Yatakta bir o yana bir bu yana döndüğüm dakikaların sonunda kendime işkence çektirmeye son verip üzerimdeki pikeyi attım. Sonuna kadar açtığım camlar veya balkon kapısı hiçbir işe yaramıyordu. Hem hava bu kadar bunaltıcıyken Kyungmi denilen kızın dedikleri aklımda dönüp duruyor, Jay'in bakışları gözümün önünden gitmiyordu.
Baş ucumdaki lambayı yakıp telefonumu elime aldım. Parlak ışığıyla gözlerimi birkaç kez kırpıştırma gereksinimi duymuştum. Açılan ekranda gözüken Chaewon ile olan fotoğrafımıza gülümsedim, üzerindeki kelebekli zıbını ile bahçede sallanırken çekilmiştik. Her anımızı ister istemez fotoğraflama ihtiyaci duyuyordum. Bir de benim bu dünya tatlısı kıza iyi bakamayacağımı söylüyordu? Biz çok iyiydik ve ona gayette iyi bakıp mutlu edebiliyordum. Kimse buna inanmasa bile ben kendime inanmalıydım.
Uykumun gelmesi için boş boş dolandığım dakikaların sonunda uykumun gelmesi şöyle dursun aksine daha da çok kaçmıştı. Dudaklarımın arasından sıcak nefesimi üfledim dışarı. Küçüklüğümden beri dikkate alınmaması gereken insanlar da dahil hakkımda söylenen her şeyi çok kafaya takan yapım vardı. Herkese karşı tabii ki de iyi olamazdım veya en ufak şeyden nem kapmak için yer arayan kişilere kendimi beğendiremezdim ama söylenebilecekleri en aza indirmeye çalışırdım. Bu da düşünüp durduğum anlardan biriydi. Kendime psikolojik olarak verdiğim hasarların yanında birçok kez bedenen de zarar veriyordum, bu akşam gururuma yediremeyip yemeğe inmemem gibi...
Sanki açlığım geçicekmiş gibi ellerimi gurulduyan karnıma bastırdım. Bu zamana kadar gerçekten iyi bile dayanmıştım. Yataktan çıkıp kapının önünde bir hareketlilik var mı diye kontrol ettim. Gerçi Jay'in işi belli olmazdı, odasına girdiğimdeki zamandan anladığım kadarıyla epeyce yavaş hareket ediyordu. Çıkıp çıkmama arasında ikilem yaşarken daha fazla duramayacağımı anladığımda yavaşça kapıyı aralayıo koridora sızdım. Koridoru aydınlatan loş turuncu ışıkların altında kapısı kapalı duran kapıya baktım. Ses seda yoktu, büyük ihtimalle o da uyumuştu. Ya da en kötü ihtimalle yarının hafta sonu olmasını fırsat bilip çalışma odasında çalışıyordu. Bu ihtimal benim için daha iyiydi. İki kat yukarıdan duymasının imkanı yoktu. Onunla karşılaşıp o kadar atardan sonra kendine yenik düşen biri olarak tanımasını istemiyordum.
Çıt çıkmaması için nefesimi dahi tutup kendimi güçlükle mutfağa attım. Bahçedeki yerlere yerleştirilmiş ışıkların aydınlatmasından yararlanarak başka ışık açma gereği duymadım. Sanki annesinden gizli gizli dolaptan bir şeyler kaçıran çocuk gibi sinsice buz dolabına yaklaştım. Kapağı açtığım gibi gözüme çarpan meyvelerin arasından muzu kapıp kapattım geri ve bu sefer de tek başına güzel olmayacağını düşünerek nutella aradım etrafta. Kahvaltıda olduğunu görmüştüm, dolapta olmadığına göre de dışarıda bir yerdeydi.
Fare gibi dolapları teker teker karıştırdım -bu sırada bir yerden Jay çıkıcak diye ödüm kopmuştu- ve en sonunda kiler niyetiyle kullanılan dolaptan nutella kavanozunu kaptım. Aldığım tatlı kaşığıyla ada tezgahın etrafındaki yüksek bar taburelerine oturup yüzümü hem çevresini ışıkların süslediği, ay ve yıldızlarla çok romantik ortam yaratan kocaman havuzu izledim. Arka bahçe gerçekten çok güzeldi. Gerek çiçeklerle, gerek taş yoluyla hoş duruyordu.
Kabuğundan ayırdığım muzun üstüne nutelladan sürüp yanaklarımın fırlamasını sağlayacak, dışarıdan bakan bir gözün boğulabileceğimi düşüneceği kadar kocaman ısırık aldım. Tatlı şeylere bayılırdım, meyveler ve çikolataların uyumuna ise asla karşı koyamazdım.
Yüksekliğinden dolayı yere değmeyen bacaklarımı hafif ritimle ileri geri sallarken bir yandan da muzumdan ısırıklar alıyor, üzerine bir de azıcık, çok azıcım daha çikklata yiyordum. Sabaha uyandığımda aynada sivilcelerime merhaba diyecektim anlaşılan... Hissettiğim kötü duygular da bu kadar çok tatlıya sarmama neden oluyordu. Mutsuz olduğumda ve mutlu olduğumda yardımcım her zaman tatlılar olmuştu. İmkanlarım doğrultusunda beni mutlu edicek tek şey tatlı iken gayette normaldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby sitter | jaywon
Fanfiction"Daha kendin bile bir çocukken nasıl bir bebek bakmayı düşünüyorsun ki?" | jay × jungwon |