Berat
Baler...Ne olur bana geri dön. Kim ne der kim ne söyler umrumda değil. Bera'yı seviyor olmam seni sevmeme engel hiç değil aynı ona da söylediğim gibi. Nolur oradan çık ve güzel yeşillerini aç. Sende aşık olduğum en güzel şeyleri geri ver bana.
...
Saatlerdir ameliyathane kapısının önünde yere çökmüş oturuyordum. Buz gibi mermer beni gerçeklere bağlayan tek histi. Çevremdeki tüm sesler bir uğultudan ibaretti. Görme duyum yitip gitmişti. Kimseyi fark edemiyordum. En son gördüğüm şey Baler'in kana bulanmış yüzüydü.
Sonrası tuzparçaydı.Her şey ve acı hariç tüm duygular beni terk etmişti. Dün akşam "Sen benim sevgilim değilsin." deyişim ve onun kırık sessizliği içimde parçalara ayrılıp duruyordu.
Sürekli sürekli başa sarıyordu beynimde.Geldiğimizde çoktan kalbinin durmuş olduğunu söylemişlerdi ve şimdi ameliyattaydı. Zaman algımı kaybettiğim için ne kadar zaman olduğunu bilmiyordum ama çok uzun geliyordu,olması gerektiğinden çok daha uzun.
Omzuma bir el konduğunda eğdiğim kafamı kaldırmaya zorladım kendimi. Berat diz çökmüştü. Gözleri kırık bakıyordu,kırgındı. Dün pansuman ettiğim şişmiş kalın dudakları kupkuruydu.
Çok daha kötü görünüyordu. Nedenini bu kafayla bile anlayabiliyordum. Baler için bu halde olmam ona dokunuyordu.Gerçekler acıtırdı belki ama benim kalbimin içindeki savaşta ikisi de kazanamıyordu. Eğer Baler bugün gitmek için geldiğinde biraz daha hızlı davranabilseydim gitmemesi için durdururdum ama yetişememiştim. İkisinden birini seçme gibi bir lüksüm yoktu. Bu lüks de olmazdı. Ya ikisi birdendi ya da hiçbiriydi.
Bera " Bir elini yüzünü yıkayalım, saatlerdir orada oturuyorsun." diye mırıldanıp gözümün önüne düşen saçlarımı tel tel ittirdi. " Çok seviyorsun." dedi fısıltıyla sonra. Takatim yoktu,dilimde konuşacak güç yoktu ama "Seni sevdiğim kadar çok seviyorum." diyebildim.
Kollarını kollarımın altından geçirip ayağa kaldırdı saatlerdir aynı köşede oturan yıkık ve kafası bulanık adamı.Belime sarıldı. Ben de ona yaslanıp güç aldım. O sırada duvarın dibine çökmüş Bilge'yi gördüm. Benden halliceydi belki.Balerle o kadar yakınlardı ki canının benim kadar yandığına emindim. Bengi yanına oturmuş omuzlarına sarılmıştı.
Bera'ya tutunarak tuvalete kadar ilerledim. Lavaboda yüzümü yıkadı.Gözlerimin içi alev alev yanıyordu. Mırıltıyla söylediğimde yüzüme daha çok su serpti.
"Uyanır değil mi Bera?" dediğimde "Saatlerdir uğraşıyorlar Berat. Çok güçlü demek ki. Yoksa öyle bir hasardan sonra bu kadar hayata tutunamazdı." dedi. Söylediklerinde ciddi mi diye bakındım. Sepsert suratı Baler için üzgünlük barındırmıyordu."Ya da senin varlığına tutundu." Kaşlarını çattığında elimi uzatıp kaşlarının ortasını ovuşturdum.
"Eğer uyanırsa..." dedi. Devamını getirmenin ne yeri ne zamanı değildi. Belli ki o da biliyordu ya sustu o yüzden.
"Ya ikiniz ya hiçbiriniz...Döndü,bıraktığı Berat başka birini seviyordu evet ama ben onu sevmekten de hiç vazgeçmedim." Ellerini belime sarıp yavaşça uzun lavabo tezgahına oturttu beni." Seni sevmekten de vazgeçmem. Seçim yapmam gerekiyorsa kendimi Rize'nin en dik falezinden aşağıya bırakmayı seçiyorum."
"Sus,öyle konuşma." deyip yine sarıldı. Hissettiğim tek duygu olan acının yanında bedenime azıcık huzur yayıldı.
Ayık kafayla hayatım boyunca edemeyeceğim bir itirafı o an ettim.
"Geçen Baler dizimde uyuyordu. Onu ilk nerede gördüğümü düşündüm.Üniversitede gördüm pek tabi. Farklı fakültelerdeydik ama kampüsümüz ortaktı. Çok klasik bir tanışmaydı. Ellerimde bir ton kitapla yürüyordum. Çarptı bana.Nevrim şaştı ama. Her ne kadar ortalama aynı boylarda olsak da iriydi. Şu anki sen gibiydi. Senle de aynı boydayız ama kalıplısın ya hani..." dedim masumca.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANGIN
Historia Corta-Kolyeni bende unutmuşsun , akşam gel al. ×Yangında düşürdüm sanmıştım. -Yangın sayılır... (Ağır Roman filminden replik alıntısıdır .) (Kitabın asıl adı 'Memleketsiz'di çünkü Gazapizm-Memleketsiz dinlerken gelmişti aklıma ama sonra değiştirdim.Yine...