı gözlerini yüzüme dikip birkaç saniye baktı ve sonra iki adım gerileyip kapıdan çıkmama müsaade etti.
Çıktıktan sonra kapıyı kapattım,orman gözlüm biraz daha uyusundu."Ben teşekkür edecektim ama ikiniz çok güzel sarılmış uyuyordunuz. Kıyamadım." Elimi omzuna atıp sıktığımda dudaklarında bir gülümseme peydah oldu ama yalancıktan olduğunu metrelerce öteden anlayacağım türdendi.
"Bir şey daha...biraz önce Berkan aradı." Gözlerini kapatıp yutkundu ki ne diyecekse onu zorladığını anladım. "Onun babası arayıp adet gereği tüm mahallenin gençlerinin isteme günü kız evinde olmasını istemiş. Her ne kadar aramız iyi olmasa da... ve o da çok istemese de gideceğiz. Hatta Behran amcanın bile Bilge'yi zorlayacağına eminim."
Kaşlarımı çatıp elimi omzundan çektim.Dediği onun için çok ağırdı.
"Bunun yapılacak bir şey olduğunu sanmıyorum Berat.
Bilge de kabul etmez zaten. Sen de gitmezsin olur biter. Hep birlikte dışarı çıkarız. " diye teklif sundum. Sevdiği adamın istemesinde olup canını daha fazla yakmasını istemezdim."Yok,ben gitmek istiyorum. Bu ilk acı çekişim olmaz aşkım için. Hem acı gerçekler suratıma duvar gibi çarparsa vazgeçerim belki." dediğinde hüzün akan sesine tezat gülümseyen dudaklarıyla üzgünce baktım. Ne yapabilirdim ki? Bir yerde haklıydı. Adam evlenecekti ve olurları yok gibi görünüyordu.
"Tamam o zaman. Ben de Bilge'yi ikna ederim. Seni orada yalnız bırakacak değiliz. Ne zamanmış peki isteme?"
"Bugün..." Cümlesini devam ettirmek istediğinde sesi çatladığı için sustu, bense omuzlarına sarılıp o bana destek olduğu zamanlarda nasıl yanımda hissettirdiyse öyle hissettirmeye,yanında olduğumu belli etmeye çalıştım.
"Bengi...Bilge biliyor mu? Ona söyledin mi? " dediğinde cıkladım. Kendisi istemediği sürece asla söylemezdim. Bu Bilge'nin arkasından iş çeviriyormuş düşüncesi yaratsa da doğru olan buydu.
Birden önünde konuştuğumuz yatak odası kapısı açılıp da içinden hâlâ ayılamamış orman gözlüm çıktı."Neyi biliyor muyum diye sormayacağım. Belli ki seni dün o hâle sokan şey hakkında konuşuyordunuz. Seni zorlamıyorum Berat. Kardeşim dediğin adama anlatmıyorsan yazıklar olsun." Sitemli sitemli konuşurken bana dönüp "Sana da aşk olsun şurimşinem, bilip anlatmıyorsun ya." dedi ve aramızdan geçip oturma odasına gitti. Berat'a yapabileceğim bir şey yoktu ama Bilge'yi küstüremezdim. Hemen arkasından oturma odasına girdiğimde su içen yeşil gözlünün dibine kadar girip kollarımı beline sardım.
Bardağı dudaklarından çektikten sonra "Şu içene yılan bile dokunmazmış. Haa unuttum,sen benden kardeşimin sırrını saklayan sevgilimsin. Yılan yanında masum kalır. Şeytan seni..." dedi. Göğsünden ayrılıp yanağına parmak uçlarımla tokat attığımda çatılı kaşlarını düzeltti.
"İt herif,keyfimden mi söylemiyorum? Bir de şeytan diyorsun bana.." Arkamı dönüp gidecekken kolumdan tutup kendine çekip tezgâhla arasına kıstırdı ve kendini bana bastırdı. Dudağı boynumu bulurken ellerini kazağımdan içeri sokup karnımla kasıklarımın arasını okşadı. Hiçbir şey yapmadan sadece bekledim. Bir nevi teslimiyetti ki o da biliyordu.
"Biraz trip atayım dedim ama zararlı çıktım. Sen beni hep zararlı çıkartıyorsun." Kulağına yaklaşıp 'O zaman bırakabilirsin beni.' diye fısıldadığımda kazağımın altından elini sürüyerek göğsümün sol tarafına götürdü.Beş parmağı açık bir şekilde kalbimin üstünde dururken hızlanan kalbime gülümseyip dudaklarını çeneme bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANGIN
Conto-Kolyeni bende unutmuşsun , akşam gel al. ×Yangında düşürdüm sanmıştım. -Yangın sayılır... (Ağır Roman filminden replik alıntısıdır .) (Kitabın asıl adı 'Memleketsiz'di çünkü Gazapizm-Memleketsiz dinlerken gelmişti aklıma ama sonra değiştirdim.Yine...