Banu teyze ütülediği gömleğinin yakalarını düzeltirken bir yandan da "Bu ne kadar uzun boy böyle uşağum?" diye söylenmekle meşguldü. Daha fazla kızmasın diye dizlerimi kırıp iyice eğildim.
"Banu teyze kızma. Allah vergisi vallaha. Ben istemedim bu kadar uzun olmayı." dediğimde Bilge güldü. Banu teyze bu sefer de sinirli gözlerini ona çevirip hızlı hızlı yarısını anlayıp yarısı hakkında hiçbir fikrim olmayan bir şeyler söyledi.
"Ha senu heç sevmeyrum çiyan gözlu. Bu uşağa yaptuklarınu da unutmadum. " deyip söylene söylene kanepeye oturdu.
Bilge "Ben de unutamıyorum ki. Ona vuran ellerim kırılsın." deyip üç adımda yanıma gelip şap diye yanağımdan öpünce bedenime sarılan kollarından kurtulmak için çırpınsam da bırakmadı.
"Dalaşma it gibi. Ütülerini bozaysun gömleklerun." Banu teyze haklıydı. Ellerini ittirip uzaklaştım. Herkesin yanında o kadar rahat davranıyordu ki sanki ilişkimizi öğrenseler "Hayırlı olsun." deyip geçeceklerdi.
"Sen bi gelsene benimle. " deyip yatak odama girdim. Hemen arkamdan girip kapıyı kapattığında baştan sona süzerken buldum kendimi. Üstündeki siyah gömlek ve bacaklarını saran taşlanmış siyah kotuyla her zaman olduğundan daha ciddi duruyordu. Her zamanki kadar yakışıklıydı. Her ne diyeceksem unutmuştum çoktan.
Gözlerimi kapatıp kendime gelmek istedim ama gözlerimi geri açtığımda çok yakınımdaki yüzüyle daha çok afalladım.
"Eğer beni buraya bir şeyler yapmak için çağırdıysan o dandik kız isteme hiç umrumda değil. Ekip şu andan başlayıp ertesi sabaha kadar..." devamını getirmeden dudaklarını kısaca öpüp çekildiğimde anlık kapattığı gözlerini açtı.
"Bir şey söyleyecektim Bilge ama aklımı başımdan aldın." Fısıltıma yeşil gözleri kısılarak güldüğünde ben de gülümsedim. Çok güzeldi bu çocuk.
"Berat gideceği için isteme de onu yalnız bırakamayız ama eve döndüğümüzde bir şeyler yaparız. Yani belki.." Elini aslında onun olan üstümdeki beyaz gömleğin yakasına atıp Banu teyzenin düzeltmek için on dakika uğraştığı yakayı kaydırıp üstten iki düğmesini açtı. Dudaklarını boynumda ve köprücüklerimde dolaştırıyordu.
"Bunun sözünü aldım bir kere.Bu akşam..." dudakları tıpkı beni sahilde öptüğündeki gibi tenimi eritirken ellerimi ensesine atıp yeni tıraş ettiği için kısalmış olan saçlarıyla oynadım.
Öptüğü yeri yalayıp emdi. Keten pantolonumun üstünden sertliğini bana bastırdığında geriye kaçıp ileriye gitmemek için uzaklaştım.
"Ama ama..." dediğinde yine gülümsedim. Tükürüğüyle ıslattığı boynumu silerken bastırdığım yer sızladığında dolabın kapağına silikonla yapıştırdığım aynanın karşısına geçip baktım. Boynumda üst üste duran iki morluk vardı.
Ben morlukları incelemeye devam ederken Bilge sırtımı göğsüne yaslayıp çenesini omzuma koydu.
"Bunlardan vücudunda bir sürü ister misin? " dediğinde aynadan gözlerinin içine baktım. Ve kafamı yavaşça aşağı yukarı salladım. " Ama seninkinde daha çok olacak,emin olabilirsin." Bir şey demeden sadece dudaklarını boynumun yan tarafına sürttü.
Ben de kafamı geriye atıp yanağından öptüm."Hadi çıkalım. Berat'ı alalım evinden."
Odadan çıkıp Banu teyzeye haber verdim. Sonra ikimiz birlikte evden çıkıp Berat'ın nerede olduğunu bilmediğim evine yürümeye başladık.
"Bengi...Berat birine mi aşık?" Bilge'nin düşünceli sesiyle sorduğu soruya cevap vermedim. Aslında kaç yıllık arkadaşıydı ama yine de söylemek bana düşmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANGIN
Cerita Pendek-Kolyeni bende unutmuşsun , akşam gel al. ×Yangında düşürdüm sanmıştım. -Yangın sayılır... (Ağır Roman filminden replik alıntısıdır .) (Kitabın asıl adı 'Memleketsiz'di çünkü Gazapizm-Memleketsiz dinlerken gelmişti aklıma ama sonra değiştirdim.Yine...