Bölüm On Altı : Bir Daha Öpme Beni

2.4K 142 57
                                    

9 yıl önce

Elimde tuttuğum gül demetini göğsüme bastırdığımda Boran da beni taklit edip topladığı kar beyazı papatyalara daha sıkı sarıldı. Sanki çiçekleri çalacaklardı.

Babamla birlikte evimizin kapısının önündeki somyada oturan anneme toplamıştık bu çiçekleri ama şimdi babamdan çekindiğimiz için yanına varamıyorduk.

Bir kol omzuma dolanınca kafamı yana çevirip kolun kim olduğunu bildiğim sahibine baktım. Upuzun boyuyla, dışındaki yeşil kısımları parlayan yeşil-kahve gözleriyle abimdi.

"Anneye mi topladınız?" Kaşlarıyla çiçekleri gösterdiğinde Boran hevesle ellerini birbirine çarptı, ellerindeki çiçekleri unutmuştu. Papatyalar yere saçıldığında küçük kardeşimin dudakları kendiliğinden dışa doğru büküldü. Ağlamaması için hemen yere eğilip dağılan çiçekleri toplamaya başladım. Abim de bana yardım etti. En son demeti bulandığı tozdan topraktan arındırmak için silkeleyip Boran'a uzattım. Avuç içiyle sol gözünden akan bir damla yaşı silip ağladığı için buğulanan gözlerini kapayıp açtı.

"Sağol ağabey." Peltek dilini ısırasım gelmişti. Kürtçe konuşuyordu ama çok kötüydü. Türkçesi zaten ayrı kötüydü. Normalde buralarda yedi sekiz yaşındaki çocuklar Türkçe bilmezdi ama ben ileride lisede, üniversitede sıkıntı çekmesin diye şimdiden öğretmeye başlamıştım.

Yeni yeni konuşmaya başlayan kardeşime iki dil birden zor geliyordu. İşaret parmağımın tersiyle sertçe yanağını okşayıp burnunu parmaklarımla kıstırdığımda burnunu kırıştırdı.

Abim ikimizi izlerken gülümsüyordu.

"Abi bizimle gelsene. O zaman babam bir şey demez."dedim.

"Size de bir şey demez güzelim benim." deyip benim Boran'ı sevdiğim gibi o da beni sevdi. Eğilip dudaklarını boynuma bastırdığında içim titredi.

Bir tarafına beni bir tarafına Boran'ı alıp babamgilin yanına ilerletti bizi. Kendisi geçip somyada ortalarına oturdu.

Ben elimdeki gül buketini anneme uzatınca Boran da papatyaları uzattı. Annemin dolan gözlerine bakıp iç çektim.

Bunu sürekli yapıyorduk. Ayda bir veya haftada bir...Aklımıza ne zaman gelirse işte.

"Oğullarım benim, canlarım ciğerlerim..."

Elimizdeki çiçekleri es geçip kollarını ikimize birden sardığında yüzümü boynuna gizledim.

Sabun kokan eşarbından ve kıyafetlerinden artık tenine sinmiş kokuyu içime çektim.

"E hani ben?" Yan tarafındaki abim çığırınca bana sarıldığı kolunu çözüp onu kolları altına aldı.

Çekinip yaklaşamadığım babamsa açıkta kaldığım için beni kolumdan tutup tek dizinin üstüne yan oturtup sıkıca sarıldı. Boynuna sarılıp karşılık verdim. Genelde babam bize pek yaklaşmazdı ama bir şekilde sevgisini hep hissettirirdi.

Sarılmamız bittikten sonra Boran dışarıda yere oturup tahtadan yapılma oyuncaklarıyla oynamaya başladı. Abim içeri geçince onun arkasından girdim ben de.

YANGIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin