"Ay, hyung çok utanç vericiydi!" Önümde duran tabletten ekrandaki odaya ufak bir göz gezdirip ondan kazandığım kahkahalarla yüzümü kapattım. Benim yerin dibine girmek istediğim anlara o katıla katıla gülüyordu bir de!
"Bebeğim, ben sana gidip patronunu kendine aşık etmeni şakasına demiştim ama anlaşılan sen işi faaliyete dökmüşsün. Aferin benim bebeğime."
Tanrım, zaten yaşadıklarım yetmezmiş gibi bir de beni utandırıyordu! "Ya hyung! Sana utandığımı söylüyorum, senin bana dediğine bak. Küstüm seninle." diyip dudaklarımı büzerek arkama yaslandım birazdan kendisini affettirmek için özür dileyeceğini bilmenin güveniyle. Kesinlikle bana küs kalmaya dayanamıyordu. Hatta yan yana olsaydık bana o sevdiğim frambuazlı pastalarından koca bir dilim getirip sırnaşıp dururdu.
Gözümün önüne gelen görüntüyle iç geçirmeden edemedim. Jake hyung ile kendimi bildim bileli beraberdik. Birbirimizi görmediğimiz bir gün neredeyse yoktu. Üniversite zamanlarında ders çalışmak için gittiğim bir kütüphane çalışıyordu kafesini açmadan önce. Yine bir gün kütüphaneye gidip rafların arasında dersim için lazım olan kitabımı ararken o da yanımda yüksek bir merdivenin en tepesine çıkmış kitapları düzenlemekle uğraşıyordu. Kitabı bulamamanın verdiği sinir ile oflayıp aramaya devam ederken yukarıdan başıma düşen bir kitap sayesinde tanışmıştık. Canımın acısıyla anlık olarak nerede olduğumu unutup kocaman çığlık atmış, Jake hyung'da elini dudaklarımın üstüne kapatıp sanki ağlamasını ailesi duymasın diye susturmaya çalıştığı kardeşi gibi "Tamam, sessiz ol, ağlama. Susarsan çikolata veririm." demişti dolan gözlerimi gördüğünde.
Üzerime toplanan insanların bakışları yavaş yavaş geri çekildiğinde o da dudaklarımdaki elini serbest bırakmıştı. Ben çatılı kaşlarımla bedenini süzerken eğilip yerdeki kitabı almış ve zarar gelip gelmediğini kontrol edip "Kafana kaya düşmüş gibi davranmasana. Küçük bir kitaptı." demişti elindekini göğsüne bastırarak. Tam kızmak için dudaklarımı aralamışken kitaba kayan bakışlarımla dudaklarımı geri aralayıp, çok geçmeden ikinci bir çığlığı atmıştım. Çünkü aradığım kitap elindeydi. Hemen çekiştirip kitabı kaptım ve parlayan gözlerimi görüp tuhaf bakışlar atma sırası da böylece ona geçmiş oldu. Değişik ama tatlı anımızdan sonra hatasından dolayı da bana kahve ısmarlamış, bu şekilde uzun süren arkadaşlığımız başlamıştı.
"Şakaa! Şaka yaptım bebeğim. Küsme hemen. Affettin mi? Eğer affetmem diyorsan senin için bu sabah yaptığım pastalardan ayırdım. Hem de bil bakalım neli? Evet, evet frambuazlı." dedi aceleci sesi ile. Dediklerimin çıkmasıyla kıkırdadım. "Tamam, affettim hyung."
"Oh, rahatladım."
"İnce düşünceli(!) kiracım geldi mi yanına?" İş teklifini kabul ettiğim gün eve döndüğüm de hepsini bavulun içinde, bavulumu da kapının önünde bulmuştum. Bunu kimin yaptığı çok açıktı, hızlıca kiracımın kapısını çalıp sakin tutmaya çalıştığım sesimle sorduğumda aldığım cevap "Sen yorulma diye topladım, iyi yapmamış mıyım?" olmuştu. Evden ayrıldıktan sonra da ilk işim mumarasını engellemek olduğundan iki gündür son ayın kirasını almak için Jake hyung'un kafesine gidiyormuş. Tanrım, bu adam tam bir kaçıktı! İnsanların haklarını yemeyi asla sevmezdim, kirasını elime para geçtiği ilk anda vericektim ama bu adam şimdiye kadar yaptığı aşırılıklarla canıma tak ettirmişti.
Benim uzunca süredir çektiğim adamdan Jake hyung iki günde bıkmış gibi nefes verdi, "Çirkin biri olmasaydı onu şimdiye kadar dövmüş ve kapının önüne süs heykeli diye koymuş olurdum ama bu sefer insanları korkutur kaçırır, beni daha büyük zarara sokar." diyerek sitem etti.
O kadar işinin arasında saçma sapan insanlarla muhattap ettiğim için bir yandan pişmandım ama isyan eden sesi o kadar komikti gülmeden edemedim, yalancı bir hüzünle konuştum daha da çok sinirlendirmek adına. "Özür dilerim hyung. Ne kadar üzgünüm anlatamam." Kahkahamı bastırmaya çalışan sesimle homurdandı çoçukca. "Dalga geçme Jungwon, dalga geçme." Ekrandan Chaewon'un yatakta ayaklandığını fark edene kadar havadan sudan konuştuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby sitter | jaywon
Fanfiction"Daha kendin bile bir çocukken nasıl bir bebek bakmayı düşünüyorsun ki?" | jay × jungwon |