four

1.5K 187 88
                                    

İki saatlik bir uykunun sonunda akşam yemeği için kurduğum alarmla uyanmak zorunda kalmıştım. Bıraksalar daha fazla uyurdum çünkü dün akşam hiç kolay bir gece geçirmemiştim zaten ama geç kalırsam Jay'in beni azarlayacağını bildiğimden uyanmaktan başka çarem yoktu.

Elimi yüzümü yıkayıp uzun saçlarım da gözümün önüne gelmesin diye ufak renkli tokalarımdan taktıktan sonra akşam yemeği için hazırdım. Merdivenleri hızlı hızlı inip salona vardığımda Jay masanın başına geçmiş oturuyordu. Ufak bir baş selamı verip yanındaki boş yere oturdum, bu sırada gözüm tam aramızda duran bebek sandalyesine kaymıştı. Demek minik hanımefendi ile beraber yemek yiyecektik. İşte bu durum beni sevindirmişti. Onunla tanışmak için can atıyordum.

Gözlerimi gergince masanın üzerinde gezdirdim. Böyle yaparak Jay'in bakışlarını bir nebze de olsa görmezden gelebiliyordum. Neyi bu kadar incelediğini de anlayabilmiş değildim. Acaba iş görüşmesinde olduğu gibi tokalarıma mı laf edicekti? Yoksa onun aksine renkli giyindiğim mavi crop tişörtüme mi? Gerçekten bu adamın acaba gri, beyaz ve siyah dışında bir sürü daha güzel renk olduğundan haberi var mıydı?

"Uykunu alabildin mi?"

Soruyu bana yöneltmesiyle kafamı ondan tarafa çevirdim. "Evet, biraz da olsa alabildim." Yalan yok hayatımda yattığım en rahat yataktı. Bu yüzden yattığım uyku hiçbir zaman bana yeterli gelmicek, hep daha fazlasını isteyecektim.

"Güzel, sabahları umarım uyanma konusunda bir problem yaşamazsın. Gerçi Chaewon'un ağlama sesine kesin uyanırsın ama-" Jay daha sözünü tamamlayamadan salonu ağlama sesi kaplamıştı. "İşte, gerçek Chaewon ile tanışma vaktin."

Ağlama sesinin daha da yaklaşmasıyla salona yaklaştıklarını anlamıştım ve birkaç saniye sonra da kapıda ufak bebeği kucağında taşıyan çalışan belirdi. Babasını gördüğü için mi bilmiyorum ama Jay'in kucağına geldiğinde ağlaması bir tık daha şiddetlenmişti. "Neden bu kadar ağlıyorsun prensesim?" Çalışan üçümüzü tek bırakıp çıktığında ben de ağlamaktan kıpkırmızı kesilmiş küçük kıza odaklandım.

Jay, bebeği bir eliyle tutarken bir yandan da akan yaşlarını silip yerine ufak öpücükler bırakıyordu. "Şşt... Bak artık burdayım, ağlamana gerek yok." Chaewon'un ağlaması durmazken ikimizin de bütün keyfinin kaçtığını hissetmiştim. Jay'in sertleşen yüz hatlarından bu rahatlıkla anlaşılıyordu.

Verilen emziği de tutmayı reddederek ağlamaya devam ettikçe kendimi kötü hissediyordum. Bu yüzden Jay'e yaklaşarak ellerimi bebeğe doğru uzatıp Jay'e baktım. "İstersen bir de ben susturmayı deneyeyim." O an vermek istemese bile başka seçeneği olmadığı için kafasını sallayıp Chaewon'u kollarımın arasına bıraktı.

Huzur veren kokusu burnuma dolarken minik bebeği omzuma yatırıp ben her ağladığımda annemin bana söylediği ninniyi kulağına mırıldanmaya başladım. Uyurken bir anda böyle ağlamasının sebebi belki de kötü bir rüya görmüş olması olabilirdi. Yanında annesi olsaysı kesinlikle daha rahat hissedecekti ama şimdilik elimden sadece bu geliyordu. Eğer bu yöntemim de onu susturamazsa o zaman elimden ne gelirdi bilmiyordum. Açıkcası bebek bakma konusunda sınırlı bilgilerim vardı. Bu sınırlı bilgilerimi de Chaewon ile geliştirmeyi umut ediyordum.

Düşündüğüm gibi olmamış, ben ninnimin sonlarına gelirken Chaewon'un da ağlayışları iç çekişlere bırakmıştı. Sırtındaki elimin hareketini kesmeyip biraz daha omzumda kalmasını sağladım. Başarılı girişimimin Jay tarafından nasıl karşılandığını öğrenmek için baktığımda gözlerindeki tuhaf parıltılarla bize bakmasını beklemiyordum. Daha çok benden bu performansı beklemediğini ve hayran kaldığını dair parıltıydı bu parıltılar.

baby sitter | jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin